Mahkemece yapılan bu saptamalar doğrultusunda gerekirse taraf teşkilindeki eksiklik giderilerek çekişmenin esası hakkında bir hüküm kurulması yerine, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmadığından, hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 25.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2005/ 1463 Talimat sayılı dosyasında 04.12.2006 tarihinde yapılan ihalede satın aldığını, ihalenin kesinleştiğini, trafik tescil şube müdürlüğünce araç üzerindeki hacizler nedeniyle tescil işlemi yapılmadığını ileri sürerek, haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü işleminin şikayet yolu ile kaldırılması talep etmiş, mahkemece; istemin reddine karar verilmiştir. Şikayetçi üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu, haczedilen menkulün kendisine ait olduğu iddiasına dayanmaktadır. Bu hali ile talep İİK'nun 96 ve devamı maddelerine göre açılmış istihkak davası niteliğinde olup, icra mahkemesine şikayet olarak başvurulması, HMK'nun 33. maddesinde yer alan hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kuralı karşısında sonuca etkili değildir....
Her ne kadar Türk Medeni Kanunun 724. maddesine dayanan bina sahibinin kişisel hakkını inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona yada onun külli haleflerine karşı ileri sürmesi mümkün ise de, davacı vekili 18.11.2005 tarihli dilekçesinde davalıya yapılan satış işleminin davacının Türk Medeni Kanununun 724. maddesi ile kazandığı hakkı bertaraf kastıyla gerçekleştiğini, muvazaalı satış olduğunu ileri sürdüğünden bu hususun da incelenip değerlendirilmesi gerekir. Diğer yandan, bilirkişice binanın % 65 fiziki oranda tamamlandığı, ancak içerisinde ikamet edildiği belirtilmiştir. Rapora göre orta yerde tamamlanmış bir bina olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, çekişmenin esasını yukarıdaki vurgulamalar dikkate alınmak suretiyle incelemek ve sonucuna uygun bir karar vermekten ibarettir. Bütün bu hususlar üzerinde durulmaksızın istemin hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilerek hükme bağlanması doğru olmadığından karar bozulmalıdır....
Öyle olunca özel hukuk hükümlerine tabi bir sözleşmenin iptali ile ilgili olan bu çekişmenin idari yargı değil adli yargı mahkemelerinde görülmesi gerekir. Mahkemece işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 21.5.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı, davacı tarafça tüketilmesi zorunlu idari başvuru yolları tüketilmeden dava açıldığını, terkin işleminin Ağrı Tapu Müdürlüğünce tesis edilen bir işlem olduğunu belirterek davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini savunmuştur. Mahkemece; Ağrı 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/135 Esas 2014/63 Karar sayılı kararının davacı yönünden kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuracağı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Somut olayda davacı ile davalılar taşınmazın paylı malikleri olduğu, davacının taşınmazın kadastro çap ve krokilerinin doğru ölçümleri yansıttığını ancak zemindeki kullanıma uygun olarak yüzölçümünün tutanaklara doğru geçirilmediğini ileri sürerek bu hatanın giderilmesini talep ettiği, davacının talebi üzerine ya da resen Kadastro Müdürlüğünce yapılmış bir düzeltme işleminin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda çekişmenin 2644 ve 3402 Sayılı Yasadaki anlamıyla tapu kaydındaki yüzölçümü yahut tersimat hatasından ileri gelmediği anlaşıldığından, uyuşmazlığın hasımlı olarak açılan tapu iptali ve tescil davası niteliğinde olduğu kabul edilerek dava tarihine göre, 6100 sayılı HMK.'nun 2/I maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08/12/2014gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Yüzölçümü düzeltme işleminin iptali istemine ilişkin davada... Asliye Hukuk Mahkemesi ve .... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, talebin, 3402 S.Y.'nın 41. maddesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Mahkemece, takip miktarı veya mahcuzun miktarından hangisi az ise o değer üzerinden nispi harç alınarak ve varsa noksan harç tamamlattırılarak ve tarafların tüm delilleri toplanarak, çekişmenin istihkak davası prosedürüne göre çözümlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan talebin şikayet başvurusu olduğu değerlendirilerek yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Kabule göre de; İİK'nin 79/2. maddesine göre hacizle ilgili şikayetlerin, istinabe olunan icra dairesinin tabi bulunduğu icra mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, talebin Karabük İcra Müdürlüğünce yapılan hacze ilişkin olması nedeniyle, Karabük İcra Mahkemesi yetkili olduğundan, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi de doğru değildir....
ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacı, 152 ve 153 parsel sayılı taşınmazları 02.12.2008 tarihinde dava dışı ... isimli kişiden satın aldığını, akabinde taşınmazda kiracı olan davalının taşınmazdan tahliyesi isteğiyle açtığı davanın kabul edilerek kararın derecattan geçerek kesinleştiğini, ancak davalının taşınmazdaki demir profilden yapılmış dükkan ve deponun kendisine ait olduğu iddiası ile bu yapıları sökmeye başladığını ileri sürerek, taşınmazlarda yer alan yapıların mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespitine, davalının bu yapıların mülkiyetine yönelik müdahalesi ile sökme ve yıkma eyleminin önlenmesine, çekişmenin bu şekilde giderilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kesinleşen kararı ile taşınmazın boş olarak davacıya teslimine karar verildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur....
Petrol Gazları A.Ş. arasında LPG tedariki hususunda her hangi bir sözleşme muvafakati olmaması noktasındaki çekişmenin giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri ayrı ayrı verdikleri dilekçelerinde; davacı tarafından daha önce aynı konuda dava açıldığını ve davanın derdest olduğunu belirterek derdestlik itirazlarının dikkate alınarak davanın açılmamış sayılmasına, aksi halde esas yönünden davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; eldeki davanın 25/05/2009 tarihinde açıldığı, daha öncesinde davacı tarafından aynı yere ilişkin müdahalenin önlenmesi, kal ve çekişmenin giderilmesi talebi ile açılan davanın reddine ilişkin 19/02/2009 tarihli kararın Yargıtay 19....