Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nin "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz....

    Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....

      Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, çaplı taşınmaza doğrudan tecavüz ve komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Davacı, davalının komşu parsellerde yaptırdığı otel inşaatının ruhsatsız, kaçak ve komşuluk hukukuna aykırı olduğu gibi kendisine ait 19 no'lu parsele de tecavüzlü olduğunu, 1 ve 20 parsellerdeki binaların kaçak olarak birleştirilip, güçlendirme yapılarak statik risk oluşturduğunu, davalının inşaatı nedeniyle hava akımının kesildiğini ve güneş görmediğini, 155 ada 1 ve 20 parselde yapılan kaçak güçlendirme, birleştirme, yapılaşma faaliyetleri nedeniyle verilen idari yıkım kararlarının uygulanması gerektiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı vekili davacının parseline müdahalenin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25/10/2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, yıkım, eski hale getirme ve alacak talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10/04/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, yıkım, eski hale getirme ve alacak istemlerine ilişkindir....

          DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece, davalılar ... ... yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, davalı ... yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ve davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ve komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle yıkım isteklerine ilişkindir....

            -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre;çekişme konusu 679 parsel sayılı taşınmazın davacıya, buna komşu 673 parselin ise davalıya ait olduğu, davalının kendi mülkiyet alanına ve 679 parsel sınırına tecavüz olmaksızın bitişik olarak yapılandığı anlaşılmaktadır. Davacı, gerek dava dilekçesinde, gerekse Cumhuriyet Savcılığına yapmış olduğu şikayet dilekçesinde davalının yaptığı inşaatın kendi sınırına 3 m uzağına yapması gerekirken sınıra yaptığını ileri sürmek suretiyle eldeki davayı açtığı görülmektedir. İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre davalının yapmış olduğu binanın davacıya ait taşınmaza fiilen bir tecavüzü bulunmadığı ve Türk Medeni Kanununun 737 ve takip eden maddelerinde öngörülen komşuluk hukukundan kaynaklanan bir zararın da varlığı ileri sürülmediği sadece yapının sınıra 3 m uzakta yapılması gerektiğini ileri sürmüştür....

              Yöresel bir örf ve adetin mevcudiyetinden söz edilebilmesi için, o yörenin doğal ve ekonomik koşullarına, toplumun kültür seviyesine, telakkilerine, gelenek ve göreneklerine göre oluşan ve uzun süredir devam eden, pek çok kimse tarafından kabul edilen bir durumun söz konusu olması gerekir. Münferit ve devamlı olmayan olaylar örf ve adetin mevcudiyetini göstermez. Hakim örf ve adetin tespitinde, yerel bilirkişi ve tanıkların bilgilerinden, gerektiğinde uzman bilirkişi görüş ve raporundan yararlanacak, hak ve nesafet kuralını göz önünde tutacaktır. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir....

                Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 11.09.2015 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Komşuluk Hukukundan Kaynaklanan Elatmanın Önlenmesi Ve Yıkım K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TMK'nin 737 ve devamı maddeleri kapsamında komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                    -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, kayden davacıya ait çaplı taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın taşkın yapılanmak suretiyle elattığı mahkemece belirlenerek taşkın yapının yıkımı suretiyle elatmanın önlenmesine; savunma yoluyla getirilen temliken tescil isteğinin ise TMK nun 725. maddesinde öngörülen koşulların oluşmadığı gözetilerek reddine karar verilmiş olması doğrudur. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak, bir taraftan yıkım suretiyle elatmanın önlenmesine karar verildiği halde, infazı ilgilendiren ve infaz aşamasında ortaya çıkacak yıkım masraflarınında karar altına alınmış olması doğru değil ise de; anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 2. fıkranın hükümden çıkartılmasına ve kararın bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı 356.20....

                      UYAP Entegrasyonu