Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Belli günde davacı vasisi vekili Av. ... gelmiş, başka gelen olmadığından duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davanın açıldığı tarihte vesayet altında olmayan davacı ..., ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 24.01.2012 tarihli, 2011/345 E.-2012/32 K. sayılı kararı ile vesayet altına alınmış, kendisine vasi olarak ... atanmıştır. Mahkemece verilen gerekçeli karar davacı vekili sıfatı ile Av. ...’a ve davacı vasisi ...’e tebliğ edilmiştir. Kararı davacı vekili sıfatı ile Av. ... temyiz etmiş ise de, dosya içinde anılan avukata davacı vasisi tarafından vesayet altındaki davacı adına verilmiş bir vekaletnameye rastlanmamıştır. Dosya içinde bulunan vekaletname, vasi ...’in kendisi adına verilmiş bir vekaletnamedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın vasi adayı tarafından temyiz edilmesi üzerine (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi'nin 04.11.2015 gün ve 2015/16489 Esas, 2015/15863 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Vasi adayı Firdevs Akça vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Babası ... ve annesi ...'nın vesayet altına alınma işin açılan davanın reddine ilişkin kararın, davacı tarafından temyizi üzerine; (Kapatılan) 18....

      Yine aynı kanunun 419/3 maddesi de "Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velâyet altında bırakılır." şeklindedir. Ana ve babanın küçük üzerindeki doğumla başlayan velayet hakkı kural olarak küçüğün reşit olmasına kadar devam eden ve kendine özgü yükümlülükler ve bununla birlikte bir kısım haklar bahşeden özel bir haldir. Küçüğün ergin olması ile birlikte bu yükümlülük ve haklar yani velayet, başkaca bir işlem veya karara gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erer. Kısıtlanmayı gerektiren haller kanunda tahdidi olarak sayılmış olup ergin bir kişi hakkında kısıtlama kararı verilerek, kendisine vasi atanabilmesi için, Türk Medenî Kanunu'nun 405- 408. maddelerinde öngörülen kısıtlama sebeplerinden birinin varlığı gerekir. Yine vesayetin sona ermesi hallerini düzenleyen aynı kanunun 472. maddesi "Diğer kısıtlılar üzerindeki vesayet, yetkili vesayet makamının kararıyla sona erer....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına, koruma ve tedavi altına alınma güvenlik tedbiri uygulanmasına dair Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 ... maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 ... maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü: I. GEREKÇE 1....

        Kefil olma." işlerinde YASAL DANIŞMANIN GÖRÜŞÜNÜN ve ONAYININ ALINMASINA, 4- Kararın yasal danışman atananın yerleşim yeri ve nüfusa kayıtlı olduğu yerlerde ilanına, 5- Kararın adliye divanhanesinde ilanına, 6- Kararın bir örneğinin Nüfus Müdürlüğü'ne ve Seçim Müdürlüğü'ne gönderilmesine, 7- Davanın mahiyeti gereği harç alınmasına yer olmadığına, 8- Davanın mahiyeti gereği yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına, 9- Kısıtlı adayının karar kesinleştiğinde vesayet şerhlerinin kaldırılmasına, Dair, yasal danışman altına alınma yönünden taraflarca kararın kendilerine tebliğinden itibaren 6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi ve HMK.nun 387.maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya bulundukları yer emsal mahkemeye bir dilekçe ile müracaatla Antalya Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere müracaat edebilecekleri" şeklinde karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemes 4721 sayılı TMK gereğince tedavi amaçlı kişisel koruma kararı istemine ilişkin olarak açılan davada Bafra Sulh Hukuk ve Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 4721 sayılı TMK'nın 432. maddesi uyarınca zorunlu yatış kararı istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı erkek psikolojik sorunları olduğunu ve tedavi gördüğünü beyan etmiş ve buna ilişkin hastaneden alınan tedavi tanı belgelerini dosyaya ibraz etmiştir. Dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, hakim tarafından kendiliğinden (res'en) gözetilir. Davada, davalının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia dosya arasındaki bir kısım delille de doğrulanmıştır....

            Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının hamili olduğu çekin davacının rızası hilafına elinden çıktığı, çekle ilgili yapılan ilana rağmen çekin ibraz edilmediği, bu nedenlerle davacının rızası hilafına elinden çıkmış olan dava konusu çekin TTK hükümleri gereğince zayi nedeniyle iptaline karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: 1-Davacı davasının KABULÜNE, ....... BANK A.Ş. ....... Şubesine (....) ait, keşidecisi ...... TEDAVİ TURZ. SAN. TİC. A.Ş....

              nun davaya dahil edilmesi, tarafların delillerinin toplanması, davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinden 2918 sayılı Yasanın 98.maddesi kapsamında kalanların ve S..... sorumluluğuna esas olanların belirlenmesi için uzman doktor bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, 2918 Sayılı Yasanın 98 maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden ...'nun, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden ise davalı ... şirketinin sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ...-Trafik sigortacısı poliçe kapsamında yaralanma ile ilgili olarak sürekli işgücü kaybı ve tedavi giderini limiti dahilinde teminat altına almıştır....

                Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 08/04/2016 tarihli ve 2015/380 esas, 2016/197 sayılı kararı ile; sanığın TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın geçmişi tekerrüre esas sabıkasının bulunması gözetilerek şartları oluşmadığından hakkında CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, karar verildiği, kararın temyiz edilmeden kesinleştiği, Anlaşılmıştır. B-) Kanun Yararına Bozma İstemi: Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında; “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 40....

                  UYAP Entegrasyonu