Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Evlilik birliği içerisinde bozdurulan ziynetlerin iade edilmemek üzere erkek eşe verildiği vakıasının ispatı halinde ise, davalı erkek haklı çıkacağından, ziynetlerin kadına iade edilmemek üzere bozdurulduğunu kanıtlama yükü de erkek eşe aittir. Somut olayda; davacı kadın ziynet eşyalarını davalı tarafından kendisinden alınarak iade edilmek üzere kasaya koyulduğunu ve bir daha geri verilmediğini iddia etmiş, davalı erkek ise ziynet eşyalarının davacıda kaldığını savunmuş, 11/07/2019 tarihli duruşmada dinlenen davalı tanığı Ali Özarslan "....Davacı ve davalı ile birlikte Mersin'e tatile gittiğimizde davacıya ait ziynet eşyalarını benim arabamın bagajına koyduk. Tatile gittiğimiz araba bana aitti....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi ve ziynet alacağı yönünden, davacı-karşı davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve yoksulluk nafakası ile ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçelerinin incelenmesinde; Davalı-karşı davacı kadın lehine hükmolunan ziynet alacağı tutarı ve talep edilen ziynet alacağı miktarı karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığından, bölge adliye mahkemesi kararı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun madde 362/1-a bendine göre kesin niteliktedir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tazminatların ve nafakaların miktarları ve reddedilen ziynet alacağı davası yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadının ziynet alacağı davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin ve davalı erkeğin ziynet alacağı davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin incelemesinde; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 Sayılı Kanun'un 44 üncü maddesi ile de 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatı ile) DAVA TÜRÜ : Ziynet alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet alacağı davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının, aynen iadesi mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma -Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından velayet ve kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası; davalı-davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, nafakalar miktar, yoksulluk, reddedilen ziynet alacağı davası ve ziynet alacağı davasında aleyhine hükmedilen vekâlet ücretinin tefriki yönünden yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının reddedilen ziynet alacağı davası ve ziynet alacağı davasında aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin tefrikine yönelik temyiz dilekçesinin incelemesinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını(bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı kadının reddedilen ziynet alacağı ve davalı-davacı erkeğin ise ziynet alacağı davasında aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz dilekçelerinin incelenmesinde; Ziynet alacağı toplam miktarının 24,434 TL, reddedilen ziynet alacağı toplam miktarının ise 58.220 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı 72.070 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....
Davacı kadın, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının davalı ... tarafından alındığını, davalı ...’ye ait kasaya konulduğunu, daha sonra 3 bilezik ve 33 adet çeyrek altının davalı ... adına araba alınma sırasında bozdurulduğunu, kalan ziynet eşyalarının ise kasada kaldığını ileri sürerek ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmaması halinde yasal faiziyle birlikte bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı erkek, süresinde verdiği cevap dilekçesiyle, ziynet eşyalarının kasaya konulduğunu, 3 bilezik ve 33 adet çeyrek altının araba alımı sırasında bozdurulduğunu, kalan ziynetlerin davacı kadına teslim edildiğini savunmuştur. O halde ziynet eşyalarının miktarı, araba alımı sırasında bir kısmının bozdurulduğu ve kasaya konulduğu hususlarında ihtilaf bulunmadığına göre tespit edilmesi gereken husus mahkemece reddine karar verilen ziynet eşyalarının davacı kadına teslim edilip edilmediğidir....
Davacı, davalı ile düğün yaparak nikahsız olarak birlikte yaşamaya başladıklarını, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarından altın takı setinin aile yadigarı olduğu gerekçesiyle alındığını, geriye kalan ziynet eşyalarının ise bu olaydan 2 ay sonra davalı ve babası tarafından iade edilmek şartıyla alınıp bozdurulduğunu ve parasıyla davalı ile babasının borçlarının ödendiğini, bir daha da eşyaların kendisine teslim edilmediğini iddia ederek öncelikle söz konusu ziynet eşyalarının aynen iadesini, bu mümkün olmadığı takdirde bedellerinin ödetilmesini istemiştir. Mahkemece; söz konusu ziynet eşyalarının davacının isteği ve onayı ile bozdurulduğu gerekçesiyle takı seti dışındaki ziynet eşyaları yönünden talebin reddine karar vermiştir. Düğünde davacıya takılan ziynet eşyalarının düğünden sonra bozdurulduğu hususunda taraflar arasında bir çekişme yoktur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARINI ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;"....Davacı tanıkları davacıya düğünde takılan ziynet eşyalarının ve paraların davacı tarafından davalıya ve davalının babasına inek almaları için geri ödenmesi karşılığında verildiğini beyan ettikleri, ancak davacı kadının ziynet eşyalarını davalı kocasına hibe ettiği yönünde beyanda bulunulmadığı, davacının dava dilekçesinde ziynet eşyalarının davalı tarafından kullanıldığını, ancak iade edilmediğini belirterek ziynet eşyalarının iadesini talep ettiği, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/17761 E. 2015/10801 K.sayılı kararında da belirtildiği üzere, "ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur." Ancak davalı erkek ziynet eşyalarının davacı kadının yanına aldığını kanıtlayamamıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; çeyiz eşyalarını aynen iadeye hazır olduklarını, davacının ziynet eşyalarını alarak evden ayrıldığını, müvekkilinde ziynet eşyası kalmadığını, davalının 08/12/2014 tarihli dilekçesinde altınların en son eve bıraktığı günde davacının üzerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; dava sırasında çeyiz eşyaları iade edildiğinden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davacının evden ayrılırken ziynet eşyalarının götürülmesine engel olunduğunu, zorla elinden alındığını, daha önce götürme fırsatı elde edemediğini ispat edemediği gerekçesiyle ziynet eşyalarına yönelik talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, ziynet eşyasının aynen iadesi, olmadığında bedelinin tahsiline ilişkindir. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır....