Somut olayda; davacı ziynet eşyalarının düğün gecesi davalı ve ailesi tarafından güvenlik gerekçesiyle alındığını bir daha da iade edilmediğini iddia etmiş, iddiasını ispat için tanık dinletmiş, dinlenen tanıklar ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığını beyan etmişlerdir. Davalı ise düğünde takılan ziynet eşyalarının davacıda kaldığını, evden ayrılırken davacının ziynet eşyalarını üzerinde götürdüğünü savunmuş, dinlettiği tanıklar da davalının ziynet eşyalarını evden ayrılırken yanında götürdüğünü beyan etmişlerdir. Her iki tarafın dinlettiği tanıklar da görgüye dayalı, somut beyanda bulunmuşlardır. Bu durumda hayatın olağan akışına aykırı iddiada bulunan davacı ziynet eşyalarının düğün günü güvenlik gerekçesiyle davalı yanda kaldığını ispat yükü altında olup, davacı mevcut delil durumu itibariyle iddiasını ispat edememiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ziynet eşyası alacağı olmadığını, müvekkilinin ziynet eşyalarını 2011 yılı Haziran ayında davacıya verdiğini, taraflar Ankara'da iken davacının Burdur'a ailesinin yanına gitmek istediğini ve ziynet eşyalarının da tamamını almadan gitmeyeceğini davalıya söylemesi üzerine davalının Ankara Batıkent Ziraat Bankası Kasası'nda bulunan ziynet eşyalarının tamamını davacıya verdiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- )Her iki tarafın, ziynet alacağı davasına ilişkin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK 353/1- a-4- 6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinin 25/01/2022 tarih, 2019/210 Esas ve 2022/8 Karar sayılı kararının hüküm fıkrasının ziynet alacağı davasına yönelik olan 8. bendin, 9. Bentteki ziynet alacağı davasının harcına ilişkin kısmının, 10....
Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı kadının reddedilen ziynet alacağı davası yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının, ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kadının talep ettiği ziynet eşyalarının erkeğin annesi tarafından taraflardan alındığı ve daha sonra kadına iade edilmediği gerekçesiyle, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Hükme karşı davalı-karşı davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince; davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının tanık beyanlarının soyut ve duyuma dayalı olduğu, bu nedenle kadının ziynet alacağı davasını ispat edemediği gerekçesiyle kadının ziynet alacağı davasını reddine karar verilmiştir....
Davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise davacı kadın tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayatın olağan akışına göre, ziynet eşyalarının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir deyişle davacının zilyetlik ve korumasına verilmemesidir. Ayrıca, ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalar olduğundan, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilir. Davacı kadının, dava konusu ziynet eşyalarının evi terk ederken zorla elinden alındığını, götürülmesine engel olduğunu, evde kaldığını ispat etmek zorundadır....
Dava; öncelikle ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde ise bedellerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır....
Somut olayda; davacı (kadın), dava konusu edilen ziynet eşyası ve düğünde takılan paranın davalı tarafından rızası dışında elinden alındığını ileri sürmüş; davalı koca ise, ziynet eşyalarının bir kısmının ve düğünde takılan paranın araç alımında kullanıldığını, ziynetlerin geriye kalanının ise çalındığını iddia etmiştir. Mahkemece, davacının ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde davacıdan rızası dışında alındığı iddiasının ispatlanamadığı belirtilerek, düğünde takılan ziynet eşya alacağı ve nakit para alacağı talebinin reddine karar verilmiştir. Oysa, davalı bir kısım ziynet eşyasının ve paranın araç alımı için bozdurulduğunu, bir kısmının ise çalındığını beyan etmiş olmakla bu ziynetler ve para yönünden davada ispat külfeti yer değiştirmiştir. Davalı, söz konusu ziynet eşyalarının ve paranın, davacının kendi isteği ile iade edilmemek üzere verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür....
Somut olayda mahkemece davacı-karşı davalı kadın lehine 61.218 TL değerindeki ziynet alacağı talebinin kabulüne karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağı davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, erkeğin ziynet alacağının kabulüne ilişkin karara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, açıklanan sebeplerle, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağının kısmen reddine ve davalı-karşı davacı erkeğin, ziynet alacağının kısmen kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz peşin harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 09.03.2021 (Salı)...
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; davacının ziynet alacağına yönelik davası hakkında bir karar verilmemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesi istemiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, ziynet alacağına ilişkindir. Davacının boşanma davası yanında ziynet alacağı davasının da bulunduğu, davanın adli yardımlı açıldığı, adli yardım talebinin de kabul edildiği ancak davacının ziynet alacağı hususunda ilk derece mahkemesi tarafından olumlu-olumsuz karar verilmediği, bu yönden denetlenebilecek bir hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece, ziynet eşyalarının davalı tarafın ailesinde kaldığı, davalı tarafın kadının evden ayrılırken ziynet eşyalarını yanında götürdüğü hususunu ispatlayamadığı gerekçesiyle ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Ziynet alacağı davasında ispat yükü kadına aittir. Davacı kadın, ziynetlerle ilgili iddiasını, dinlenen tanık beyanlarıyla ispatlayamamış olup, bu hususa ilişkin tanık sözleri yeterli değildir. Ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne dair hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....