Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, davanın öncelikle zaman aşımı nedeni ile reddi gerektiğini, davaya konu mehir senedinde yazılı ziynet eşyaları dışındaki diğer eşyaların aynen muhafaza edildiğini ve bu eşyaları teslime hazır olduklarını, davacıya defalarca kez bu eşyaları almasını söyldeiğini ancak davacının teslim almadığını, tarafların yıllar önce (2007 yıılında) yurt dışında boşandıklarını, uzun yıllar sonra böyle bir dava açılmasının kötü niyet taşıdığını, 1989 yılında yapılan bir evlilikte alınan ziynet eşyalarının bugün hala var olduğunu iddiasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını dava konusu ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde davacıya teslim edildiğini ve ayrıldıktan sonra davacının bu eşyaları ne yaptığını bilmediğini, ziynet eşyalarının kendisine ya da annesinde bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, çeyiz eşyaları yönünden yapılan değerlendirmede; çeyiz senedinde belirtilen ziynet eşyaları haricindeki ev eşyalarının tarafların ...'...

    Yasal gereklilik yukarıda belirtildiği şekilde iken, öncelikle mümkünse ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedele karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden ve karar yerinde tartışılmadan ziynet bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar verilmiştir." Mahkemece bozmaya uyularak "Davacının ziynet eşyası talebinin kabulü ile; özellikle mümkünse, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının değeri olan 21.606,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" şeklinde hüküm kurulmuştur. Ancak, bu kez de hüküm altına alınan ziynet eşyalarının adet, cins, nitelik, miktar ve dava tarihi değerleri ayrı ayrı gösterilmemiştir. Hüküm bu haliyle şüphe ve tereddüt uyandıracak, infazda güçlük yaratacak niteliktedir. Bu sebeple usule uygun olmayan hükmün bozulması gerekmiştir....

      Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacın kadın tarafından reddedilen ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacı kadının ziynet alacağı davası kısmen kabul edilmiş ve kabul edilen ziynet alacağının değeri 85.366,90 TL olarak belirlenmiştir. İlk derece mahkemesinin bu kararı, davalı erkek tarafından ziynet alacağı davasının kabulü yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesi, davalı erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile davacı kadının ziynet alacağı davasının reddine karar vermiştir....

        Uyuşmazlık konusu olmayan ve davalı erkek adına kayıtlı bulunan araç üzerine ihtiyati tedbir konulması doğru değildir. 3-Davacı kadın dava dilekçesinde ayrıca cins,nev'i ve miktarlarını bildirdiği ziynet eşyalarının bedelini talep etmiş, ziynet eşyalarının davalı erkekte kaldığını beyan etmiş, davalı erkek ise ziynet eşyalarının kadının ailesi tarafından alındığını savunmuştur.Davacı kadın ziynet eşyasının erkek tarafından zorla alındığını ispatla yükümlüdür. Ziynet eşyalarının niteliği gereği kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı kadın tanıklarının ziynet eşyaları konusunda görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı kadın dava konusu ziynet eşyalarının erkek tarafından götürüldüğünü, elinden zorla alındığını ispat edememiştir. Bu durumda mahkemece, davacı kadının ziynet alacağı davasının reddi gerekirken, kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın dava dilekçesinde belirttiği ziynet eşyalarının iadesini talep etmiş, davalı erkek ise ziynet eşyalarının kadında olduğunu savunmuştur. Davacı kadın ziynet eşyasının erkek tarafından zorla alındığını ispatla yükümlüdür. Ziynet eşyalarının niteliği gereği kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer....

            Davalı vekilinin ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, davacının düğünde takılan ziynet eşyalarının davalının zorlaması ve baskısıyla iade edilmek üzere davalıya verildiğini iddia etmiş, davalı ise davacıdan ziynet eşyalarını almadığını savunmuş, 04.06.2015 tarihli ilk kararda ziynet eşyaları yönünden bir karar verilmemiş, 11.12.2017 tarihli Dairemizin ilamında da ziynet eşyaları yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı gerekçesiyle bozma yapılmış, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ziynet eşyalarının davacıya ait olduğu, evlilik birliği içinde edinilen mallar için kullanılmadığı gerekçesiyle ziynet eşyalarına yönelik talebin yazılı şekilde kabulüne karar verilmiştir. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür (TMK mad.6)....

              TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı kadın vekili, ziynet alacağı dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin davacı kadına ait ziynet eşyalarını kadının elinden peyderpey alıp iade etmediğini beyanla, 1 adet altın Tosya kıstısı (7.000,00 TL), 1 adet çerçeveli gramse altın (4.200,00 TL), 5 adet 22 ayar arpalı bilezik (10.000,00 TL) ve 2 adet yüzük'ten (1.000,00 TL) ibaret ziynet eşyalarının davacıya aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedeli olan 22.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı erkek, ziynet alacağı davasında cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, ziynet eşyalarının davacı kadının uhdesinde olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı kadın vekili, 22/07/2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarının iadesi taleplerine yönelik dava değerini 55.186,30 TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir....

              30.03.2016 tarih E.2015/15103-K.2016/6422 sayılı ilamı ile davalı-karşı davacı kadının ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazlarının onanmasına, davacı-karşı davalı erkeğin reddedilen ziynet eşyası alacağı sebebiyle vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile reddedilen ziynet eşyası alacağı davasında erkek lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

                Somut olayda; davacı ziynet eşyalarının düğün gecesi davalı ve ailesi tarafından güvenlik gerekçesiyle alındığını bir daha da iade edilmediğini iddia etmiş, iddiasını ispat için tanık dinletmiş, dinlenen tanıklar ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığını beyan etmişlerdir. Davalı ise düğünde takılan ziynet eşyalarının davacıda kaldığını, evden ayrılırken davacının ziynet eşyalarını üzerinde götürdüğünü savunmuş, dinlettiği tanıklar da davalının ziynet eşyalarını evden ayrılırken yanında götürdüğünü beyan etmişlerdir. Her iki tarafın dinlettiği tanıklar da görgüye dayalı, somut beyanda bulunmuşlardır. Bu durumda hayatın olağan akışına aykırı iddiada bulunan davacı ziynet eşyalarının düğün günü güvenlik gerekçesiyle davalı yanda kaldığını ispat yükü altında olup, davacı mevcut delil durumu itibariyle iddiasını ispat edememiştir....

                  Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, kararın bozulması gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı kadının reddedilen ziynet alacağı davası yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının, ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kadının talep ettiği ziynet eşyalarının erkeğin annesi tarafından taraflardan alındığı ve daha sonra kadına iade edilmediği gerekçesiyle, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Hükme karşı davalı-karşı davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince; davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının tanık beyanlarının soyut ve duyuma dayalı olduğu, bu nedenle kadının ziynet alacağı davasını ispat edemediği gerekçesiyle kadının ziynet alacağı davasını reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu