Hayatın olağan akışına göre olağan olan, ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının, davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, davacı kadının ispatlaması gerekir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde, ziynet eşyalarının miktarlarının abartıldığını, 1 adet altın yüzük, 1 adet altın kaplama saat, 2 adet yarım altın, 1 adet altın zincirin ise evlerinde meydana gelen hırsızlık olayı sırasında hırsız tarafından götürüldüğünü, bunların dışında takıların bir kısmının geçimlerini sağlamak amacı ile aile birliği içinde bozdurulduğunu, bir kısmının gidilen düğünlerde hediye olarak takıldığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; ziynet eşyaları yönünden davanın reddine, çeyiz eşyaları yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiş, verilen bu hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. Hayatın olağan akışına göre olağan olan, ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının, davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır....
Somut olayda, davacı kadının 10.140,00 TL tutarındaki ziynet alacağı talebinin kabulüne karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağına yönelik verilen karar, kararın verildiği tarih olan 10/05/2019 tarihi itibariyle kesindir. Bu itibarla, davacı kadının ziynet alacağına yönelik hüküm kesinleştikten (10/05/2019) sonra sunduğu 26/06/2019 tarihli dilekçe ile yaptığı feragat beyanı ziynet alacağı yönünden hüküm ve sonuç doğurmaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasına dair karar, davacı ve davalılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse bedelinin tahsiline ilişkindir....
Uyuşmazlık, dava konusu edilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile bir kısım ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse bedellerinin tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı kadın kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu veya davalıda kaldığını ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu veya davalı da kaldığını ispat edememiştir. Davacı eş ailenin ortak giderleri için malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davacının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur. Bu sebeple davalının ziynet eşyalarına ilişkin temyiz talebinin kabulü ile hükmün ziynet eşyalarına ilişkin bölümünün bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun bu bölüme ilişkin görüşüne katılmıyoruz....
Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Mahkemece davalı tarafından varlığı ve müşterek evin ihtiyaçları için bozdurulduğu kabul edilen ziynet eşyaları yönünden talebin kabulüne karar verilmiştir. Evlilik birliği içerisinde davalı tarafından müşterek gderler için bozdurulan ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulduğunun kabul edilmesi gerekir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle ddavacıdü bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacıya aittir....
Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının mevcutsa aynen, değilse bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, çeyiz eşyaları teslim edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına, ziynet alacağına ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince ziynet alacağına yönelik temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının 2009 yılı aralık ayında kayınvalidesi tarafından darp edildiğini, bu nedenle babasını arayarak kendisini almasını istediğini, bu konu ile ilgili ... SCM nin 2010/16 E sayılı dosyası ile yargılama yapılarak davalının annesi ... hakkında mahkumiyet hükmü tesis edildiğini, davacının kendiliğinden evi terk etmediğini belirterek ziynet ve çeyiz eşyalarının mevcutsa aynen, değilse bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı ise, çeyiz eşyalarının teslim edildiğini ziynet eşyaların ise giderken götürüldüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur....
Davada, davacı kadına takılan ziynet eşyaları ile çeyiz eşyalarının aynen, olmadığında bedeli talep edilmektedir. Ziynet eşyalarının davalı tarafından ev almak için bozdurulduğu, 4.500 TL'lik altının davalının kardeşine olan borcunu ödemek için bozdurulduğu anlaşılmaktadır. Ancak, bozdurulup harcanan ziynet eşyalarının iade edilmemek kaydıyla davalı kocaya verildiğini, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığını davalının ispatlaması gerekir. Başka bir deyişle, davalının ispatlaması halinde davalı koca ziynet eşyalarını iade etmekten kurtulur....
Mahkemece; nafaka artırma talebinin reddine, 850 TL eşya bedelinin davalıdan tahsiline, ziynet eşyalarının talep gibi 15.000 TL bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Dairemizin, 02.04.2015 tarih, 2014/11349 E. 2015/5525 K. sayılı ilamında, "Davada, ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmazsa bedelinin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. Maddesi (HUMK 388 md) hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangibir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak da getirmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde; ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, ziynet eşyalarının bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir....