Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; kadının ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiş, Davacı kadın vekili kararı, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiş olması yönelik olarak istinaf etmiştir. Davalı erkek vekili kararı, kadının reddedilen ziynet alacağı davasında nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olmasına yönelik olarak istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava ziynet alacağı davasıdır....

Somut olayda; davacı tarafından, hem boşanma hem de ziynet alacağı davasının birlikte açıldığı, davacının, her iki davası açısından da süresinde sunulan delil listesi ile tanıklarını bildirdiği anlaşılmaktadır. Davacının tanıklarının, 22.01.2020 tarihli celsede ilk derece Mahkemesi tarafından tanık olarak dinlenmelerine rağmen, tanıklara ziynet alacağı hakkında mahkeme tarafından hiç soru sorulmadığı halde, gerekçeli kararda da, davacı tanık beyanlarının, davacıdan duyduklarının aktarımına dair olup hükme esas alınamayacağından ziynet alacağına ilişkin davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Yasal sebep bulunmadıkça gösterilen tanıkların ziynet alacağı hususunda, dinlenmemiş olması savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatasıdır (HMK m.27). Dinlenilmeyen tanıklar yönünden HMK'nın 241. maddesi koşulları da oluşmamıştır....

Bu durumda, davacı kadının ziynet alacağı mevcut olup, tarafların gösterdikleri tanıkların ziynet alacağı talebi yönünden de dinlenilmesi, dilekçeler teatisi aşamasında dayandıkları ve sundukları diğer deliller toplanıp, sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Münhasıran bu sebeple ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- a.6. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına hükmetmek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeple, A-1- Davacı kadının, ziynet alacağına yönelik istinaf talebinin KABULÜNE. Batman 2....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ "...Davacı dava dilekçesinde çeyiz eşyaları, ziynet alacağı ve diğer zararlar için diye belirterek 30.000,00 TL maddi tazminat talep etmiştir. Davacıya 02/10/2017 tarihli celsede maddi tazminata yönelik talep sonucunu kalemler halinde açıklaması için süre verilmiş, davacı vekili 16/10/2017 tarihli dilekçesi ile talebini açıklamıştır. Davacının ziynet eşyası ve çeyiz eşyası alacağına ilişkin talebi boşanmanın eki niteliğinde değildir. Ziynet eşyası alacağı ve çeyiz eşya alacağı talebi ayrıca harca tabidir. Davacının harcı yatırılan usulüne uygun müstakil bir dava ve karşı davasının bulunmadığı" gerekçesiyle davacının maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; ziynet eşyaları hakkında hüküm kurulmadığını, davanın adli yardımlı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir....

Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bu bağlamda davacı; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür. Somut olayda; davacı kadın düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının erkek tarafından bozdurularak kamyon alındığını ve iade edilmediğini ileri sürmüştür....

Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Davacı vekili dava dilekçesinde davacının şiddet gördüğünü, eşinin ailesi ile birlikte kaldıklarını, kadının polis eşliğinde evden ayrıldığını, çeyiz ve ziynet eşyaları ile tüm giysilerinin davalıda kaldığını belirterek çeyiz ve ziynet eşyaları ve giysilerinin aynen iadesini olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı ise ziynet eşyalarının davacıda bulunduğunu, para alacağını kabul etmediğini savunmuştur. Dosyada mevcut ... 10....

    Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyalarının kaynanası ve kayınbabası olan davalıların evindeki kasada bulunduğunu ileri sürmüş, davalılar ise ziynet eşyalarının davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Somut olayda; dinlenilen davacı tanıkları, ziynet eşyalarından alyans, tektaş yüzük ve beştaş yüzüğün davacı ile davalı ...'nin ortak konutunda bulunduğunu beyan etmişlerdir. Buna göre, davacı, bu ziynet eşyalarının davalı ... tarafından alınarak kaynanası ve kayınbabası olan diğer davalıların evindeki kasada muhafaza edildiği yönündeki iddiasını ispat edememiştir....

      Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Ziynet alacağının miktarı 34.385 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 41.530 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362\l-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir. Açıklanan nedenle, davalı erkeğin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Davalı erkeğin ziynet alacağına ilişkin temyiz dilekçesinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 07.11.2019 (Prş.)...

        Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü, ziynet alacağı davasında ödeme günündeki bedelinin tahsili yönünden karar verilmemesi, ziynet alacağı davasında vekâlet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ziynet alacağı ve para alacağı davasının kabulü, ziynet ve para alacağı davasında vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını...

          Somut olayda mahkemece davacı-karşı davalı kadının 18.714,00 TL değerindeki ziynet alacağının kabulüne ve 9.286,00 TL ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağı davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, tarafların ziynet alacağına ilişkin karara yönelik temyiz dilekçesinin ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

            UYAP Entegrasyonu