Davalı, evliliklerinin 39 gün sürdüğünü, görevi gereği ...beldesine taşınmak üzere ortak konuttaki eşyaların toplandığı ve hafta sonu taşınacakları aşamada 12 Eylül 2008 tarihinde davacının, kendisine haber vermeden ziynet ve şahsi eşyalarını alarak ortak konuttan ayrılıp boşanma davası açtığını, davacının diğer çeyiz ve ev eşyalarını haricen alma talebi yada girişiminin olmadığını,davacıya ait eşyaların adet ve vasıfları konusunda tam bilgisi olmamakla birlikte taşınma için topladığı şekilde durduğunu, yedinde bulunan davacıya ait çeyiz ve ev eşyalarını haricen her zaman teslimine hazır olduğunu, davanın açılmasına da sebebiyet vermediğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
SAVUNMA; Davalı cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 50.000,00'er TL maddi ve manevi tazminatın davacıdan alınarak kendisine verilmesine, davacının maddi-manevi tazminat, nafaka, çeyiz ve ziynet eşyası taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava konusu edilen ziynet ve ev (çeyiz) eşyaları, taraflar arasında 10.06.2012 tarihli senede bağlanmış olup davalıyı bağlar. Taraflar arasında düzenlenen çeyiz senedinde açıkça, senette yazılı ziynet ve ev (çeyiz) eşyalarının davalı ve davalının babasına teslim edildiği, taraflar arasında ihtilaf vukuunda bugünkü bedeli olan yetmişaltıbin TL'nin gerek mal, gerek eşya olarak ödenmesinin belirtildiği ve imza altına alındığı sabit olmakla, çeyiz senedindeki bu beyanların aksini, davalı ispatlamakla yükümlüdür. Hal böyle olunca, mahkemece; eldeki somut uyuşmazlıkta ispat külfetinin davalıda olduğu gözetilmeksizin, ispat yükünün davacı tarafta olduğu şeklindeki yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece; ziynet eşyaları hakkında uzman olmayan bilirkişiden rapor aldırılması ve ev eşyaları konusunda aldırılan raporun ise hüküm vermeye yeterli olmadığının gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan, çeyiz senedinde imzası bulunan tanıklar, çeyiz eşyalarını görmediklerini beyan etmişlerdir. Yargılama aşamasında dinlenilen diğer tanıklar ise davacıya düğünde bir takım ziynet eşyalarının takıldığını, davacının bu ziynet eşyalarını müşterek evden ayrılırken yanında götürdüğünü bildirmişlerdir....
Yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı HUMK’nun 74.maddesi ve bunun karşılığı olarak düzenlenen 6100 sayılı HMK’nun 26.maddesi hükmüne göre hâkim, talepten başkasına veya fazlasına hüküm veremez. Olayımızda; Davacı tercih hakkını kullanarak ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istemiştir. Mahkemece davacının bu istemi hatalı değerlendirilerek aynen iadeye olmazsa bedelinin davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken yalnızca ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 07/02/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece hüküm kısmında bedelinin tahsiline karar verilen ziynet ve ev eşyalarının cins, nitelik, miktar (gram ve ayarı) ve değerlerinin, ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm verilmesi doğru değildir. 2-)Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu edilen ev ve çeyiz eşyalarının bedelinin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu ise davanın kabulü ile bilirkişi raporunda geçen altın ve ziynet eşyalarının davalıdan alınarak davacıya aynen verilmesine, aynen ifası mümkün olmadığı takdirde bu bilirkişi raporlarında geçen çeyiz eşyası ve ziynet eşyalarının toplam değeri olan 17.949,50 TL'nin tahsiline karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı erkek 16.11.2015 tarihli dilekçesiyle ziynet ve çeyiz eşyasına yönelik olarak temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin ziynet ve çeyiz eşyasına ilişkin olarak reddine, 2-Taraflar ... ve ... 16.11.2015 tarihli dilekçeyle boşanma davalarından feragat ettiklerini bildirdiklerinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Asliye ( Aile ) Hukuk Mahkemesi’nin 2003 / 355 esas 2005 / 119 karar sayılı boşanma davasında dinlenen tanıkların beyanına göre de taraflar arasında davacının çocuğunun olmamasından kaynaklanan anlaşmazlıklar ve tartışmalar sonucunda davacının akrabaları tarafından ortak konuttan alınarak götürüldüğü anlaşılmaktadır.Yukarda açıklandığı üzere ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalar olup evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkün olduğundan ziynetler yönünden kanıtlanamayan davanın reddi gerekirken bedellerinin tahsiline karar verilmesi doğru değildir. Diğer yandan davacı, dava konusu ettiği ziynet ve çeyiz eşyalarının bedelini 9.9.1999 tarihli çeyiz senedinde belirtildiği değer üzerinden talep etmiştir....
Mahkemece, dava konusu çeyiz eşyalarının değerleri tespit edilmemiştir. Dava konusu hakkın değerinin para ile ölçülebilen haklardan olması nedeniyle harç ve vekalet ücretinin sağlıklı bir şekilde hesaplanması ve çeyiz eşyalarının değerinin tespiti için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması zorunluluk arzetmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, davacı evlendiğinde her ne kadar tarafların kullanımına ayrı ev açılmış ise de hiçbir zaman kullanılmadığını, tarafların evinin kayınbabanın evi ile aynı avlu içinde olduğunu, müvekkili ile davalı ... arasında evlenirken çeyiz eşya senedi düzenlendiğini ve bu senet üzerinde yazılı olan eşyaların davalı tarafta kaldığını, ziynet eşyalarının ise davalı ... tarafından satılarak araba alındığını, davacının rızası olmadan davalılar tarafından zorla alınan bu takıların halen iade edilmediğini belirterek ziynetleri ile çeyiz eşya senedinde gösterilen eşyaların aynen olmadıkları...