Asliye Hukuk Mahkemesinde anlaşmalı olarak 26.06.2018 Tarih ve 2018/339 E. 2018/419 Karar sayılı dosyası ile boşandıklarını, boşanma davasının eki niteliğindeki protokolde tarafların birbirlerinden kişisel eşyalarını aldıkları belirtilmiş olup, ancak ziynet eşyası hususunda taraflar bir anlaşmaya varmadıklarını, Türk Medeni Kanununda kişisel mal tanımı yapılmış olup, ziynet eşyası her ne kadar kişisel mal olarak kabul edilmişse de protokolde ayrıca belirtilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesinde görülen davada tanık anlatımlarıyla ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığı da kanıtlanmış olduğunu, anlaşmalı boşanma davasında protokolde kişisel maldan kastedilen ev eşyası ve çeyizden ibaret olup, ziynet eşyasına ilişkin olarak bir kayıt düşülmediğini belirterek, kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın; velayet, lehine takdir edilen maddi ve manevi tazminat ve nafaka miktarları, reddedilen ziynet talebi yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı koca; kusur tespiti, davacı lehine maddi, manevi tazminat ve nafaka takdir edilmesi ve ziynet talebinin kabulü yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Davacı kadın davasını ziynet ve çeyiz eşyası alacağı olarak açmış, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava dilekçesinde 5.000,00 TL alacak talep etmiş, ziynet yönünden verdiği ıslah dilekçesinde toplam 5.000,00 TL'lik talebin 2.500,00 TL'sinin ziynet yönünden, 2.500,00 TL'sinin çeyiz eşyası alacağı yönünden olduğunu açıklamıştır. Çeyiz eşyası alacağı yönünden talep 2.500,00 TL'dir. Davacı tarafından açılan alacak davasında ziynet ve çeyiz eşyası alacağının kabul edilen toplam bedeli üzerinden davacı lehine bir vekalet ücreti, reddedilen bedel üzerinden davalı lehine bir vekalet ücretine hükmedilesi gerekirken ilk derece mahkemesince davacı kadın lehine ziynetin kabul edilen miktarı üzerinden 7.806,15 TL, çeyiz eşyası alacağı yönünden 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Yine yargılama giderlerinin ziynet ve çeyiz yönünden ayrı ayrı belirlenmesi doğru olmamıştır....
Asıl ve karşı dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. Karşı davacı kadının ziynet eşyası davası da vardır. İlk derece mahkemesince, daha önce verilen karar istinaf incelemesinden geçmiş, karşı davacı kadının yoksulluk nafakasına yıllık nafaka artışı talebi konusunda karar verilmemesi ve ziynet eşyası alacağı davası yönünden kararın kaldırılmasına dair karar verilmiş, yine boşanma ve ferilerine ilişkin diğer yönlerden verilen kararın temyiz edilmesi üzerine istinaf kararı onanmıştır. HMK 26/1.madde gereğince, "Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." TMK 176/son madde gereğince, "Hakim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir."...
Davacı vekili dilekçesinde, tarafların 2007 yılında evlendiklerini, halen aralarında boşanma davasının bulunduğunu, ayrı yaşadıklarını, taraflar arasındaki 11.07.2007 tarihli çeyiz senedine göre, ziynet eşyası olarak 10 adet altın bilezik, ev eşyası olarak 1 adet buzdolabı vs. ev eşyalarının müvekkiline bağışlandığını, bu çeyiz senedindeki ziynet ve ev eşyalarının davalının yanında kaldığını ileri sürerek, aynen iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde dava tarihindeki bedelleri olan 10.000 TL.'nin davalı eş ve kayınpederden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; taraflar arasındaki çeyiz senedinde belirtilen 10 adet altın bileziğin evlilik birliği içerisinde iken 16.12.2008 tarihinde davacı tarafından bozdurularak davalı eş...'in... .../......
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/12/2021 NUMARASI : 2020/698 ESAS, 2021/720 KARAR DAVA KONUSU : ZİYNET ALACAĞI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK' 353.maddesi uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların 2017 yılında evlendiğini, davalının müvekkiline ve müşterek çocuğuna karşı sorumsuz davranışlarının olduğunu, bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, müvekkilinin hesabından davalının hesabına havale edilen toplam 7.588 TL'nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ederek dava açmıştır....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada, davacı kadına ait olduğu anlaşılan ziynet eşyalarının bir bölümünün bozdurularak davacı adına kayıtlı aracın satın alındığı tarafların da kabulündedir. Geriye kalan ziynet eşyalarının ise, evliliğin devamı sırasında davalı koca tarafından bozdurularak, düğün giderleri ve ev ihtiyacı için harcandığı taraf tanıklarının beyanları ile sabittir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE Dava, ziynet eşyası alacağına ilişkindir. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6, 6100 s. HMK m. 190/1). Davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve davalı eşi tarafından rızası hilafına kendisinden alındığını ispat yükü altındadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE Dava, ziynet eşyası alacağına ilişkindir. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6, 6100 s. HMK m. 190/1). Davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve davalı eşi tarafından rızası hilafına kendisinden alındığını ispat yükü altındadır....
Davalı koca tarafından dava konusu ziynet eşyalarının herhangi bir sebep ile bozdurulduğunun iddia edilmesi halinde, bu defa ispat yükü yer değiştirir ve davalı koca ziynet eşyalarının bir daha iade edilmemek üzere kendisine verildiğini eş söyleyiş ile kendisine bağışlandığını, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup kanıtlanması halinde, ancak bu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda, davacı kadın düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının büyük kısmının davalı tarafından alındığını iddia etmiştir. Bu durumda ispat yükü davacı taraftadır. Dinlenilen tanıklarının beyanlarına ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmı davacı kadının isteği dışında alınmış olduğunun kabulü gerekmiştir....