GEREKÇE : Asıl dava, TMK 197.maddesi uyarınca açılan tedbir nafakası, karşı dava ve birleşen dava TMK 166/1.maddesi uyarınca açılan boşanma davası olduğu, ayrıca birleşen davada, ziynet ve çeyiz alacağı talebinde bulunulduğu görülmüştür. Dairemizin 2019/1634 E.- 2020/766 K.sayılı ilamı ile, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı yönünden, yetersiz gerekçe ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi nedeniyle yerel mahkeme kararının tamamının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, çeyiz ve ziynet eşyalarının kabulü, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece davacı kadının ziynet alacağı davası kabul edilmiştir. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m.6, HMK m.190/1). Davacı kadın, dava dilekçesinde talep ettiği ziynet eşyaların müşterek evde kaldığını beyan etmiş, davalı erkek ise davacı kadının ziynet eşyalarını evden giderken yanında götürdüğünü ileri sürmüştür....
Davalı Celal cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, tarafınca davacıya verilen bir çeyiz senedi bulunmadığı gibi kendisine teslim edilen bir ziynet ve çeyiz eşyası olmadığını, diğer davalı Hüseyin'in yıllar önce vefat ettiğini, çeyiz senedini kabul etmediğini, davacının evden ayrılırken dilekçesi ekinde faturalarını sunduğu ev eşyalarını beraberinde götürdüğünü belirterek davanın reddini istemiştir....
Davalılar; anlaşmalı boşanma davasında, tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden herhangi bir alacaklarının olmadığını beyan ettiklerini, bu nedenle çeyiz senedine dayalı açılan alacak davasının dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil ettiğini bildirerek, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece; ... Aile Mahkemesinin 2014/360 esas sayılı kesinleşen dosyasında, 07/11/2014 tarihli celsedeki anlaşmalı boşanmaya ilişkin davacı beyanının, çeyiz senedine konu eşyalar ile ilgili taleplerden feragat anlamına geleceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hakim davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; çeyiz senedine dayalı eşya ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; davacı kadının boşanma dosyasındaki beyanının, boşanma sonrası açtığı eşya ve ziynet alacağı davasında kendisini bağlayıp bağlamayacağı noktasında toplanmaktadır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacı, ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ziynet ve Eşyaların İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık ve hüküm çeyiz senedine dayalı ziynet ve eşyaların iadesi isteğine ilişkin olup, inceleme görevi dosyanın Yargıtay'a geliş tarihi nazara alınarak Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 23.09.2013 (Pzt.)...
İspat yükü kendisine düşen ve davasını dayandığı delillerle kanıtlayamayan kadının ziynet eşyasının iadesi davasının reddine karar verilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulü yönünde verilen kararın isabetli olmadığı anlaşılmış olup, kadının ziynet eşyasının iadesi davasının reddine karar verilmesi gerekmiştir. Sonuç itibariyle; davalı - karşı davacı erkeğin kusur belirlemesine, davacı - karşı davalı kadının ziynet eşyasının iadesi davasına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne, kadının ziynet eşyasının iadesi davasının reddine, davalı - karşı davacı erkeğin sair istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ziynet eşyaları ve çeyiz eşyaları ile özel eşyalarının davalı tarafta kaldığını, fiili birlikteliğin son gününde müvekkilinin evden ayrılırken bu eşyaları yanına almasına fırsat olmadığını belirterek ziynet eşyaları ve diğer eşyaların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 33.230,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, cevaba cevap dilekçesi ile de müşterek haneden ayrıldığı gün ziynet eşyalarının davalının annesi tarafından zorla alındığını belirterek talebine konu çeyiz eşyaları ve kişisel eşyaların nelerden ibaret olduğu belirtilmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ziynet eşyalarını giderken beraberinde götürdüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Düğünde kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğundan, olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu ispat yükü altındadır. Somut olayda, davacı tanıklarından Tahir Kurt mahkeme huzurunda dinlenilmiş, diğer tanıkların dinlenilmesi için mahal mahkemesine yazılan talimatlar adres yetersizliği sebebiyle bila ikmal iade edilmiş ise de, iş bu davanın tefrik edildiği boşanma dava dosyasında anılan tanıkların dinlenildiği anlaşılmıştır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ziynet eşyaları ve çeyiz eşyaları ile özel eşyalarının davalı tarafta kaldığını, fiili birlikteliğin son gününde müvekkilinin evden ayrılırken bu eşyaları yanına almasına fırsat olmadığını belirterek ziynet eşyaları ve diğer eşyaların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 33.230,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, cevaba cevap dilekçesi ile de müşterek haneden ayrıldığı gün ziynet eşyalarının davalının annesi tarafından zorla alındığını belirterek talebine konu çeyiz eşyaları ve kişisel eşyaların nelerden ibaret olduğu belirtilmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ziynet eşyalarını giderken beraberinde götürdüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
ve şartıyla davalı tarafa teslim etmiş ise de tüm taleplerine rağmen bahse konu eşyaların kendisine iade edilmediğini, müvekkilinin davalı yan ile evlilik süresince birlikte edindikleri maddi kazanımları ile ziynet eşyalarını davalı yana verdiğini ve tüm taleplerine rağmen iade alamadığını, bu nedenlerle davanın kabulünü, davalılara ait taşınır taşınmaz malların kaydıa ihtiyaten tedbir uygulanmasını, dilekçe ekinde sunulan 21 kalem çeyiz ve ziynet eşyasının davalılardan müştereken ve müteselsilen tanzim edilerek müvekkiline dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi birlikte aynen iadesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava konusu etmiştir....