Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen taşınmaza vekil edeninin kişisel malı olan ziynet eşyalarının paraya çevrilmesi suretiyle katkıda bulunduğunu açıklayarak katkı payı alacağı isteğinde bulunmuştur. Davalı yan, davacının çalışmadığını, katkısı olmadığını bildirmiştir. Davacı tanıkları, davalının asgari ücretle çalıştığını, uyuşmazlık konusu arsanın alımı sırasında davacının nişan ve düğün törenlerinde takılan ziynet eşyasının bozdurularak peşinat olarak verildiğini, kalan bedelin davalı tarafından taksitler halinde ödendiğini, hatta borcun rahat ödenmesi için davacı çalışmadığından 4-5 yıl kadar davacının ailesine ait bir evde bedelsiz oturduklarını bildirmiştir. Davalı tanıkları ise, nizalı taşınmazın alımı sırasında davalının ailesinin kısmen karşılıksız, kısmen borç vermek şeklinde destek olduklarını, bedelin tümüyle davalı tarafından ödendiğini, davacının ev hanımı olduğunu ifade etmişlerdir....
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK mad.229) ve denkleştirmeden (TMK mad.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK mad.219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK mad.231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK mad.236/1). Katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacağı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK mad.227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Eşyalarının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından ziynet eşyasının iadesi davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın, dava dilekçesinde düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmı ile araba satın aldığını, kalan ziynetlerin ise davalı erkek tarafından ayrılık döneminde banka kasasından alındığını belirterek, bunların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerine karar verilmesini talep etmiştir....
Dava; ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayları kanıtlaması gerekir. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen ve götürülebilen türden eşyalardır....
Somut olayda, davacı kadının dava dilekçesinde ziynet alacağı yönünden 50.000,00 TL alacağın tahsilini talep ettiği, 29.04.2021 tarihli dilekçesiyle ziynet yönünden talep miktarını 103.053,00 TL’ye yükseltmiş ise de, ilk derece mahkemesince 40.303,00 TL ziynet alacağının tahsiline karar verildiği, hükmün sadece davalı tarafından istinaf edildiği, bölge adliye mahkemesince de davalı erkeğin ziynet alacağı yönünden istinaf talebinin kabulüyle ziynet alacağı yönünden hükmün kaldırılarak ziynet alacağına yönelik davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla, davacının reddedilen alacak miktarı (istinaf edilmeyerek kesinleşen 40.303,00 TL) karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığından, bölge adliye mahkemesinin kararı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun madde 362/1-a bendine göre kesin niteliktedir....
Mahkemece; ziynet eşyalarının, zorla elinden alındığı veya götürülmesine engel olunduğunun davacı tarafça ispatlanamadığı, çeyiz eşyalarının ise, taşınma sırasında bir kısmının davacı ailesine gönderildiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile ziynet eşyası talebinin reddi, bir kısım çeyiz eşyasının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde 2.598,50TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, davalı eşte kaldığı ileri sürülen ziynet eşyalarının bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer....
Yerel mahkeme davacı vekiline 14/09/2022 tarihli celsede katılma alacağı, ziynet ve çeyiz talepleri yönünden dava değerlerini bildirmek ve bildirilen değere göre hesaplanacak peşin harcı ikmal etmek üzere 2 haftalık kesin süre vermiş, kesin süre içinde dava değerlerinin bildirilmemiş olması halinde talepler yönünden açılmamış sayılacağını ihtar etmiştir. Davacı taraf verilen kesin süre içinde davaya esas değeri bildirmemiş ve gereken harcı ikmal etmemiş, yerel mahkeme bu kez 06/02/2023 tarihli celsede davacının ziynet ve çeyiz eşyaları talepleri yönünden HMK.nun 119. ve 120. maddeleri uyarınca açılmamış sayılmasına, bu taleplere yönelik davanın tefrikine karar vermiştir. Davacının dava ettiği katılma alacağı belirsiz alacak olup ziynet ve çeyiz eşyalarına ilişkin talepleri HMK.nun 109. maddesi kapsamında kısmi davadır. Dolayısıyla davacı davasında harca esas dava değerini bildirmek zorundadır....
eşyasının iadesi davasının KABULÜNE, 5 adet 22 ayar 22'şer gram altın bilezik (19.690,00 TL), 1 adet 14 ayar küpe, kolye ve künyeden oluşan 30 gram altın set (3.435,00 TL), 1 adet 14 ayar 4 gram alyans (458,00 TL) ve 1 adet 14 ayar 3 gram tektaş yüzükten (343,50 TL) oluşan ziynet eşyasının davalı kocadan alınarak davacı kadına AYNEN İADESİNE, mümkün olmadığı takdirde değeri toplamı olan 23.926,50 TL'nin dava tarihi olan 02/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı kocadan alınarak davacı kadına VERİLMESİNE, Davalı-birleşen dosya davacısı kocanın mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasının iş bu davadan TEFRİKİ ile Mahkememizin ayrı esasına KAYDINA, "karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı/ karşı davalı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma, fer'ileri, ziynet alacağı ile katkı payı katılma alacağı istemine ilişkin davadan tefrik ile gelen ziynet alacağı ile katkı payı katılma alacağı istemine ilişkindir....
davacı karşı davalının ziynet eşyalarına ilişkin kişisel eşyanın iadesi davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Kayseri 4....