Aile mahkemesinin 08.04.2014 tarihli ilamı ile lehine ziynet eşyalarının iadesi yönünde karar verildiğini, verilen karar ile önceki eşinin kendisine dava dilekçesinde sayılı olan ziynet eşyalarını aynen teslim ettiğini, davalı-karşı davacı erkeğin kadının elinde toplu şekilde ziynet olduğunu bildiğini, zor durumda olduğundan bahisle bu ziynetleri kadından borç olarak istediğini ve kadının da aile içinde huzursuzluk çıkmaması için bu ziynetleri davalı-karşı davacı erkeğe verdiğini ve geri alamadığını iddia ederek, harcını yatırmak suretiyle alacak talebinde bulunmuştur. Bu talep, aile hukukundan kaynaklanmayıp, genel hükümlere tabi olup, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenle, bu talep yönünden Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, aile mahkemesinin davanın esasına girip yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet eşyalarına ilişkin alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık ziynet eşyalarına ilişkin alacak talebine ilişkin bulunduğuna göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (6.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, kişisel mal niteliğindeki ziynet eşyasından kaynaklı aynen iade, olmadığı takdirde bedelinin ödenmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmiş, davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı kadın dava dilekçesinde ziynetleri erkeğin aldığını, iade etmediğini iddia etmiş, davalı erkek ise ziynetleri kadının düğün borçlarının ödenmesi için rızasıyla verdiğini savunmuş, tarafların tanıkları dinlenmiştir. Davacı kadının dava dilekçesi tarafların boşanma davasında verilen karşı dava dilekçesidir. Davalı erkek karşı davaya cevap dilekçesinde hiçbir delile dayanmamıştır. Davalı erkek tanığının dinlenmesi bu nedenle doğru görülmemiş, bu aşamada hataya değinilmiştir....
ile de ziynet eşyaları yönünden davasını 28.967,43 TL olarak ıslah etmiştir....
"Eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında, bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak, o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır. Böyle bir malın daha önce elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler. Eşler yazılı bir anlaşma ile değer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi, pay oranını da değiştirebilirler". (TMK m. 227) Davacı kadın, taşınmazın alımına ziynet eşyaları ile yaptığı katkı nedeniyle, Türk Medeni Kanununun 227. maddesi gereğince değer artış payı talebinde bulunmamış, katılım alacağı talep etmiş, temyize konu dava da ise ziynet eşyası alacağı talep etmiştir. O halde, davacı kadının sebepsiz zenginleştiğinden söz edilemez....
İcra Müdürlüğünün 2019/44100 Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, icra dosyasına konu ziynet eşyasından kaynaklanan iade borcunun boşanma kararının kesinleşme tarihi olan 16/06/2015 tarihinde doğduğunun kabul edilmesi gerektiği, icra takibi sırasında borçlu T7 borcu karşılamaya yetecek bir mal varlığının olmadığının belirlendiği, yapılan sorgulamada ,davalı borçlunun Diyarbakır İli Ergani İlçesi dahilindeki 1049 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerinin tamamını 21.000,00- TL bedelle 28/05/2019 tarihinde satış gibi göstermek suretiyle, davalı T3 ve yine İstanbul İli Küçükçekmece İlçesi dahilindeki 3078 parsel sayılı taşınmazdaki hisselerinin tamamını da 40.000,00- TL bedelle 19/05/2015 tarihinde satış gibi göstermek suretiyle devrettiğinin anlaşıldığını, boşanma kararının kesinleşmesinden hemen sonra Küçükçekmece'deki taşınmazın ziynet eşyalarının iadesi kararından hemen sonra da Ergani'deki taşınmazını devredilmesi amacının alacaklıdan mal kaçırmak amacını taşıdığını...
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı- karşı davalı kadın; ziynet eşyaları yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı - karşı davacı erkek; her iki davanın tümü yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava, mal rejiminin tasfiyesinden ve ziynet eşyasından kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Karşı dava mal rejiminin tasfiyesinden ve edinilmiş malın kira bedelinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 1- Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin kararlarında da istikrarlı olarak belirtildiği üzere; edinilmiş mallara katılma rejiminin devam ettiği sırada eşlerden biri adına edilen edinilmiş malda diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı bulunmaktadır....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı- karşı davalı kadın; ziynet eşyaları yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı - karşı davacı erkek; her iki davanın tümü yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava, mal rejiminin tasfiyesinden ve ziynet eşyasından kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Karşı dava mal rejiminin tasfiyesinden ve edinilmiş malın kira bedelinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 1- Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin kararlarında da istikrarlı olarak belirtildiği üzere; edinilmiş mallara katılma rejiminin devam ettiği sırada eşlerden biri adına edilen edinilmiş malda diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün değilse bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece, ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün olmaması halinde bedeli 13.691.25 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir....
Dava, kadın tarafından açılan kişisel ziynet eşyası alacak davasına ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 19/07/1996 tarihinde resmi olarak evlendikleri, kadın tarafından kişisel ziynet eşyası alacak davasına ilişkin talepte bulunarak dava açıldığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesinde özet ile; "Tarafların Mersin 1. Aile Mahkemesinin 2012/767 esas ve 2013/694 karar sayılı dosyaları ile boşandıkları ve kararın 10/02/2014 tarihinde kesinleştiği, boşanma sonrasına müvekkilinin tüm ziynet eşyalarının davalıda kaldığı, bu ziynet eşyalarının 4 çift burma bilezik, 2,5 metre zincir, beşibiryerde, yüzükler ve kol bağı olduğu" iddia ve vakıalarını ileri sürerek, ziynet eşyaları davalıda duruyorsa aynen iadesi, eğer satılmış ise de değerinin dava tarihindeki değeri üzerinden hesaplanarak işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır....