Nihai kararda, kadının ziynet alacak davası yönüyle harcı yatırılarak açılmış bir dava olmadığından davanın HMK 120/2 gereğince usul yönünden reddine karar verilmiştir. Mahkemece harçların ikmal edilmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılması, sonrasında üç aylık süre beklendikten sonra ziynet eşyalarına yönelik davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken davanın usul yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığı gibi davacı davalı kadın vekilinin süreden sonra da olsa harcı yatırmış olması da gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının davası ile ilgili açıklanan hususlara riayet edilerek karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
eşyası alacak talebinin kısmen kabulüne karar verildiği halde, kadın lehine birleşen dava kapsamında boşanma ve ziynet eşyası alacak davacı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedildiği halde davacı-b.davalı erkek lehine sadece reddedilen ziynet eşyası alacak yönünden vekalet ücretine hükmedildiği, asıl boşanma davası yönünden vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmıştır....
eşyası alacak talebinin kısmen kabulüne karar verildiği halde, kadın lehine birleşen dava kapsamında boşanma ve ziynet eşyası alacak davacı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedildiği halde davacı-b.davalı erkek lehine sadece reddedilen ziynet eşyası alacak yönünden vekalet ücretine hükmedildiği, asıl boşanma davası yönünden vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmıştır....
Aile Mahkemesinin 27/05/2021 tarih, 2017/788- 2019/344 esas karar sayılı dava dosyası ile boşanmalarına karar verildiği, kararın 27/05/2021 tarihinde kesinleştiği, davacı kadın tarafından kişisel ziynet eşyası alacak davası açıldığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, ziynet alacağından kaynaklanan maddi tazminat ve nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Anlaşmalı boşanma davası (TMK m. 166/3) dışında davalının davayı kabul beyanı hukuki sonuç doğurmaz (TMK m. 184/3). Davada Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi koşulları gerçekleşmemiştir....
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, kadının talep ettiği ziynet eşyalarının tür ayar ve gramına erkeğin itirazının olmadığı, davalı erkek tarafından kadının ziynet eşyalarını evi terk ederken götürüldüğünün iddia edildiği, kadının ortak konuta alınmaması, ortak konuta döndüğünde ise evin tamamen boşaltılması sabit ise de; ziynet eşyalarının evde kaldığının kadın tarafından ispat edilemediği, kadının yemin deliline dayandığı, ancak adına çıkarılan yemin davetiyesine süresinde cevap vermediği, böylelikle yemin teklif etme hakkını da kullanmamış olduğu, davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla, ziynet alacağı davasının reddi kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, davacı kadının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Ziynet alacağı davası boşanma ve fer'i taleplerle birlikte açılmıştır. Davaların birlikte görülmesi bağımsız hukuki varlıklarına halel getirmez. Alacak davası boşanma ve fer'i istemlerden ayrı bir davadır....
Davacı kadın istinafında, ön inceleme duruşmasında davaya bakan hakimin delilleri bildirmek için süre vermediğinden yapmış oldukları ıslah işleminden sonra yeniden raporlar alınarak karar verildiğini, 2.kez ıslah yapılamayacağından mağdur olduklarını, ziynet alacağı talebinin haksız reddedildiğini, davanın tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın lehine düzeltilmesini talep etmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağın belirsiz alacak davası olduğu kabul edilmiştir. Belirsiz alacak davasının getirdiği en önemli etkin koruma, usul ekonomisi ve hak arama özgürlüğüne hizmet etmesi yanında, davacının yüksek yargılama giderlerine katlanma ve dava konusu hakkın zamanaşımına uğrama riskini azaltmasıdır. Zira zamanaşımı süresi, belirsiz alacak davası açılması ile, tüm alacak için kesildiğinden, davacının belirleyemediği alacağının zamanaşımına uğraması söz konusu olmayacaktır....
Temyiz incelemesine konu katılma alacağı ve ziynet eşyalarının bedeline ilişkin alacak davası 30.12.2009 tarihinde açılmıştır. Dava dilekçesi davalıya 26.2.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. HUMK.nun 194.maddesinde düzenlenmiş bulunan derdestlik itirazı ilk itirazlardan olup, aynı kanunun 188.maddesi gereğince esasa cevap süresi içinde ileri sürülmüş bulunması gerekir. Somut olayda davalı tarafın derdestlik itirazı cevap süresi içinde bildirilmemiştir. Davalı yanın süresinden sonra ileri sürdüğü derdestlik itirazı dinlenemez. Kaldı ki, yukarıda esas ve karar numaraları yazılı boşanma dosyasında ve dava konusu araca ilişkin talep konusunda tefrik edilen dosyada araç ve ziynet eşyalarına ilişkin süresinde harçlandırılarak açılmış bir dava ve karşı dava da bulunmamaktadır. Usule uygun açılmış bir dava bulunmadığına göre, buna ilişkin dosyanın derdest olduğundan da sözedilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlenmenin İptali-Ziynet Eşyası ve Para Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, ziynet eşyası alacağı ve başlık parası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacının takıların iadesine yönelik bağıştan rücu sebebine dayalı tazminat talebi ile davalı tarafa ödendiği belirtilen başlık parasından kaynaklanan alacak talebi, boşanmanın eki ve Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi kapsamında bulunmayıp, Borçlar Hukukundan kaynaklanmaktadır. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair 4787 sayılı Kanunun 4. maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden değildir. Genel mahkemeler görevlidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, hakim tarafından yargılamanın her aşamasında res'en gözetilir....
Dava, TMK'nun 166/1. m.sinde düzenlenen genel geçimsizlik nedenine dayalı boşanma, velayet fer'i talepleri ile ziynet eşyasından ve paradan kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davacı vekilinin ziynet alacağı davasının reddine ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Eldeki dosyada davacı tarafın ziynet ve paradan kaynaklanan alacak davasına ilişkin delillerin mahkemece yeterince toplandığı, bunların değerlendirilmesinde, hukuki nitelendirmede ve kanunun olaya uygulanmasında hata yapılmadığı, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesinin ve karar gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 m.si gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....