Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamı ve istinaf talebi değerlendirildiğinde; davacı kadının talebi TMK.nun 226/1.maddesine dayalı kişisel eşya (ziynet eşyası) alacağı olup, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. (6.Hukuk Dairesi 09.05.2011 tarih ve 2011/1701- 6067, 6. Hukuk Dairesi 06.03.2012 tarih ve 2012/333- 3494, 3. Hukuk Dairesi 13.03.2013 tarih ve 2013/3318- 4289) Bu halde, kural olarak, davacı kadın ziynet eşyalarının varlığını ve evden ayrılırken davalıda kaldığını ispatlamak zorundadır....

Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. (6.Hukuk Dairesi 09.05.2011 tarih ve 2011/1701- 6067, 6. HD . 06.03.2012 tarih ve 2012/333- 3494, 3. HD. 13.03.2013 tarih ve 2013/3318- 4289) Bu halde, kural olarak, davacı kadın ziynet eşyalarının varlığını ve evden ayrılırken davalıda kaldığını ispatlamak zorundadır. Ancak, bu karinenin aksinin ispatı mümkündür. Somut dosyada, kadına ait ziynet eşyalarına ilişkin iddia, savunma ve deliller değerlendirildiğinde; öncelikle, dava ve cevaba cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen maddi vakıalar yargılamanın diğer aşamalarında ve de istinaf yoluyla ileri sürülemez (HMK.m.141). Kadının evden ayrılış şekline göre de ziynet eşyalarını yanında götürme imkanının bulunduğu anlaşılmıştır. Buna göre, tanık beyanı ve iddiayı kanıtlamaya elverişli başkaca bir delillerle dava konusu ziynet eşyalarının erkekte kaldığı, onun tarafından kullanıldığı ispat edilememiştir....

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/146 KARAR NO : 2021/185 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MARDİN AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 06/03/2019 NUMARASI : 2017/1 ESAS - 2019/149 KARAR DAVA KONUSU : Ziynet Eşyası ve Mehir Alacağı KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükme karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile ziynet ve takı alacağı nedeniyle 100.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....

O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3-Davacı kadın dava dilekçesinde ayrıca ziynet eşyası alacağı talebinde bulunmuş,davaya konu ziynet eşyalarının cins, nevi ve miktarlarını belirtmiş,mahkemece ziynetler yönünden davanın reddine karar verilmiştir....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet-Takı ve Para Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı, tazminatların miktarı ve ziynet-takı, para alacağının reddedilen kısmı yönünden; davalı erkek tarafından ise boşanma davasının ve ziynet alacağı davasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 Sayılı Kanun'un 44 üncü maddesi ile de 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298 inci maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür...

      bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır.Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen ve götürülebilen türden eşyalardır....

        DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, manevi tazminat talebi ile ziynet ve takı parası alacağı davasının reddi yönünden; davacı-karşı davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle istinaf talebinde bulunan davalı-karşı davacı kadının aleyhine olacak şekilde ilk derece mahkemesi tarafından kadına kusur olarak yüklenmeyen “eşine kavanoz fırlattığı” vakıasının bölge adliye mahkemesince kusur olarak yüklenemeyeceği ancak mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen vakıalara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de tarafların eşit kusurlu oldukları anlaşılmakla, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle...

          Davalı erkek vekili; kadının kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, ziynet eşyası alacağı istemine ilişkindir. Davalı erkek vekilinin; kadının kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....

          Davacı vekili, dava dilekçesinde tarafların 2009 yılında boşandıklarını,düğünde takılan takı ve paraların takı merasiminden sonra kayınvalidesi davalı ... tarafından muhafaza edilmek üzere alındığını ve talep edilmesine rağmen iade edilmediğini, düğün sonrasında müvekkilinde kalan takıların da evlilik birliğinin devamı sırasında davalı ... tarafından yeniden alınacağı vaadi ile bozdurulduğunu, müvekkilinin evden ayrılırken yanına hiçbir eşya almadığını belirterek, davalı ... tarafından el konulan ziynet eşyalarının iadesine, mümkün değilse buna tekabül edecek olan meblağın davalı ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsiline;diğer ziynet eşyaları, kişisel eşyalar ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı halde bedelinin tahsiline ve edinilmiş malların tasfiyesi ile müvekkilin katkı payına tekabül eden ½’lik meblağın davalı ...'...

            İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı, ziynet ve takı parası alacağı istemini ilişkindir. İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. (HMK md. 355) Mahkeme, kararlarında tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri gösterilir. (HMK md. 297/1- c) Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. (HMK md. 297/2) Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz....

            UYAP Entegrasyonu