Mahkemece, 27.09.2012 tarihli ilamla; eşyaların evlilik birliğinin kurulması amacıyla kadına verildiği, bu eşyaların çeyiz eşyası niteliğinde olduğu ve çeyiz eşyalarının kadına ait olup, geri istenemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından yalnızca vekalet ücretine ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Dava; koca tarafından açılan ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Yargılama giderleri, davada haksız çıkan, yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. (HMK m.326) Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtasıyla takip etmiş ise haksız çıkan taraf yargılama gideri olarak vekalet ücretine de mahkum edilir. Mahkeme, davada haksız çıkan tarafı kendiliğinden yargılama harç ve giderlerini ödemeye mahkum eder, bunun için haklı çıkan tarafın bir talepte bulunmuş olmasına geek yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalının kendisine haksız eylem ve sözlerde bulunduğunu, kendisini evden kovduğunu, ziynet ve çeyiz eşyalarını vermediğini belirterek ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, mümkün olmazsa bedelinin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı; davacının müşterek haneden ayrılırken ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, çeyiz ve ev eşyalarını ise 14.01.2014’te jandarma marifetiyle teslim aldığını savunarak davanın reddini istemiştir....
şeklinde belirtmiş oldukları ev ve çeyiz eşyaları ile ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iade mümkün olmadığı takdirde, 42.505,00 TL olan bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Davalı; davacı/karşı davalının ziynet ve ev eşyalarını alarak evi terk ettiğini, ev eşyaları ve ziynet eşyalarının davalı/karşı davacıya ait olduğunu, davacının davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile davalı/karşı davacıya ait dava konusu eşyaların aynen aidiyetine, aynen tahsili mümkün olmayanların değerinin tespit edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 8.000 TL'nin yasal faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Davalı vekili cevabında; eşyaların tümünün evlilik birliği içerisinde edinildiğini, birlikte seçip aldıkları ve müştereken bedelini ödediklerini, taksitleri çok yüksek olduğundan davacının düğünde takılan çeyrek altınları ve evlenirken getirdiği cumhuriyet altınlarını verdiğini, bozdurularak ödemelerinin yapıldığını, ziynetleri davacının yanında götürdüğünü savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; ziynet eşyalarının evlilik sebebiyle meydana gelen borçları ödemek üzere bozdurulup harcandığının davalı tarafça kabul edildiği, bunların geri istenmemek üzere kocaya verildiğinin ispat edilemediği, eşya alacağına yönelik ise; eşya ödemelerinin tarafların evlendiği tarihten sonra yapılması nedeniyle eşyalar üzerinden tarafların 1/2 haklarının bulunduğu gerekçe gösterilerek, ziynet eşyası ve ev eşyası talebininin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili ve davalı temyiz etmektedir....
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, talep olmasına rağmen ziynet eşyaları yönünden bedele hükmedilmeksizin sadece aynen iadeye hükmedilmesi, böylece davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmesi, ayrıca hükümde ziynet eşyalarının iadesine dair "aynen ya da bedelinin iadesi" yönünde açık bir ifade yazılmaksızın, HMK 297 maddesine aykırı ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2) Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....
Aynı Kanunun m.200/I maddesi " senetle ispat" (1086 sayılı HUMK mad. 288) ve 200/II (1086 sayılı HUMK mad. 289) maddesinde de “senetle ispat gereken hallerde karşı tarafın açık muvafakati ile tanık dinlenebileceği” hususları düzenlenmektedir. Yine Aynı Kanunun m.201 maddesinde de (1086 sayılı HUMK mad. 290); "Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler … liradan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz." denilmekte; 203.maddesinde de (1086 sayılı HUMK mad. 293); "senetle ispat zorunluluğunun istisnaları" düzenlenmiş ve hangi hallerde tanık dinlenebileceği belirtilmiştir. Eldeki dava, çeyiz senedinden dolayı ziynet ve ev (çeyiz) eşyalarının bedellerinin aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre, konunun ispat hukuku açısından ele alınması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kişisel eşya alacağı davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, ziynet eşyaları ile ilgili istemin reddine, eşya alacağı ile ilgili istemin kısmen kabulune karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile evlendiğinde ziynet eşyası ve 1.000,00 TL para takıldığını, evlendiklerinden 15-20 gün sonra davalının ziynet eşyalarını ve parayı elinden aldığını, ayrıca babasının evlilik döneminde alınan ev için 8.000,00 TL eşya parası verdiğini belirterek; ziynet eşyalarının aynen iadesine veya ödeme günündeki değerinin tahsiline, davalı tarafından alınan 1.000,00 TL ve babası tarafından davalıya verilen 8.000,00 TL nin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREKÇE : Dava, ziynet ve kişisel eşyanın iadesi talebine ilişkin olup, davacı tarafça reddedilen kısım yönünden istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve bunların elinden alındığını ispat yükü altındadır. Kadına özgü ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından -hangi eşe takılmış olursa olsun- kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Buna göre somut olayda, varlığı ispatlanan ziynetler kadına özgü ziynet eşyası niteliğinde olup, kadına aittir. Dosya kapsamında dilenen tanık beyanlarına göre; dava konusu ziynet eşyalarının davalı koca tarafından bozdurulduğu anlaşılmaktadır....