Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili; 12.12.2013 tarihli celsede; dava konusu ettikleri eşyaların aynen teslim edilmesine ilişkin taleplerinden feragat ettiklerini, eşyaların yalnızca bedelinin ödenmesini talep ettiklerini beyan etmiştir. Davalı, evliliklerinin 39 gün sürdüğünü, görevi gereği ...beldesine taşınmak üzere ortak konuttaki eşyaların toplandığı ve hafta sonu taşınacakları aşamada 12 Eylül 2008 tarihinde davacının, kendisine haber vermeden ziynet ve şahsi eşyalarını alarak ortak konuttan ayrılıp boşanma davası açtığını, davacının diğer çeyiz ve ev eşyalarını haricen alma talebi yada girişiminin olmadığını,davacıya ait eşyaların adet ve vasıfları konusunda tam bilgisi olmamakla birlikte taşınma için topladığı şekilde durduğunu, yedinde bulunan davacıya ait çeyiz ve ev eşyalarını haricen her zaman teslimine hazır olduğunu, davanın açılmasına da sebebiyet vermediğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

    Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, ya da evde kaldığını kadının ispatlaması gerekir. Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı, kişisel harcamalar vs.) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur....

      Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile 11.866,80 TL altın bedeli ve 7205,00 TL ev eşyası bedeli olmak üzere topalam 19.071,80 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı eşte kaldığı ileri sürülen ziynet eşyaları ile bir kısım çeyiz (ev) eşyasının bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava; ziynet ve kişisel eşya (çeyiz eşyası) alacağı istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....

          Mahkemece, 27.09.2012 tarihli ilamla; eşyaların evlilik birliğinin kurulması amacıyla kadına verildiği, bu eşyaların çeyiz eşyası niteliğinde olduğu ve çeyiz eşyalarının kadına ait olup, geri istenemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından yalnızca vekalet ücretine ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Dava; koca tarafından açılan ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Yargılama giderleri, davada haksız çıkan, yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. (HMK m.326) Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtasıyla takip etmiş ise haksız çıkan taraf yargılama gideri olarak vekalet ücretine de mahkum edilir. Mahkeme, davada haksız çıkan tarafı kendiliğinden yargılama harç ve giderlerini ödemeye mahkum eder, bunun için haklı çıkan tarafın bir talepte bulunmuş olmasına geek yoktur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalının kendisine haksız eylem ve sözlerde bulunduğunu, kendisini evden kovduğunu, ziynet ve çeyiz eşyalarını vermediğini belirterek ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, mümkün olmazsa bedelinin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı; davacının müşterek haneden ayrılırken ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, çeyiz ve ev eşyalarını ise 14.01.2014’te jandarma marifetiyle teslim aldığını savunarak davanın reddini istemiştir....

              Davalı vekili cevabında; eşyaların tümünün evlilik birliği içerisinde edinildiğini, birlikte seçip aldıkları ve müştereken bedelini ödediklerini, taksitleri çok yüksek olduğundan davacının düğünde takılan çeyrek altınları ve evlenirken getirdiği cumhuriyet altınlarını verdiğini, bozdurularak ödemelerinin yapıldığını, ziynetleri davacının yanında götürdüğünü savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; ziynet eşyalarının evlilik sebebiyle meydana gelen borçları ödemek üzere bozdurulup harcandığının davalı tarafça kabul edildiği, bunların geri istenmemek üzere kocaya verildiğinin ispat edilemediği, eşya alacağına yönelik ise; eşya ödemelerinin tarafların evlendiği tarihten sonra yapılması nedeniyle eşyalar üzerinden tarafların 1/2 haklarının bulunduğu gerekçe gösterilerek, ziynet eşyası ve ev eşyası talebininin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili ve davalı temyiz etmektedir....

                Davalı; davacı/karşı davalının ziynet ve ev eşyalarını alarak evi terk ettiğini, ev eşyaları ve ziynet eşyalarının davalı/karşı davacıya ait olduğunu, davacının davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile davalı/karşı davacıya ait dava konusu eşyaların aynen aidiyetine, aynen tahsili mümkün olmayanların değerinin tespit edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 8.000 TL'nin yasal faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

                  Aynı Kanunun m.200/I maddesi " senetle ispat" (1086 sayılı HUMK mad. 288) ve 200/II (1086 sayılı HUMK mad. 289) maddesinde de “senetle ispat gereken hallerde karşı tarafın açık muvafakati ile tanık dinlenebileceği” hususları düzenlenmektedir. Yine Aynı Kanunun m.201 maddesinde de (1086 sayılı HUMK mad. 290); "Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler … liradan az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz." denilmekte; 203.maddesinde de (1086 sayılı HUMK mad. 293); "senetle ispat zorunluluğunun istisnaları" düzenlenmiş ve hangi hallerde tanık dinlenebileceği belirtilmiştir. Eldeki dava, çeyiz senedinden dolayı ziynet ve ev (çeyiz) eşyalarının bedellerinin aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre, konunun ispat hukuku açısından ele alınması gerekir....

                    Somut olayda, davacı dava dilekçesinde ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsilini istemiştir. Mahkemece, talep olmasına rağmen ziynet eşyaları yönünden bedele hükmedilmeksizin sadece aynen iadeye hükmedilmesi, böylece davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılmasının (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmesi, ayrıca hükümde ziynet eşyalarının iadesine dair "aynen ya da bedelinin iadesi" yönünde açık bir ifade yazılmaksızın, HMK 297 maddesine aykırı ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2) Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu