Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davacı çeyiz ve ziynet eşyaları yönünden var olan hakkını; bunların aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili yönünde kullanmıştır. Şu durumda; uyuşmazlığın çözümünün hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektirdiği, diğer bir anlatımla hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesinin mümkün olmadığı açıktır(HMK. md.266). Diğer yandan, davalı tarafın, çeyiz senedinde yer alan eşyaların değerine itiraz etmemiş olması da bu gerçeği değiştirmemektedir....

    ın istediğim zaman döverim demesi üzerine davalının evden uzaklaştırıldığını, tarafların ayrılmadan ...-... gün önce müvekkilindeki tüm altınları hırsız çalar, hırsız eve girer diye davalı ve ailesinin aldığını ve altınları eş .....'ın babası diğer davalı ...'ın kasasına koyduklarını, müvekkiline altınları vermediklerini ve ev eşyalarının da ortak konutta kaldığını, çeyiz eşya senedinde belirtilen ziynet eşyalarının ve diğer eşyalarının tamamının müvekkiline ait olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözü edilen eşyaların aynen olmadığı takdirde bedeli olan ....900,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      davada erkeğin ev eşyalarını başlangıçta kişisel mal olarak talep etmiş iken katılma alacağına hükmedildiği,bir kısmını müvekkilinin çeyiz eşyası olarak getirdiğinin ispatlandığı,talep edilenlerin tamamının edinilmiş mal sayılmasının doğru olmadığı,talep edilen eşyalar ile keşifte belirlenen eşyaların bir kısmının örtüşmediği şeklindeki istinaf sebebi yönünden; Davalı-karşı davacı erkek vekili aşamada 06.12.2018 tarihli dilekçesinde ev eşyaları ile ilgili talebini edinilmiş mallar kapsamında katılma alacağı olarak açıklamıştır ve ıslah niteliğindeki açıklamasını da keşfen belirlenen eşyalar yönünden gerçekleştirmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kişisel eşya kapsamında çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili, tarafların birlikte sahip oldukları diğer eşyaların ise yarı bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

        SAVUNMA: Davalı-birleşen davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; Birleşen dava dosyasında davacı Mustafa vekili dava dilekçesinde; davalının gereksiz ve müsrifçe yaptığı mobilya harcaması nedeniyle babasına toplamda 18200 TL lik borcu olduğunu, taraflar evli iken Cizre de 2.el eşya kullandıklarını, Adana'ya tayinleri çıktığında yeni mobilya ve ev eşyaları aldıklarını, bu eşyaların bir kısmının müvekkilinin babası tarafından alındığını ve müvekkili tarafından babasına bu eşyaların bedelinin ödendiğini, kalan eşyaların ise müvekkili tarafından alındığını, boşanma aşamasına geldiklerinde aile konutundan müvekkilinin sadece birkaç parça eşya alabildiğini, eşyaların davalının kullanımında kaldığını beyanla, dava konusu ev eşyalarının bedeli ve bu eşyalar alınırken müvekkilinin babasından aldığı 10.000TL'lik borç toplamı olan 37961,78TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

        Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ancak ve ancak ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur.(Yargıtay 3.HD.2019/597 E-2019/2876 K.sayılı 02.04.2019 tarihli kararı)....

        Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur. Bu bağlamda davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alındığını veya bozdurulduğunu ispat yükü altındadır. Somut olayda, davacının iddiası altınların tümünün davalı tarafından elinden alındığı ve harcandığına ilişkindir. Davacı bu iddiasını ispatla yükümlüdür....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, davacı kadın tarafından açılan ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili davasına ilişkindir. Ziynet eşyası alacağı bakımından, Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayları ispatlaması gerekir....

          kayın pederinin ekonomik durumunun kötüye gittiğini, bu sebeple altınları kendisinden istediğini, daha sonra yenilerini yapacağını söylediğini, hasır setinin bunun üzerine bozulduğunu söylemiş olmasının altınların kendisinden istendiğini ve kendisinin de bile isteye vererek kabul etiğini açıkça doğruladığını, altınların düğünün ertesinde kuyumcu dükkanında saklanmış olmasının tamamen altınların korunmasına yönelik olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/3- 1040 E, 2020/240 K. sayılı vermiş oduğu son ve güncel kararıyla birlikte, ziynet eşyalarının kime ait olacağının tespitinde "özgülenme" kriteri getirildiğini, bu kapsamda ziynet eşyasının kime ait olduğunun tespitinde önemli olanın söz konusu ziynet eşyasının kadına özgülenip özgülenmediğinin, bilezik, bileklik, kelepçe, kolye ve küpe setlerinin kadına özgü olan ziynet eşyası olduğunu, ancak Cumhuriyet altını, yarım altın, çeyrek altın, gram altın gibi ziynet eşyalarının kadına özgülenmeyen ziynet eşyası olduğunu, Yargıtay Hukuk...

          Davacı kadın davasını ziynet ve çeyiz eşyası alacağı olarak açmış, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava dilekçesinde 5.000,00 TL alacak talep etmiş, ziynet yönünden verdiği ıslah dilekçesinde toplam 5.000,00 TL'lik talebin 2.500,00 TL'sinin ziynet yönünden, 2.500,00 TL'sinin çeyiz eşyası alacağı yönünden olduğunu açıklamıştır. Çeyiz eşyası alacağı yönünden talep 2.500,00 TL'dir. Davacı tarafından açılan alacak davasında ziynet ve çeyiz eşyası alacağının kabul edilen toplam bedeli üzerinden davacı lehine bir vekalet ücreti, reddedilen bedel üzerinden davalı lehine bir vekalet ücretine hükmedilesi gerekirken ilk derece mahkemesince davacı kadın lehine ziynetin kabul edilen miktarı üzerinden 7.806,15 TL, çeyiz eşyası alacağı yönünden 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Yine yargılama giderlerinin ziynet ve çeyiz yönünden ayrı ayrı belirlenmesi doğru olmamıştır....

          UYAP Entegrasyonu