"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Aile Mah.Sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Ziynet ve Çeyiz Eşyalarının İadesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesi davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, çeyiz eşyası ve ziynet eşyasının aynen iadesi mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir....
KARAR : Davanın açılmamış sayılması Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece ziynet alacağı davasının açılmamış sayılmasına boşanma ve fer'îleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkeme kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesi ile özetle; tarafların boşanmalarına, takı ve ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ziynet eşyalarının davalı tarafından ev ve araba alınırken kullanıldığını, müvekkiline ait şahsi eşyaların ise müvekkilinin şiddet görerek müşterek haneden ayrılması nedeni ile davalıda kaldığını, bileziklerin her birinin 22 ayar toplamda 110 gram olduğunu, set takımının ise 22 ayar 40 gram olduğunu belirterek aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 73.750,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, 24/10/2022 tarihli dilekçesi ile de, ziynet ve eşyaların aynen iadesi, olmadığı takdirde teslim tarihindeki bedellerine hükmedilmesini, eğer bu talep yerinde görülmezi ise, ziynet eşyalarının ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BABAESKİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/03/2014 NUMARASI : 2012/277-2014/97 Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, davalı eş tarafından ortak konuttan kovulduğunu, bu olaydan sonra tarafların tekrar bir araya gelmediğini, müvekkiline ait ziynet eşyalarının ise ortak konutta kaldığını ileri sürerek; müvekkiline ait ziynet eşyalarının aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde ise fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere eşyaların bedeli olan 9.300 TL'nin tahsilini talep etmiş; 13.09.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile bedel yönünden talebini 12.269 TL'ye yükseltmiştir....
Oysa ki, somut olayda, davacı vekilinin asıl istemi ziynet eşyalarının aynına ilişkin olup, aynen iadenin mümkün olmaması halinde, hükmün icrasının temini amacıyla bedel iadesi talep edilmektedir. Bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Mahkemece, işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yasa hükümlerinin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Çeşitli sebeplerle (ev veya araç alımı, evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafın ilk olarak evlilik nedeniyle alınan ev eşyalarının bedellerinin ve davalının şahsi kredi borcunun düğünde takılan ziynet eşyaları ve paralar ile karşılandığını iddia ederek, ev eşyalarının aynen iadesini olmadığı takdirde bedelinin tahsilini, 3.000,00 TL kredi borcu nedeniyle ise ziynet eşyalarına karşılık sadece bedel talep ettiği ıslah dilekçesi ile de ev ve ziynet eşyalarının aynen iadesini olmadığı takdirde bedellerin tahsilini istediği görülmektedir. Davalının da beyanlarında belirtildiği ve mahkemenin gerekçesinde izah edildiği üzere; banka borcunun, ev eşyalarına ilişkin borçların, düğün salonu bedelinin düğünde takılan ziynetler ve paralarla karşılandığı anlaşılmaktadır....
Sırasında belirtilen dolar ve euroların tarafların anlaşması ile düğün borçlarına ödendiğini, diğer ziynet eşyalarını davacının giderken üzerinde götürdüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur. Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs.) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davalı ziynetlerin borç ödemesinde kullanıldığını savunduğuna göre davada ispat külfeti yer değiştirmiştir....
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesine veya bedellerinin ödenmesi istemine ilişkindir. 1- Davacı Tarafın Reddedilen Ziynet Eşyasına Yönelik Yaptığı İstinaf Başvuru Talebinin İncelenmesinde; "Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır (Yılmaz, E.: Hukuk Sözlüğü, Ankara 2011, s. 1529). Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir (Sağıroğlu, M.Ş.: Ziynet Davaları, İstanbul 2013, s.3). 14. Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....
Somut olayda, istinaf istemine konu "boşanma ve ferileri ile ziynet eşyasının iadesi istemine" ilişkin kararlar gerekçeli olmadığı için bu bağlamda istinaf kanun yolu incelemesinin yapılması olanaklı değildir. 2- Davacı kadın dava dilekçesinde boşanmanın yanı sıra ziynet eşyası alacağı talebinde de bulunmuştur. Karşı dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Davalı-karşı davacının ziynet alacağı talebi boşanmanın eki niteliğinde olmayıp nispi harca tabidir. Nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz. Karşı dava açılırken, ziynet eşyası alacağı yönünden nispi peşin harç yatırılmamıştır....
Dava konusu edilen ziynet eşyaları taşınır eşya niteliğinde olup, borçlu elinde olması halinde elindeki, aksi halde piyasadan temin edilecek misliyle iadesi mümkün bulunduğundan, bu konuda kurulacak hükmün İİK'nın 24.maddesi göre infazı söz konusu olacağından mahkemece aynen iadenin mümkün olmadığı gerekçesiyle sadece bedel yönünden hüküm kurulması ve buna ilişkin gerekçesi yerinde olmamıştır. Bu konuda, bilirkişi ek raporunda iadesi mümkün olan veya iadesi mümkün olmayan altınlar şeklinde değerlendirilme yapılması da gerekli bulunmayıp, dava dilekçesinde talep edilen altınlar ile CD/fotoğraf incelemesi sonucunda tespit edilen altınların dava tarihindeki değerinin belirlenmesi, mahkemece, yasal karine gözetilerek altınların miktarı ve kimde kaldığının ispat kurallarına göre değerlendirilip bir karar verilmesi gerekir....