Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Manevi Tazminat DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 19.08.2016 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedel tahsili isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davacının ziynet eşyalarının iadesi, olmadığı taktirde bedelinin iadesi talebinin reddine; çeyiz eşyaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü : Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili boşanma davasında karşı dava olarak açtığı daha sonra boşanma davasından tefrik edilen ziynet ve çeyiz eşya istemli davada, davalının kusurlu eylemleri nedeniyle birlikteliğinin çekilmez hal aldığını, bu yüzden şahsının davalı tarafından baba evine bırakıldığını, çeyiz eşyalarının davalı da kaldığını ayrıca, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafça bozdurulduğundan bahisle sözkonusu çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen...

      fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL bedellerinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı - davacı kadın vekili 15/02/2021 tarihli ıslah dilekçesiyle ziynet eşyalarının iadesi davasında bedel talebini 26.110 TL olarak artırmıştır....

      Sonuç olarak; davacı - karşı davalı kadının kusur belirlemesine, yoksulluk nafakasının miktarına, tazminat taleplerinin reddine, ziynet eşyalarının iadesi davasının reddedilen kısmına, davalı - karşı davacı erkeğin kusur belirlemesine, ziynet eşyalarının iadesi davasında çeyrek ve yarım altınların bedeline ilişkin istinaf taleplerinin HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca kabulüne, tarafların istinaf taleplerinin HMK'nın 351/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

      nin anne ve babası olan diğer davalıların evindeki kasada bulunduğunu, davalıların davacıya ait ziynet eşyalarını halen iade etmediklerini ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, ziynet eşyalarının aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde ise şimdilik 10.000 TL ziynet bedelinin yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 30.06.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile bedel yönünden talebini 49.712 TL'ye yükseltmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının ziynet eşyalarını da yanına alarak müşterek evden ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; dava konusu edilen ziynet eşyalarının düğünden sonra davalı tarafından davacıdan alındığı ve bir daha geri verilmediği, ziynet eşyalarının davalının annesinin kasasında olduğu ve davacı tarafa iade edilmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

        Sonuç itibariyle; davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355/1 ve 353/1- a-6. maddeleri gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesinin ziynet eşyasının iadesi davasına ilişkin kararının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin ziynet eşyasının iadesi davasındaki kararının tamamının kaldırılmasına, ziynet eşyasının iadesi davası hakkında yeniden usulüne uygun bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Kabule göre; aynen iade, iade mümkün olmadığı taktirde bedelin tahsiline ilişkin olarak açılan ziynet eşyasının iadesi davasında; dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi ile talep edilen her bir ziynetin cins, nitelik ve miktarının tek tek açıklatılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davanın dayanağını teşkil eden mehir senedinde, senetteki ziynet eşyalarının davalı tarafça teslim alındığının belirtildiği bu nedenle davalının ziynet eşyalarının cins ve miktarına itirazının dikkate alınamayacağı, davacının dava dilekçesi ve aşamalardaki anlatımı ile bunların davalı tarafça borç olarak alındığının belirtilmesi karşısında senet içeriği ile davalının teslim aldığı sabit olan ziynet eşyalarını daha sonra davacının zilyetliğine bırakıldığının anlaşıldığı, bu durumda davalı tarafça davacıya iade edilen ziynet eşyaları konusunda davacının daha sonra davalı tarafça borç alınarak bozdurulduğu ve iade edilmediği yönündeki iddiayı ispat külfetinin davacı tarafta olduğu, ancak davalının aşamalarda ziynet eşyalarının davacının rızası ile ihtiyaçlar için harcandığını kabul ettiği, davacının rızası ile harcanmış olmasının davalıyı ancak davacının ziynet eşyalarını bir daha geri istememek üzere verdiğini ispatlamak koşulu ile iade yükümlülüğünden...

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Evlilik birliği içinde birikim amaçlı olarak alınan bilezikler yönünden davacı tarafça Sinanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/303 Esas sayılı dosyasında mal rejimi davası açıldığını, tarafların birlikte bozdurdukları ziynet eşyaları yönünden davacı tarafın evlilik birliği içerisinde alınan ev içerisine katılma alacağı olarak geçmiş olmasından ötürü ziynet eşyası olarak talep edilmiş olmasının yasal olarak mümkün olmadığı gibi hem katılma alacağı olarak hem de ziynet eşyası alacağı olarak talep edilmesinin mükerrer tahsil nedeni ile sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını, ev için bozdurulan ziynet eşyalarının ortak karar ile bozdurulduğunu, taraflarının yemin delili olmasına rağmen bununla ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir....

        Bu çerçevede affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olaylar taraflara kusur olarak atfedilemeyeceğinden davalı tarafa fiziksel şiddet eyleminin kusur olarak izafe edilmesi mümkün görülmemiş ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı tarafa az da olsa kusur izafe edecek durumların davacı yanca ispatlanamadığı değerlendirilerek BOŞANMA talebi yönünden davanın reddi gerekmiştir. Mahkememizce kaldırma ilamı öncesinde yapılan yargılamada yanılgılı olarak Boşanma istemine bağlı olarak çeyiz eşyası ve ziynet eşyası talebi yönünden de davanın reddinin gerektiği değerlendirilmiş bu sebeple taleplerin reddine ilişkin olarak ayrıca bir gerekçe oluşturulmamıştır. Ziynet eşyası ve çeyiz eşyası alacağı talebi yönünden taleplerin boşanma isteminden bağımsız olduğu yerleşik uygulamalarla kabul edilmektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel Eşyanın İadesi K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedel tahsili isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 16.01.2016 tarih, 2016/1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 26.02.2016 tarihli ve 29636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.02.2016 gün 2016/1 sayılı Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.)...

          UYAP Entegrasyonu