Davalılar vekili cevap dilekçesinde; ziynet eşyalarının evden ayrılan davacıda olduğunu, çeyiz listesinin düğün sırasında aceleyle imzalatılmış geçerliliği olmayan bir liste olduğunu, ziynet eşyaları dışındaki eşyaların davalıda olduğunu, davalının bu eşyaları iade etmeye hazır olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarına ve çeyiz listesine göre; davacının davalının şiddet içeren davranışları sonucunda evden ayrılmak zorunda kaldığı, bu nedenle ziynet eşyalarını alamadığı, bilirkişi raporunda belirlenen 4 adet 22 ayar bilezik (toplam 80 gr), 1 adet 22 ayar set takımı (ortalama 50 gr), 4 adet 14 ayar yüzüğün (toplam 16 gr) davalı M.. Ç..'tan alınarak davacıya teslimine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 12.237,20 TL'nin davalı M.. Ç..'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, düğünde takilan ziynetlerin mevcutsa aynen, değilse bedelinin, çeyiz eşyalarının da bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ziynet alacağı yönünden davanın reddine, çeyiz eşyalarının mevcutsa aynen, mevcut değilse bedelinin tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların 24.07.2008 tarihinde evlendiklerini, taraflar arasında çeyiz eşya senedi yapıldığını, müvekkilin evden dövülerek ve kovularak çikartıldığını, babası avluda müvekkili ağlarken bulup eve götürdüğünü belirterek, fazlaya ilişkin hakları sakli kalmak üzere çeyiz senedinde yazılı eşyaların bedeli olan 15.000 TL nin tahsilini istemiştir....
Somut olayda, davacı taraf taleplerini 18.07.2007 tarihli çeyiz ve ziynet senedine dayandırmış olup, her iki davalıda bu belgeyi teslim alan sıfatıyla imzalayıp, geçimsizlik olursa bunları teslim etmeyi kabul ettiklerini belirtmişlerdir. Davalıların imzaya ilişkin itirazı söz konusu olmadığı gibi, çeyiz senedinin iptaline ilişkin mahkemece verilmiş bir iptal kararı da bulunmamaktadır. O halde, çeyiz senedinde yazılı çeyiz ve ziynet eşyalarının davalılara teslim edildiği hususu tarafları bağlamakta olup, bu durumda davalı eş ve davalı kayınpederin çeyiz ve ziynet eşyalarını davacıya geri verdiklerini kanıtlamaları gerekir. Oysa ki davada, davalılar senette yazılı çeyiz ve ziynet eşyalarını davacıya teslim ettiklerini yazılı bir belge ile kanıtlayamamışlardır. Hal böyle olunca mahkemece; eşyalar yönünden çeyiz senedini teslim alan sıfatı ile imzalayan kayınpeder C.. D..'in de davalı E.....
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı ziynet eşyalarının davalılar tarafından elinden alınıp harcandığını ve kendisine iade edilmediğini ispat edememiştir....
ispat edemediğini, dosya kapsamında davacının evi kendisinin terk ettiğinin sabit olduğunu, emsal Yargıtay ve BAM içtihatlarına evi kendisi terk eden eşin ziynet eşyalarını da beraberinde götürdüğünün kural olarak kabulü gerektiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
mümkün olmadığını, listede yer alan ziynet eşyaları olarak tabir edilen dört adet bilezik küpe ve yüzük açısından ziynet eşyaları davalı müvekkiline teslim edildiği iddia edilmiş ise de, 16 yıl evli olan tarafların bu süre boyunca ziynet eşyalarının davalı müvekkilde kalması ve davacı müvekkile teslim edilmemesinin mümkün olmadığını, davacı yaklaşık 9 ay önce ailesini ziyaretine geldiğini belirterek evden ayrıldığını, bir ara yine eve gelerek kişisel eşyalarını aldığını ve bu esnada ablasına ait altınları da yanına aldığını ve bir daha da eve dönmediğini, ziynet eşyalarının rahatlıkla saklanabilen taşınabilen ve götürülebilen türden eşyalar olduğunu, bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesinin her zaman mümkün olduğunu, aynı zamanda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulünün gerektiğini, bu nedenle çeyiz ve ziynet eşyalarının iadesine ilişkin davanını reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır. Somut olayda, davacı tarafça dosyaya sunulan çeyiz senedinde, ziynet eşyalarının nitelik ve adet belirtilmeksizin yalnızca "3.000.000.000 (3.000 TL) değerinde ziynet eşyası" olarak belirtildiği mahkemece de hüküm kısmında yalnızca "ziynet eşyasının iadesi" şeklinde hüküm kurulduğu iadesine karar verilen ziynet eşyalarının gram ve ayarlarının gösterilmediği anlaşılmaktadır. Karar bu hali ile açık ve infaza elverişli değildir....
İlhan Postacıoğlu, Medeni Yargılama Usulü, 1970 sh.464; Prof.Necip Bilge, Hukuk Yargılamaları Usulü, 1967 sh.449; Prof.Sabri Şakİr Ansay Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1957 sh.248-249; Prof.Saim Üstündağ, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1973 sh.378; H.G.K.nım 19.7.1967 gün ve 239-340 sayılı, 7,6.1974 gün ve 1972/84 sayılı kararları). İleri sürdürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmeIidir (Prof,Saim Üstündağ, age, 1973 sh.397). Davacı, çeyiz senedinde yer alan ziynet eşyasının aynen ya da belirlenecek bedelinin ödenmesini talep etmiş, davalı ise ziynetlerin davacı tarafından harcandığını iddia etmiştir. Mahkemece "davalının çeyiz senedi altındaki imzayı inkar etmediği ve davacıya çeyiz senedindeki ziynet eşyalarını iade ettiğine dair iddia ve ispatı da olmadığı" gerekçesiyle kadının ziynet eşyası davasının kabulüne karar verilmiştir. Davacı kadının çeyiz senedinde yer alan ziynetlerin kendisine düğünde takılmadığına ilişkin bir iddiası bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıya ait ziynet eşyalarının düğünden sonra davacıdan alınarak bozdurulduğunu, araba alındığını, çeyiz eşyalarının ise davalı tarafta kaldığını iade edilmediğini belirterek, (ziynetleri ve çeyiz eşyalarını ayrıntılı olarak sayarak) aynen iadesine mümkün değilse dava tarihi itibari ile bedelleri olan 54.000 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; dava konusu ziynet eşyası yönünden, bu ziynetlerin götürülmesine engel olunduğunu, zorla elinden alındığını veya daha önce götürme fırsatı elde edemediğini davacının ispat edemediği gerekçesiyle, ev eşyası yönünden ise bunların nelerden ibaret olduğu, miktar ve nev'inin davacı tarafından ispat edilemediği, davacıya haber verildiği halde eşyaların alınmadığı, bu nedenle davalı tarafından söz konusu eşyaların dağıtıldığı ve müşterek evde eşya kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davaya konu çeyiz eşyalarının müşterek hanede kullanıldığı taraflarında kabulündedir....