Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kadının isteği ve onayı ile karşı tarafa verildiğinin ispatlanması halinde, erkek eş ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Olağan olan ziynet eşyalarının kadın eşin himayesinde bulunmasıdır. Bunun aksini iddia eden kadın eş iddiasını ispatla mükelleftir. Başka bir anlatımla ziynet eşyalarının karşı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır....
Ancak; Sanık ...’un, düğününde takılan ziynet eşyasından bozdurup tanıdığı ...’a 3.000 TL borç para verdiğini, bu paranın 2006 yılı sonlarında ödeyeceğini, olay günü bankaya gittiğinde hesabına gelen parayı bu şahsın göndermiş olabileceğini düşündüğünden nereden geldiğini sormadığını, parayı çekip borçlarını ödediğini, bankadan aranıp hesabına gelen parada yanlışlık olduğunun söylenmesi üzerine harcamadığı 2000 TL’yi hemen geri hesabına yatırdığını, kalan parayı da daha sonra yatırıp müştekiye iadesini sağladığını, dayısının oğlu olan sanık ...’ı aradığında da içinde bankamatik kartı olan cüzdanı çaldırdığını ve cüzdanda kendisinin hesap numarasının da olduğunu söylediğini savunduğunun; 20.11.2006 tarihinde saat 09.59’da hesabına gönderilen parayı aynı gün saat 15.06’da çektikten sonra paranın 2.000 TL’sini 27.11.2006, 100 TL’sini 07.12.2006 ve 750 TL’sini de 15.12.2006 tarihinde banka hesabına geri yatırdıktan sonra 05.01.2007 tarihinde müştekinin hesabına EFT ile iade ettiğinin anlaşılması...
CEVAP :Davalı tarafından ilk derece mahkemesine verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı avukatın vekili olarak açtığı davada hatalı taleplerde bulunduğunu, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığını ve maddi zararına sebebiyet verdiğini, ayrıca en son altın ve ziynet bedeline ilişkin davada avukatın başlangıçtaki talebinin hatalı olması nedeniyle altın ve ziynet bedelinin faiziyle ödenmesine karar verildiğini, zararının olduğunu, bunun yanında davacıya vekalet ücretinin tam ve eksiksiz bir şekilde ödendiğini, avukatın düzenlediği belgeleri ise kendisine güvendiği için okumadan imzaladığını, davacı avukattan görülen davalarla ilgili bilgi istediğinde kendisini azarlayarak avukatlığını yapmak istemediğini söylediğini, vekalet ilişkisini davacı avukatın sonlandırdığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir. YEREL MAHKEME KARARI : Kemer 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ve ziynet alacağı ... ile ... aralarındaki katılma alacağı ve ziynet alacağı davasının reddine dair ... 2. Aile Mahkemesi'nden verilen 11.10.2012 gün ve 1245/823 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde, evlilik birliği içinde edinilen ve davalı adına kayıtlı olan ... plaka sayılı aracın boşanma davasından sonra satılarak davalının babası adına kayıtlı ... plakalı aracın edinildiğini ve düğün sırasında davacıya takılan altınların davalının ailesi tarafından alındığını açıklayarak araç için 15.000 TL ve altınlar için 5.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 21.06.2012 tarihli dilekçesi ile araçtan kaynaklanan katılma alacağını 12.300 TL, ziynetlerden kaynaklanan alacağı 25.407 TL olarak ıslah etmiştir....
bir keseye konulan ziynet eşyalarının taraflar Sheraton otele gitmek üzere arabaya bindikleri sırada kardeşi tarafından taraflara verildiğinin, davacı tarafından ziynet eşyalarının çantasına konulduğunun ve ertesi gün kuaföre giderken yanında götürdüğünün iddia edildiği, ispat yükünün davalı tarafça üzerine alındığı, dinlenen davalı tanık beyanları ile düğün sonrasında davalının kardeşi Bilge tarafından toplanan ziynet eşyalarının düğünün bitiminde taraflar arabada iken davacıya teslim edildiği ve davacı tarafından çantasına konulduğu vakıasının davalı tarafça ispatlandığı, davacı kadının ertesi günü kuaföre gitmek üzere otelden ayrıldığı, davacı kadının otelden ayrılırken ziynet eşyalarının zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, otelde davalının zilyetliğinde kaldığını ispat etmesinin gerekeceği, ancak davacı kadının böyle bir durumun varlığını ispatlayamadığı, kuaföre kendi isteğiyle gittiği gözetildiğinde ziynet eşyalarını da yanına götürmüş olduğunun karine olarak...
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının ve paranın davalıda kaldığını iddia etmiş, davalı ise kendisinde davacıya ait ziynet eşyası ve para bulunmadığını savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının ve düğünde takılan paranın kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Aksini ispat yükü davacı kadındadır. Hukuk Muhakemeleri Kanununda tanık, bilirkişi ve taraf yeminleri ayrı müesseseler olarak düzenlenmiş fakat yeminin bir tanımı verilmemiştir. Tanık ve bilirkişi yeminleri ilgililerini doğru söylemeye yönelten birer vasıta iken, taraf yemini bir delil olarak kabul edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...Ziynet alacağı davasına yönelik; dosyada dinlenen tanık beyanlarına göre, düğün sırasında davacıya takılan ve bilirkişi raporunda nitelik ve nicelikleri belirtilen ziynet eşyalarının, bir kısmının evlilik sırasında bozdurulup motor alındığı geri kalan kısmının da davalı tarafça bozdurularak harcandığı dosya içeriğinden anlaşılmıştır. Davacı kadının, dava konusu altınları kocasından geri istememek üzere verdiğine ilişkin bir iddia ve delil bulunmadığından davanın haklı nedene dayandığı sonucuna varılmıştır. Nakit paraya ilişkin tazminat davasına yönelik; Davacının bu talebinin TMK nın 2. Kitabından kaynaklanan dava olduğu aile mahkemelerinin görev alanına girmediği, açılan davanın genel hükümlere tabi olduğu ve genel mahkemelerin bu davada görevli olduğu sonucuna varılarak dosyanın 5.000 TL lik alacak bakımından görevli Antalya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiği..."...
karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; davacı kadın tarafından Kocaeli 2. Aile Mahkemesinin 2022/418 Esas sayılı dosyasında 02/06/2022 tarihinde açılan davada; boşanma ve fer'ileri ile ziynet eşyası alacak talebinde bulunduğu, dava açılırken başvuru harcı ile boşanma davasına ilişkin peşin harcın yatırıldığı, ziynet alacağı talebi yönünden dava değeri gösterilmediği ve harç yatırılmadığı, ön inceleme duruşmasında davacı vekilinin "ziynet eşyaları talebimizden feragat ediyoruz" beyanı üzerine mahkemece ziynet eşyası alacak davası hakkında tefrik kararı verildiği, tefrik edilen dosyanın 2022/959 esesa alındığı ve dosya üzerinden feragat nedeniyle davanın reddine, adli yardımlı dava açıldığı gerekçesiyle harçların davacıdan alınmasına karar verildiği, ayrıca davacı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"Köyceğiz Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, ziynet eşyaların aynen iadesi olmazsa bedel tahsili, ayrıca ortak mevduat hesabındaki para sebebiyle akdi ilişkiden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olup, davada mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir talep bulunmadığına göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.)...