Davacı-k.davalı vekili ziynet ve mehir eşyalarının fiili ödeme tarihindeki değeri esas alınması suretiyle karar verilmesini istemiş ise de değerin bu şekilde hesap edilmesi infazda tereddüt yaratacağından yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun şekilde dava tarihi esas alınmak suretiyle ziynet ve mehir eşyalarının bedelinin hesap edilmek suretiyle mahkemece hüküm kurulmasında usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden davacı-k. davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun da reddine karar verilmiştir. Açıklanan sebeplerle karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacı-k.davalı kadının istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir . Davalı, davacı mehir olarak verilen ziynet eşyalarını davacının evi terk ederken götürdüğünü, mehir senedinde yazan eşyaların yarısının kendisine ait olduğunu, düğünde takılan altınlar davacının rızası ve iradesi doğrultusunda bozdurularak düğün masraflarının karşılandığını; ev eşyası aldıklarını, düğünde iddia edildiği miktarda altın takılmadığını, 57 adet çeyrek altın, 5 adet yarım altın, 1 adet büyük altın takıldığını; her ne kadar, annesi davalı olarak gösterilmiş ise de, mehir senedinden anlaşılacağı üzere annesinin tanık sıfatıyla imzasının bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davacının mehir senedinde yer alan ziynet ve ev eşyaları yönünden davasının kısmen kabulü ile, değerinin 1/2'si olan 12.102,50TL'nin davalılar ........
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline nişan ve nikahta takılan altın ve paraların davalı tarafından alındığını, ayrıca davalının mehir olarak her biri 22 gram 5 adet bilezik vadettiğini ancak bununda davalı tarafından alınmadığını belirterek altın ve paraların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 550,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de, dava değerini 16.230,00 TL olarak ıslah etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya mehir olarak herhangi bir şey vadedilmediğini, davacıdan da ziynet eşyası alınmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, boşanma davasının ve ziynet alacağı talebinin reddi ile mehir senedine bağlı talepler ile kına gecesi masrafı talebinin tefriki yönünden; davalı erkek tarafından ise, kadının kabul edilen çeyiz eşyası talebi, yargılama giderleri ile reddedilen ziynetlerin vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının mehir senedine bağlı talepler ile kına gecesi masrafı talebinin tefrikine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının boşanma davası ve ziynet alacağı talebine yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; a-Yapılan yargılama ve toplanan delillerle, davalı erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu...
Davacı evi terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanıkların beyanı ile kanıtlayamamıştır. Davacı kadın kendisine mehir senedi ile vaat edilen 500 gr altının teslim aldığına ilişkin 06.05.2002 tarihli Mehir Alındı başlıklı belgenin işe müracaatını sağlamak amacı ile hile ile boşa imza attığını ve üstünün davalılar tarafından doldurulduğunu iddia etmiş ve bu konuda tanık dinletmiş ise de tanık ifadeleri hüküm kurmaya yeterli değildir. Yazılı belgenin aksine başka bir delilde getirememiştir....
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet ile mehir alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının reddine, kadının ziynet ve mehir alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince her iki tarafın başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Bu husus gözetilmeden ilk hükümde belirlenenden daha fazla miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 5-Davacı kadının dava dilekçesinde maddi tazminat olarak talep ettiği altınlar, evlilik öncesinde taraflarca düzenlenen ve mehir senedi ile davalı erkek tarafından davacı kadına ödenmesi kararlaştırılan 100 gr 5 adet bilezik ve 50 adet çeyrek altın bedeline yönelik mehir alacağıdır. Mahkemece, davacının bu talebi düğünde takılan ziynet eşyası olarak değerlendirilerek, ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı erkek mehir senedinde yazılı altınları veya bedellerini davacıya verdiğini ispatlayamamıştır. Gerçekleşen bu duruma göre mehir senedinde yazılı 100 gr 5 adet bilezik ile 50 adet çeyrek altın bedeline ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
) ziynet alacağı yönünden karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi....
-TL manevi tazminata hükmedilmesine, ziynet eşyası alacağının yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tarafların aralarındaki mehir sözleşmesine göre davalının taahhüt ettiği altının faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Olayımızda davacı, 07.03.2006 tarihli mehir senedine dayanmıştır. Senet içeriğinde; aşağıda cinsi ve miktarı belirlenmiş olan altın takı ve eşyaları gelinimiz olması nedeni ile Mevlüt kızı F.. Ü.. (Ö..) a düğün hediyesi olarak müştereken verdik. Bu altın ve eşyalarda biz ve varislerimizin kesinlikle hak talep edemeyeceğimizi şahitler huzurunda kabul ettiklerini bildirmişler ve senet, davalılar tarafından müştereken imzalanmıştır. Anılan yasal düzenlemelerin sonucu olarak ev eşyalarının ve senette yazılı ziynet eşyalarının da davacıya iade edildiğinin davalılar tarafından kanıtlanması zorunludur. O halde, mahkemece; davacıya iade edildiği ispat edilemeyen bir kısım ziynet ve ev eşyası yönünden, mehir senedinde yazılı olan ziynet ve eşyaları müştereken veren ve senedi imzalayan Makbule ve Uğur'un da sorumlu olduğu gözetilerek bu davalılar yönünden de davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....