Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma ve ferileri ile ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı taktirde bedelinin iadesine, karşı dava evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanmaya ilişkindir. Davalı-karşı davacı taraf; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen ziynet ve çeyiz alacağı davası yönünden süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı tarafından istinaf başvurusu yapılırken 162,10 TL istinaf başvuru harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı yatırılmış ise de; kabul edilen ziynet ve çeyiz alacağı davasının değerine göre; davalının 2.884,92 TL nispi istinaf karar harcı yatırması gerekmektedir. 6100 sayılı HMK'nın 344. maddesine göre; istinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir....

Davacı- karşı davalı kadın tarafından boşanma davası ile birlikte açılan 31.966,62 TL değerli kişisel ziynet eşyası alacak davası yönünden ise kadın tarafından gösterilen deliller ile 16/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen ve davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından ıslah dilekçesi ile iadesi talep edilen kişisel ziynet eşyalarının varlıklarının düğün nedeni ile kadına takıldığının kadın tarafından ispat edildiği ancak gösterilen deliller ile takılan ve iadesi talep edilen takıların erkek tarafından kadının açık rızası hilafına, kadından alınıp iade edilmediğinin ispat edilemediği, İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde hataya düşülerek ispat edilemeyen kişisel ziynet eşyası davasının reddi yerine kabulüne karar verilmesinin toplanan delillere, usul ve yasaya uygun düşmediği anlaşılmıştır....

Noterliği’nde verdiği ifade değerlendirilmeden eksik inceleme sonucu davacı yana taraf yemini hatırlatılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2- Yargılama sırasında davacıya teslim edilen ve bu nedenle hakkındaki dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına hükmedilen ev ve çeyiz eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince ; Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalıda kaldığını iddia ettiği bir kısım ziynet ve ev ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün değilse bedellerinin tahsili için dava açmış, yargılama sırasında dava konusu edilen çeyiz ve ev eşyaları 7.3.2011 tarihli tutanakla davacıya teslim edilmiştir. Bu durum söz konusu eşyaların davalıda bulunduğunu, davacının bunların iade edilmesi için dava açmakta haklı olduğunu göstermektedir....

    Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır....

    Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır....

    Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır.Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (ev veya araç alımı, evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur....

      Dairemizin yerleşik uygulamasına göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Somut olaya bakıldığında;eldeki davanın asıl ve birleşen dosya davacısı vekili tarafından reddedilen kişisel eşya iadesi talebi yönünden temyiz edildiği anlaşılmaktadır....

        Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Somut olayda; Dosya içerisinde çeyiz senedinin bulunduğu, davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği, ziynetlerin davalının babasının arsa alırken bozdurduğu hususunun sabit olduğu, yine çeyiz eşyalarının da davalı da kaldığını sabit olduğundan mahkemece verilen kararda herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....

        Davacı tanıklarının beyanları davacının iddiasını doğrulamadığından davacı tarafından iddiası ispat edilemediğinden davacının ziynet eşyası talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanları uyarınca; davacı kadının, dava dilekçesinde, ”kendisi hastaneye kaldırıldığında, ziynetlerin evde kaldığını” belirttiği, dosyadan tanık olarak dinlenen Şengül’ün ise “taraflar evlendikten sonra davalı koca üzerine tapu olmadan senetle ev aldılar. Davacının ziynetleri bu ev için bozduruldu....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi,olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacıya düğünde takılan bir adet altın künye, bir adet saat, bir adet yüzük, dört adet burma bilezik, bir adet set takımı, gerdanlık ve küpelerin evlilik birliği sırasında davalı tarafından babasına teslim edildiğini ve bozdurularak harcandığını belirterek, ziynet eşyalarının aynen iadesi,olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istemiştir....

          UYAP Entegrasyonu