Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur. Davacı kadın, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı eşinin annesi tarafından elinden alındığını ve bir daha bu altınların kendisine teslim edilmediğini, altınların akıbetini sorduğunda ise davalının altınları ihtiyaç için bozdurduğunu söylediğini ileri sürmüş, davalı koca ise dava konusu altınların düğünden sonra annesi tarafından alındığını ve annesinin evinde muhafaza edildiğini, davacının bu altınları saklandığı yerden gizlice alarak harcadığını, kendisinde ziynet eşyası bulunmadığını savunmuştur....
22 ayar altın bileklik, çocuğun sünnet düğününde ise 2 adet cumhuriyet altını, 3 yarım altın, 7 çeyrek altın takıldığını, müvekkilinin kişisel malı niteliğindeki ziynet eşyalarının iadesi için öncelikle iyi niyetli olarak davalı tarafa noter kanalıyla ihtarname keşide edildiğini, davalı tarafından da cevaben sorumluluk almamak maksadıyla altınların kendisinde olduğu gerçeğinin inkar edildiğini bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, müvekkiline ait olan ziynet eşyasının taraflarına aynen iadesi ve teslimine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin yasal faizi ile ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2017/479 esas sayılı dosyasıyla boşanma davası açıldığını, tarafların düğün merasiminde müvekkiline, akrabaları, ailesi ve davalının ailesi tarafından bir çok ziynet eşyası ve nakit para takıldığını, takılan ziynet eşyalarının düğün sonrasında korumak bahanesiyle davalı tarafından müvekkilinin elinden alındığını, davalı tarafından bu takıların ve paraların daha sonra harcandığını, müvekkile ait ziynet eşyalarının davacı müvekkiline tekrar verilmediğini, müvekkilinin takılan ziynetler ve paraların iadesini istediğinde davalıdan bir yanıt alamadığını, şimdilik harca esas değer 15.000 TL olarak belirttiklerini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile ziynet eşyalarının aynen iadesi ile teslimini, mümkün olmadığı taktirde bedellerinin davalıdan tazmini ve tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı taktirde 27.030 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkemece bu husus nazara alınarak kabul edilen ziynet alacağı bedelinin 13.551 TL'sine dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulaması gerekirken, kabul edilen ziynet ve çeyiz eşya bedelinin tamamına dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen alacak (ziynet eşyası+kişisel ev eşyası) davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 1.596.00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 24.10.2013 günü oybirliğiyle karar verildi....
Sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Ziynet eşyası alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet eşyası alacağı davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davacıya düğünde takılan miktar ve niteliklerini dava dilekçesinde belirttiği altınların davalıda kaldığını, daha sonra iade edilmediğini belirterek aynen iadesini olmadığı takdirde, bedeli olarak şimdilik 28.200-TL'nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, altınların davacıda olduğunu belirterek davanın reddi savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet ve eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet ve eşya alacağı davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynetlerin ve ev eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların 06.06.2010 tarihinde evlendiğini, evliliklerinin 6 ay sürdüğünü, müvekkilinin evden hiçbir eşya almadan ayrılmak zorunda kaldığını belirterek, dava dilekçesi ekinde gösterilen ziynet ve ev eşyalarının aynen iadesini, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelleri olan 31.180 TL'nin davalıdan tahsilini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; tarafların düğün törenlerinde takılan ziynet eşyalarının ve nakit paraların davacının rızası olmadan davacının annesine teslim edildiğini, daha sonra davalı tarafından bozdurulup harcandığını ve davacıya iade edilmediğini ileri sürülerek 13 adet bilezik, 3 adet yarım altın, 24 adet çeyrek altın, bileklik, küpe kolye ve yüzükten oluşan bir set takımı, bir tek taş pırlanta, bir gr altın, bir adet yüzük, bir bileklik ve bir kolyenin aynen iadesine, mümkün olmadığı taktirde fazlaya dair hakları saklı kalmak şartı ile ziynetlerin bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir...
ün yeminli beyanında ‘kendisinin düğün sonrası davacıya düğün borcu ve ev eşya borcu olduğunu söylediğini, düğün borcu ile kasdetdiğinin ev eşyası borcu olduğunu, bunun üzerine davacının çeyreklerini vererek harcayabileceğini söyledi, artan para ile de davacıya yüzük aldığını, bu çeyrekleri davacının isteği ve onayı ile aldığını, aralarında iadeye yönelik bir mevzu geçmediğini’ beyan ettiği dikkate alındığında, ayrıca davalıların yemin beyanları ve dosyadaki diğer deliller incelendiğinde, davacının ziynet eşyasının iadesine yönelik iddialarını ispatlayamadığı, buna mukabil geri iade edilme koşulu olmaksızın davacı kadının isteği ve onayı ile, düğün sonrası ev eşyası borcu için bazı ziynet eşyalarının davalı kocaya verildiği hususunun ispatlandığı kanaatine varılmış, bu nedenle ziynet eşyalarının bedelinin iadesi talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekili çeyiz senedinde yazılı olan eşyalarında bedelin iadesini talep etmiştir....
Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu durumda, davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alınıp, bozdurulduğunu ispat yükü altındadır. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....