Bu çerçevede; Düğünde takılan ziynet eşyalarının bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davalının cevap dilekçesi içeriğinde bir kısım ziynet eşyalarının ev eşyalarının alınması sırasında bozdurulduğunu kabul ettiği, tanık Mustafa İsen'in tüm altınların bozdurulduğu yönündeki beyanı ile tanık Cemile Ertunç'un altınların evlilik içinde kısım kısım bozdurulduğunu davalıdan ve taraflardan duyduğuna ilişkin beyanları dikkate alındığında, ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde ihtiyaçlar için bozdurulduğu ve davacı kadına iade edilmediği yönündeki mahkemenin vakıa ve hukukî değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
, ona iadesinin gerektiğini, karşı tarafın müvekkiline ait ziynet eşyalarını ve müvekkilinin üzerine Ziraat Bankası Görele şubesinden kredi çekerek iş kurma amacıyla müvekkilinin üzerine dükkan aldığını, eşinin daha sonra müvekkilinin tek güvencesi olan ziynet eşyaları ile birlikte üzerine almış olduğu dükkanı abisinin üzerine devrettiğini, ancak eşinin müvekkiline ait olan ziynet eşyalarını, kanuna göre kişisel mallar olarak sayılan ziynet eşyalarını geri bile vermediğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla müvekkiline ait olan ziynet eşyalarının müvekkiline iadesine, iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00....
Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Somut olayda; Mahkemece, ülke genelindeki örf ve adetler, gerekse yerel örf ve adetler dikkate alındığında kolluk tarafından yapılan araştırmanın olaya uygun olduğu ve düğünde damada takılan ziynet eşyalarının ve paranın damada ait olacağının kabulünün gerektiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davacı tarafın damada takılan ziynet eşyalarına yönelik talebinin reddine karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece; düğünde takılan tüm takılarla birlikte çeyrek altınların da kadına bağışlanmış olması nedeni ile bir kısım çeyrek altınlar yönünden de davacının talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Somut olayda, davalı taraf, davalının ziynet eşyalarını 2011 yılı Haziran ayında davacıya verdiğini, taraflar Ankara'da iken davacının Burdur'a ailesinin yanına gitmek istediğini ve ziynet eşyalarının da tamamını almadan gitmeyeceğini davalıya söylemesi üzerine davalının Ankara Batıkent Ziraat Bankası Kasası'nda bulunan ziynet eşyalarının tamamını davacıya verdiğini beyan etmiştir. Bu durumda, ziynet eşyalarının Banka kasasında iken davalı tarafından davacıya iade edilip verildiğini ispat yükünün davalıda olduğu gözönüne alınarak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken; ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
CEVAP Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacının ziynet eşyalarının bir kısmının davacının kendisinde olduğunu, bir kısmını ise davacı tarafından cezaevinde yatan kardeşinin vekalet ücretinin ödenmesi için kendisi tarafından bozdurularak ailesine verildiğini, davacının ziynet eşyalarını sürekli olarak üzerinde taşıdığını, davacının ortak konuttan ziynet eşyalarınıda alarak Denizli'ye rutin doktor kontrolüne gideceğini söyleyerek ayrıldığını, geri gönmedğini, davacının evden planlayarak ayrıldığını, ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabul edilmesi gerektiğini beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir. III....
Mahkemece; dava konusu edilen ziynet eşyalarının düğünden sonra davalı tarafından davacıdan alındığı ve bir daha geri verilmediği, ziynet eşyalarının davalının annesinin kasasında olduğu ve davacı tarafa iade edilmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Mahkemece tefhim edilen kısa kararda; ziynet eşyalarının iadesinin mümkün olmaması halinde değerleri toplamı olan 37.235 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmekle yetinildiği halde, sonradan yazılan gerekçeli kararda ziynet eşyalarının iadesinin mümkün olmaması halinde değerleri toplamı olan 37.235 TL'nin faizi ile birlikte davalılardan müştereken tahsiline karar verilmiştir. Buna göre, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı anlaşılmaktadır....
Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Evlilik birliği içerisinde bozdurulan ziynetlerin iade edilmemek üzere erkek eşe verildiği vakıasının ispatı halinde ise, davalı erkek haklı çıkacağından, ziynetlerin kadına iade edilmemek üzere bozdurulduğunu kanıtlama yükü de erkek eşe aittir. Somut olayda; davacı kadın ziynet eşyalarının davalı tarafından elinden alındığını ve bir daha geri verilmediğini iddia etmiş, davalı erkek ise cevap dilekçesinde, düğünde takılan ziynet eşyalarından olan 1 adet küpe ile 1 adet alyansı aldığını ancak daha sonra davacı kadına iade ettiğini savunmuştur. Davalının bu savunması ile ispat külfeti bu iki ziynet açısından yer değiştirmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma -Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından boşanma ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı erkeğin davacı kadının kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı kadın dava dilekçesinde davalı eşi tarafından ziynet eşyalarının rızası dışında alındığını ve iade edilmediğini beyanla, ziynet eşyalarının aynen iade veya bedelini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda “davacı kadına düğünde takılan takılar ile davacı adına ev alındığı anlaşıldığından...
DAVA KONUSU : Ziynet Alacağı KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; düğünde takılan ziynet eşyalarının müvekkiline ait olmasından dolayı düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından aynen iadesine, aynen iade edilemiyorsa bedelinin müvekkiline ödenmesine talep ettiğini, müvekkiline takılan ziynet eşyalarının tespiti amacıyla düğün fotoğraflarını ekte sunduklarını, düğünde takılan ziynet eşyalarının altı adet üçlü Trabzon burması, bir adet ikili Trabzon burması, on adet düz bilezik, bir gerdanlık set takımı, bir adet altın bileklik, bir adet ince zincir kolye olduğunu, bunlardan iki adet üçlü Trabzon burması ve iki adet düz bileziğin müvekkilinde olduğunu, diğerlerine davalı tarafından el konulduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkiline ait olan ziynet eşyalarının müvekkiline aynen iadesi ve teslimine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde dava tarihinden...
Dava, ziynet alacağına ilişkindir....