WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

şekilde ispatlamakla yükümlü olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte 12.11.2020 tarihli 4 nolu celsede davacının 2010 yılında bozdurulan ziynet eşyalarının 17.500,00....

Davalının bu savunmasından ziynet eşyalarının davacı tarafından götürülmediği anlaşılmaktadır. Davacı ile birlikte oturan davalılar bu ziynet eşyalarının bedellerini davacıya iade ile yükümlüdürler. Mahkemece gerekçesinde de kabul edildiği üzere davalı ...’ın davacıya ait ziynet eşyalarını birlikte yaşadıkları süre zarfında harcadıkların beyan etmesi karşısında davacının ziynet eşyalarının davalılarda kaldığı kanaati oluştuğu belirtildiği halde bir kısım ziynet eşyalarının bedellerinin davacıya iadesine karar verilirken bazı ziynet eşyaları hakkında davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 3-Davacı, çeyiz senedinde yazılı eşyalarının aynen iadesi veya bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ederek eldeki davayı açmıştır....

    Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarının iadeden kurtulur. Somut olayda; davacı, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından, iade edilmek şartıyla kendisinden alındığını, çeyiz eşyalarının ise babasının evine götürüldüğünde müşterek konutta kaldığını ileri sürmüştür. Bu durumda, TMK' nun 6. maddesi gereğince ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunu, ve çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını davacı kadın; bozdurulmuş ise ziynetlerin bir daha istenmemek üzere kendisine verildiğini veya iade edildiğini ise davalı ispat yükü altındadır. O halde, mahkemece; tarafların delilleri toplanarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen çeyiz ve ziynet eşyasının iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde tarafların boşandıklarını, davacının çeyiz eşyalarının hala müşterek konutta olduğunun tespit edildiğini, müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyalarının da davalıda kaldığını, davacıya ait ziynet eşyalarının, evlendiği günden beri davalının annesinin evinde bulunan kasada bulunduğunu bildirerek, dava dilekçesinde dökümü yapılan ev ve ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı taktirde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla toplam 18.000 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini istemiştir....

        Davalı, ziynet eşyalarının Yağmurca Köy muhtarı huzurunda imzası karşılığı kendisine teslim edildiğini, imzalı bu belgede ziynet eşyasından başkaca alacak kaldığına dair ihtirazi kayıt koyulmadığını, Borçlar Kanunu gereği ifa gerçekleşmiş olduğundan talep hakkı kalmadığından, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacıya ait ziynet eşyalarının dava dilekçesinde belirtilen evsafta olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf olmadığı, taraflarla akrabalığı olmayan tanık ...'...

          onayı dahilinde kullanıldığı yönündeki beyan ve itirazların tekrar edildiği anlaşılmakla, mahkememizce yapılan değerlendirmede, emsal içtihatlar gereğince, talep edilen ziynet eşyalarının varlığının ve davalı koca tarafından alınarak kendisine iade edilmediğinin ispat yükünün davacı kadın üzerinde olduğu, zira ziynet eşyalarının niteliği gereği kadının ortak konuttan ayrılırken ziynet eşyalarını yanında götürmesinin hayatın olağan akışına daha uygun olduğunun kabulü gerektiği, eldeki davada, ispat yükü üzerine düşen davacı kadın tarafından düğünde takılan ziynet eşyalarının varlığının fotoğraf ve video kayıtlarından ziyade dinlenen tanık beyanlarıyla ispat edildiği, davaya konu ziynet eşyalarının davalı koca tarafından alınarak kendisine iade edilmediği hususunda davacı tarafça ispat yükü üzerinde olmasına rağmen yalnızca tanık deliline dayanıldığı, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarında ortak şekilde ziynet eşyalarının davacı tarafından geri alınmak üzere verilerek tarafların ortak...

          Hayatın olağan akışına göre olağan olan, ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanmasıdır. Ziynet eşyalarının, davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, ya da evde kaldığını kadının ispatlaması gerekir....

            Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Olayımızda davacıya ait olduğu anlaşılan ziynetlerin evliliğin devamı sırasında bozdurulduğu ve evin ortak giderlerine harcandığı davalı tarafından kabul edilmektedir. Bu durumda ispat yükü davalıda olup, kadının kendi rızası ile bir takım ziynet eşyalarını verdiği davalı tarafından kanıtlanamamıştır. Ancak varlığı davacı tarafından kanıtlanan ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 09.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava, ziynet ve ev eşyalarının iadesi davası niteliğindedir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporları içeriğinde, düğün CD'sinin ve resimlerin incelenmesi akabinde taraflara takılan ziynet eşyalarının tespit edilerek değerlerinin belirlendiği görülmüş olup, kadına ve erkeğe takılan ziynet eşyalarının nelerden ibaret olduklarının ayrı ayrı belirlenmediği, niteliği gereği taraflardan birine ait olduğu anlaşılamayan ziynet eşyalarının taraflardan hangisine takıldığı hususunun netleştirilmediği anlaşılmıştır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ziynet ve eşya alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının evden kovulması nedeniyle ziynet eşyalarının davalıda kaldığını iddia ederek ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün değilse bilirkişi raporu ile belirlenecek bedelinin davalıdan tahsili ile çeyiz eşyalarının iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının evden ayrılırken ziynetleri beraberinde götürdüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu