Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı tarafından, nişanda takılan bileziklerin nişan bohçası ile birlikte davacıya iade edildiği belirtilmesine rağmen, davalının annesi ve babası mahkemece alınan beyanlarında nişan bohçasının iade edilmediğini, bileziklerin davacının annesine iade edildiğini beyan ederek davalının beyanlarına aykırı beyanda bulunmuşlardır. Somut olayda; dosyaya bakıldığında davalı tanığı olarak davalının annesi ve babasının ziynet eşyalarının iade edildiğini savunduğu, davacı tanıkları ve davalının annesi ile babası dışındaki davalı tanıkları bileziklerin davacıya iade edilip edilmediğini bilmediklerini beyan etmişlerdir. Ziynet eşyalarının iade edildiğini beyan eden davalı tanıkları davalının annesi ve babası olup, tarafsızlıklarından bahsedilemeyeceği gibi, bu yönde beyanda bulunan başkaca davalı tanığı da bulunmamaktadır. Bu haliyle, davalı taraf tanık beyanları ile ziynet eşyalarının davacıya iade edildiği iddiasını ispat edememiştir....

    Öte yandan, iadesi talep edilen ve mahkemece reddedilen ziynet eşyalarına yönelik olarak kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre rededilen ziynet eşyalarının değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davacının buna ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı-Takı Para Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi, nafakaların miktarı ile ziynet ve takı para alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece; boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; mahkemece taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında, erkeğin ortak konutun manevi...

      Davacı kadın vekili; kadının reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerine, reddedilen boşanma davası yönünden davalı lehine vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğuna, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile ziynet alacağı miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı erkek vekili; kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'ileri ile ziynet alacağı davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1) ve pek kötü ve onur kırıcı davranış (TMK md.162) nedenlerine dayalı olarak açılan boşanma davası ve fer'ileri ile ziynet alacağı istemlerine ilişkindir. Davalı erkek vekilinin; kadının kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....

      Dosya katılma alacağı talebi bakımından tetkik edildiğinde, tarafların 20.10.2017 tarihinde evlendiği, çekişmeli 34 XX 649 plakalı aracın dosya arasında mevcut trafik tescil kaydına göre, evlilik tarihinden önce 19.10.2017 tarihinde siciline tescil edildiği, mezkur aracın evlilik birliği öncesinde davalı adına kayıtlı olduğu anlaşıldığından davacının katılma alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Ziynet eşyası talebi bakımından dosya irdelendiğinde ise, tanık beyanlarından düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafa verildiği anlaşıldığından dosyaya davacı tarafça mübrez düğün fotoğrafları dikkate alınarak tanzim edilen 16.04.2019 tarihli hesap raporu hükme esas alınarak ziynet eşyalarının davacıya iadesi gerektiği kanaatine varılmış ve davanın kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."...

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilini istemediğini söylemesi üzerine müvekkilinin ailesinin davalının ısrarları üzerine müvekkilini müşterek haneden götürmek zorunda kaldıklarını, müşterek haneden ayrılırken hiçbir eşyasının alınmadığını, 04/05/2016 tarihinde ziynet eşyaları dışındaki eşyaların müvekkiline teslim edildiğini ancak ziynet eşyaları ile 2.500,00 TL takı parasının teslim edilmediğini belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedellerinin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 2.500,00 TL nakit paranın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, dava değerini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL olarak bildirmiş, cevaba cevap dilekçesinde ayrılmadan kısa bir süre önce davalının altınları müvekkilinden zorla alarak banka kasasına koyduğunu söylediğini...

      Somut olayda davacının ıslah dilekçesindeki talebi davaya konu ziynet eşyalarının ve paranın aynen iadesi, olmadığı takdirde ziynet eşyalarının fiili ödeme tarihindeki değerinin davalıdan tahsili ve ayrıca düğünde takılan 1.700 TL nakit paranın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili talebine ilişkindir.Davacının ıslah dilekçesindeki talebi dava konusu ziynet eşyalarının fiili ödeme yani infaz tarihindeki bedelinin tahsiline ilişkin olup, aynen iadeye karar verildiğinde aynen iadenin mümkün olmaması halinde İİK m. 24 gereğince işlem yapılacağının tabii bulunmasına ve bu nedenle terditli olan ikinci talep olan ziynet eşyalarının fiili ödeme tarihindeki değerinin tahsilinin talep etmesinde davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davacının aynen iade talebi gözetilerek ziynet eşyalarının aynen iadesine ve düğünde takılan 1.700 TL nakit paranın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken mahkemece...

      Aile Mahkemesi'nde 2016/444 Esas sayılı dosyasında boşanma davalarının olduğunu, müvekkilinin müşterek haneden birkaç parça kıyafetini alarak müşterek çocuk ile birlikte ayrılmak zorunda kaldığını, müvekkiline ait ziynet eşyalarının, çeyiz eşyalarının ve müşterek olarak alınan eşyaların davalıda kaldığını, müvekkiline düğünde takılan takı ve nakit paranın; 6 tane 22 ayar bilezik 22 gram, set takımı 22 ayar, 1 tane dizme, 50 tane küçük altın, 4 tane 22 ayar 22 gram bilezik, 3 tane 18 ayar hediyelik 18 gram bilezik, 500 TL (erkek evinin takıları), 500 TL, 500 TL ve 1.000 TL, 300 TL (kız evinin takıları), 200 TL olduğunu, müvekkilinin takılan bütün takılar ve bileziklerin bir kısmının davalının borçları için kullanıldığını, davalının takıları yapacağını söylemesine rağmen takıları iade etmediğini, müvekkiline düğünde erkek tarafından takılan 6 adet bilezik, kız evi tarafından takılan 4 adet bilezik ve hediye olarak gelen 3 adet bileziği müvekkilinin davalı ile birlikte bozdurarak, 7 tane kalın...

      Mahkemece; "Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; dosya içerisinde mevcut delillerle ziynet eşyalarının varlığı davacı kadın tarafından kanıtlanmışır. Ancak yukarıda alıntılanan Yargıtay içtihadında da belirtildiği üzere davacı kadının bu ziynetlerin evlilik birliği içinde kendisinden alındığını ve iade edilmediğini ispat etmesi gerekir. Davacı kadın bu kapsamda tanık dinletmiştir. Davacı tanıklarının ziynet eşyalarının bozdurulduğuna dair bilgileri, davacıdan duyuma dayalı olup, ziynet eşyalarının akıbeti hususunda görgüye dayalı bilgileri bulunmamaktadır. Davalı tanıkları ise, davacı kadın tarafından talep edilen ziynet eşyalarının davacı kadının ailesinde olduğunu, davalı erkek tarafından borç ödenmek maksatlı olarak ziynet eşyalarının bozdurulmadığını beyan etmişlerdir....

      Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-davalı kadın dava açmakta haklıdır. Davacı-davalı kadının boşanma davasının da kabulü gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır. 2-Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde 15 adet bilezik, 30 adet çeyrek altın ve 1 adet takı setinden oluşan ziynet eşyalarının 20.000.-TL bedelini talep etmiştir. Tefhim edilen kısa kararda ve hükümde bilirkişi raporunda belirtilen 14.642,00 TL ziynet bedelinin davalı-davacı erkekten tahsili ile davacı-davalı kadına ödenmesine şeklinde hüküm kurulmuştur. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan ziynet bedeline nasıl ulaşıldığı kabul edilen ziynetlerin cins nitelik, miktar ve değerleri denetime elverişli olacak şekilde gösterilmemiştir....

        UYAP Entegrasyonu