Bu sebeple, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "Kurucu" değil "Açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, "Emredici" niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak "Belirli olan" bir işlem için verilebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte, Türk Medeni Kanunu'nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, "Aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır....
Aile Mahkemesi'nin 2016/533 Esas sayılı dosyasında katılma, katkı ve değer artış payı alacağı talepli mal rejiminin tasfiyesi davası açtığını, aile konutunu boşanma davasını açmadan önce 11.01.2016 tarihinde diğer davalı annesi Tasvir Yüksel’e devrettiğini, davalının ayrıca boşanma ve edinilmiş malların tasfiyesine ilişkin davaları açmadan 1 ay önce 02.06.2016 tarihinde Kartal'da bulunan dairesini ve araçlarını muvazaalı olarak 3. kişilere devrettiğini, eşinden mal kaçırmak kastı ile hareket ettiğinin açık olduğunu, aile konutunun TMK'nın 194. maddesindeki düzenleme gereği diğer eşin açık rızası olmaksızın devredilemeyeceğini, müvekkilinin devir işlemine rıza göstermediğini, davalı Tasvir Yüksel'in dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ve davacı eşin satışa rıza göstermediğini bilebilecek durumda olduğunu belirterek, davalı Tasvir Yüksel’in Kooperatif üyeliğinin iptali ile diğer davalı T4 adına ortaklık defterine kaydına, taşınmaz kaydı üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar...
Emsal Hukuk Genel Kurulu kararında yer alan yerel mahkemenin “direnme gerekçesinde” açıkça belirtildiği üzere Türk Medeni Kanunu 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyi niyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten varolduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/10/2022 NUMARASI : 2021/718 ESAS-2022/620 KARAR DAVA KONUSU : Katılma Alacağı, Aile Konutu Şerhi Konulması KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müteveffa T1 12/10/2017 tarihinde vefat ettiğini, evlilik birliğinde Antalya ili Kepez ilçesi Duraliler Mahallesi 10785 ada 4 parseldeki taşınmazın davalı adına kayıtlı olup aile konutu olduğunu, murisin ölümü ile geride bankada parası kaldığını, ayrıca aile konutu olan Kepez'deki taşınmazın edinilmiş mal olduğunu belirterek davacının muristen kalan taşınmaz ve bankadaki para üzerinde katılma alacağı ve değer artış payı alacak oranının tespiti ile, Kepez ilçesi Duraliler Mahallesi 10785 ada 4 parseldeki taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesi isteminde bulunmuştur....
Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiili ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “Kurucu” değil “Açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “Emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “Belirli olan” bir işlem için verilebilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; aile konutu şerhi konulması davası yönünden yapılan incelemede; davanın 06.12.2017 tarihinde açıldığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında 06.02.2014 tarihinde değişiklik yapıldığı ve yapılan değişiklik uyarınca malik olmayan eşin tapu müdürlüğünden taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını isteyebileceği ve malik olmayan eş aile konutu şerhi konulması talebinin tapu müdürlüğü tarafından reddedildiği hususun belgelendirmedikçe aile konutu şerhi konulmasını doğrudan dava yoluyla isteyemeyeceği, bunun bir dava şartı olduğu, somut olayda; davacı kadın tarafından aile konutu şerhi konulması amacıyla tapu müdürlüğüne başvuru yapılmadığı, davacı kadının aile konutu şerhi konulması davası açmakta hukuki yararı olmadığı, ipoteğin kaldırılması davası yönünden yapılan incelemede ise her ne kadar davacı kadın tarafından dava konusu taşınmazın...
Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir....
Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur. Eş söyleşiyle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "kurucu" değil "açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, "emredici" niteliktedir. Dolayı sıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak "belirli olan" bir işlem için verilebilir....
Yine TMK'nun 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir. Bu sebeple taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa bile o konut aile konutu özelliğini taşır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28/11/2019 tarih ve 2019/2- 318 Esas 2019/1238 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir)....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 22/01/2015 NUMARASI : 2013/500-2015/19 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı Kenan'ın kötü niyetinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir....