Ziynet eşyası alacağıyla ilgili talep (dava) bakımından, temyiz denetimine elverişli nitelikte gerekçeyi içeren bir karar bulunmamaktadır (T.C Anayasası m. 141/3. HMK m. 297/1-c). Bu nedenle, ziynet eşyalarından bedeline hükmedilenlerin hangi ziynetler olduğu, cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmemesi, taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmemesi ve öncelikle aynen iade talep edilmesine rağmen ziynet alacağının bedeline hükmedilmesi doğru olmadığından, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece, davacının ziynet alacağı talebine yönelik olarak rapor alınmış, bilirkişi raporu dikkate alınarak davacı kadının ziynet alacağı talebinin kabulü ile talep ettiği ziynetlerin aynen iadesi, olmadığı taktirde bedelleri ayrı ayrı gösterilmek suretiyle toplam 21.474,50 TL ziynet alacağına hükmedilmiştir. Hakim; tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez (HMK m. 26). Davacı kadının ziynet talebinde bedel yönünden usulünce yapılmış bir ıslah talebinin bulunmadığı gözetilmeden 20.000 TL olan talep aşılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.07.2020 (Çrş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından, ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın dava dilekçesinde ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı taktirde bedeline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ziynet eşyalarının değerinin, 30.000.00 TL. olduğunu beyan ederek bu miktar üzerinden nispi peşin harcı yatırmıştır. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporundan, talep edilen ziynet eşyalarının değerinin, 39.380.00 TL. olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır....
Somut olayda, öncelikle, ziynet eşyalarının varlığının ve ziynet eşyalarının davalı erkeğe verildiğinin veya davalı erkek tarafından rızası dışında davacıdan alındığının ispatı davacı kadına aittir. Davacı kadın, dava dilekçesinde 29/05/2017 tarihinde müşterek konuttan ayrıldığını ve ziynet eşyalarının ortak hanede kaldığını iddia etmiş, cevaba cevap dilekçesinde ise ziynet eşyalarının 24/07/2016 tarihinde İzmir'de yapılan düğünde takıldıktan sonra akşamında kendisinden alındığını ve sonrasında ziynet eşyalarına ilişkin bir malumatın bulunmadığı iddia edilmekle, iddia cevap dilekçesiyle genişletilmiştir. Öte yandan aynı dilekçede davacı kadın sığınma evinden sonra İzmir'e babasının evine gittiğini beyan etmiştir. Talimatla dinlenen davacı tanıkları Amine Hatun Yıldız ve Yılmaz Yıldız, davacının İzmir'e geldiğinde 3 adet bilezik ile geldiğini diğer ziynet eşyalarının bulunmadığını beyan etmiştir....
CEVAP Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacının ziynet eşyalarının bir kısmının davacının kendisinde olduğunu, bir kısmını ise davacı tarafından cezaevinde yatan kardeşinin vekalet ücretinin ödenmesi için kendisi tarafından bozdurularak ailesine verildiğini, davacının ziynet eşyalarını sürekli olarak üzerinde taşıdığını, davacının ortak konuttan ziynet eşyalarınıda alarak Denizli'ye rutin doktor kontrolüne gideceğini söyleyerek ayrıldığını, geri gönmedğini, davacının evden planlayarak ayrıldığını, ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabul edilmesi gerektiğini beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir. III....
Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bu bağlamda 1 bilezik haricindeki talep konusu ziynet eşyaları yönünden ispat külfeti üzerinde olan davacı kadın, dinlettiği tanık Ciran Korkmaz'ın beyanı ile ; 2 adet yüzüğün davalı tarafından alındığını ve iade edilmediğini ispat etmiş ancak diğer ziynet eşyaları yönünden ise zorla elinden alındığını sunduğu deliller ile ispat edememiştir....
Somut olayda; dinlenen davacı tanıklarının, kadının baba evine geldiğinde üzerinde hiçbir ziynet eşyası bulunmadığına tanıklık ettikleri, ziynet eşyalarının akıbeti konusundaki bilgilerinin duyuma dayalı olduğu, davalı erkek tanıklarının ise, kadının ziynet eşyalarını sürekli üzerinde taşıdığını ve baba evine dönerken tüm ziynet eşyalarının üzerinde olduğunu beyan ettikleri, bu durumda ispat külfetini üzerinde bulunduran davacı kadının ziynet eşyalarının kendisinden alındığı ve davalı tarafın uhdesinde bulunduğu yönündeki iddiasını ispatlaya madığı dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukukî değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir....
Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken yanında götürmediğini ve davalı tarafta kaldığını ispat yükü altındadır....
Davalı, davacının iddialarının doğru olmadığını, ziynet eşyalarını talep etmediğini, düğünden iki gün sonra 27/09/2017 tarihinde davacının düğün öncesinden gelen kredi kartı borçlarını ödemek için ziynet eşyalarını bozdurduğunu, altın miktarının talep edilen kadar olmadığını, ayrıca lojmandan altınların çalındığına dair şikayetinin bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davalı tarafından borçlarının ödenmesi için ziynet eşyalarının bozdurulduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyaları bedeli 5.000,00TL'nin dava tarihi olan 02/06/2014 tarihinden Itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ziynet eşyası bedeli olan 22.320,00TL'nin ıslah tarihi olan 12/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafça temyiz edilmiştir....
Davacı vekilinin davanın esasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Dava konusu kadına ait altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs.) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur....