Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı ilamı ile 09/12/2016 tarihinde kesinleşen karar ile, anlaşmalı olarak boşandıkları, davalı kadının boşanma davasında duruşmadaki beyanında davacı taraftan eşya, ziynet alacağı ve mal rejiminden kaynaklanan alacak talebinin olmadığını belirttiği, dosyaya sunulan 07/12/2016 tarihli protokolde tarafların birbirlerinden ziynet eşyalarına yönelik herhangi bir talepleri bulunmadığı şeklinde kaydın olduğu ve bu protokolün mahkemece onaylanmasına karar verildiği, iş bu davanın 12/09/2018 tarihinde açıldığı, incelenen anlaşmalı boşanma davasına göre davacı kadının açıkça ziynet alacağı talebinin olmadığı yönündeki beyanı göz önüne alındığında daha sonradan ziynet alacağı talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla mahkemenin davanın reddine karar vermesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, davacı kadının istinaf talebinin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı- davalı kadın tarafından tazminatların miktarları, ziynet alacağı nedeniyle hükmedilen vekalet ücreti yönünden; davalı- davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, nafakalar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı-davalı kadının ziynet alacağı nedeniyle hükmedilen vekalet ücreti yönünden yaptığı temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Davacı- davalı kadın tarafından talep edilen 3.819,31 TL miktarlı ziynet alacak talebini erkeğin muvafakati ile geri alınmasını talep etmiş, ilk derece mahkemesince de karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet ve bir kısım ev eşyaları ile çeyiz eşyalarının iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Karşılıklı boşanma ve ziynet alacağına dayalı davada mahkemece verilen davalı-davacı kadının boşanma ve ziynet alacağına dayalı davalarının reddine, davacı-davalı erkeğin davasının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına ve fer'ilerine ilişkin hüküm, davalı-davacı kadın tarafından, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmiş, ziynete dayalı alacak davasına ilişkin temyiz peşin harcının alınmadığı tespit edilerek Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/3. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın Dairemizce mahalli mahkemesine iadesine karar verilmiştir...

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ziynet - Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm *ziynet nedeniyle alacağa ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 29.01.2007 tarihli kararının 2. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 10.12.2007...

          Mahkemece, ziynet eşyalarının evlilik birliği içerisinde davalının yaptığı kaza ve açtığı iş yeri nedeniyle bozdurulduğu anlaşılmakla, ziynet eşyalarının davacı tarafından davalıya bağışlandığı ispat edilemediğinden ziynet eşyaları yönünden açılan alacak davasının kabulüne, buna karşın davacıya takılan para ile davacının evlilik birliği içerisinde çektiği krediler nedeniyle yaptığı ödemeler için alacak talebinin ise düğünde takılan paraların ziynet eşyası niteliğinde olmadığı, bunların her zaman harcanmasının mümkün olduğu, nitekim balayında harcanması nedeniyle istenemeyeceği diğer yandan evlilik birliği içerisinde yapılan borçlar nedeniyle kanunda bunların istenebileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı dikkate alınarak buna ilişkin taleplerin reddine karar vermek gerektiği kanaati ile davanın kısmen kabulü ile, 8.178 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı...

            Makemece; davacının iş bu dosyadaki talebinin ziynet eşyası değerinin talebi olduğu, evin davalı tarafından alınmasından sonra davacının ve davalının oğlunun yaklaşık 3 yıl kadar birlikte yaşadıkları, davacıya takılan ziynet eşyaları arasında davalı tarafça takılan altınların da bulunduğu, öncelikle bu hususun açıklığa kavuşup mal rejiminin tasfiye edilmesi gerektiği, bundan sonra davacının gerçekleşmeyen sebebe bağlı olarak sebepsiz zenginleşme nedeni ile alacak davası açması gerektiği, somut olayda davacının katkı payı ya da mal rejiminin tasfiyesine ilişkin dava açmadan doğrudan alacak davası açtığı, davacı tarafından talep edilen miktarın kesin delille ispat sınırının üzerinde olduğu, davacı tarafça iddialar kesin delille ispat edilemediğinden davanın sübut bulmaması nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Somut olayda davacı vekili tarafından bölge adliye mahkemesi kararı yalnızca ziynet alacağı yönünden temyiz edilmiş, davacı vekili dava dilekçesinde ziynet alacağı davası için dava değerini 5.000TL olarak bildirmiş, yargılama sırasında talebini 26.764,92TL olarak artırmış, ilk derece mahkemesi tarafından ziynet alacağına yönelik davası reddedilmiş, davacı vekilinin bu alacak kalemine ilişkin istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Bu nedenle reddedilen alacak karar tarihindeki temyiz inceleme kesinlik sınırını aşmadığından, bölge adliye mahkemesinin kararı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun madde 362/1-a bendine göre kesin niteliktedir. Açıklanan nedenle, davacı kadın yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Davacının temyiz dilekçesinin yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple, davalının temyiz dilekçesinin ise yukarıda (1.)...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak başlangıçta 1.000 TL alacak talebiyle dava açmış, yargılamanın devamı sırasında 18.09.2015 tarihinde alacak miktarını arttırarak 19.791,00 TL olarak davasını ıslah etmiştir....

                  Bu durumda davalı ziynet eşyalarının kendisinde olduğunu kabul etmiş, bu ikrarına ziynet eşyalarının davacı eşine iade edildiği vakıasını eklemiştir. O halde, davacı ... ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ispatla yükümlü olmayıp, davalı ...'nın ziynet eşyalarını davacıya iade ettiğini kanıtlaması gerekmektedir. Başka bir anlatımla; ispat yükümlülüğü yer değiştirmiştir. Ne var ki; gösterdiği delillerle iade vakıasını kanıtlayamamıştır. Bir kısım tanıklarca da doğrulanan açıklamalara göre davacının 50 adet tam, 50 adet yarım ve 80 adet çeyrek altın olarak nitelenen ziynet eşyalarının mevcut olduğu, davalı tarafta kaldığı ve iade edilmediğinin kabulü gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu