Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamıştır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, taraflar eşit kusurludur. Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması gerekmektedir. Eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemez. Hal böyle iken mahkemece, davalı kadının daha fazla kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine göre davacı erkeğin manevi tazminat (TMK m.174/2) isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde erkek lehine manevi tazminata hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı kadın cevap dilekçesinde yoksulluk nafakası isteğinde bulunmuştur....
Dava, evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) ve hayata kast (TMK md. 162) nedenlerine dayalı boşanma davasına, karşı dava ise evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....
Mahkemece 27.09.2017 tarihli karar ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilinin TMK 166/son maddesinden açtıkları dava yanında TMK 166/1.maddeye dayalı dava da bulunduğu, bu konuda karar verilmediğini istinaf etmesi üzerine, Dairemizin 2017/3183 Esas, 2019/1173 Karar, 11.07.2019 tarihli kararı ile davacının fiili ayrılık (TMK 166/son) ve TMK 166/1.maddeye dayalı boşanma davası açtığı halde TMK 166/1.maddesinden açtığı davada olumlu olumsuz karar verilmemesi nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmiş, dosya ilk derece mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 28.09.2020 tarihli karar ile; Davacının TMK 166/4 maddesine dayalı fiili ayrılık sebebiyle boşanma davasının ve terditli TMK 166/1 maddesine dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davasının reddine karar verilmiştir....
Her ne kadar mahkemece davacı-karşı davalı kadının ağır kusurlu olduğundan bahisle karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden ,mahkemece tarafların belirlenen ve gerçekleşen kusurları yanında davacı-karşı davalı kadının, karşı davaya cevap dilekçesi ile hakaret vakıasına dayandığı anlaşılmakla erkekten bu kusurun çıkartılması doğru değildir. Buna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu davacı-karşı davalı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili 26/05/2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı kadın yararına Reyhanlı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/203 Esas ve 2013/421 Karar sayılı ilamı ile önlem nafakasına hükmedildiğini, nafakanın her ay düzenli olarak müvekkilinden kesildiğini, boşanma davasının açılış tarihinden itibaren müvekkilinin ödediği nafakaların davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, önlem nafakasının kaldırılmasını, mahkeme kararında bu hususta hüküm kurulmadığını, bu nedenle müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı taraf; Davalı kadın yararına Reyhanlı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/203 Esas ve 2013/421 Karar sayılı ilamı ile verilen önlem nafakasının kaldırılması yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından her üç dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talebinde bulunmuş, davalı-karşı davacı erkek karşı davasıyla zina hukuki sebebine dayalı boşanma istemiş ve daha sonra birleşen davasıyla TMK’nun 166/1. maddesi uyarınca ayrı bir dava daha ikame etmiş, mahkemece davacı-karşı davalı kadının davasının reddine, davalı-karşı davacı erkeğin ise TMK 161. maddesine dayalı boşanma talebinin ve TMK’nun 166/1. maddesine dayalı birleşen davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına karar vermiştir....
Hukuk Dairesi 2017/419 esas, 2017/470 karar sayılı kararla, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkeğin birlik görevini ihmal ederek tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, davacı kadın yararına 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, ortak çocuk yararına 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, kadın yararına 10.000 TL maddi tazimata ve davacı kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
anneye verilen ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarında, Boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, TMK'nun 174/1.maddesi gereğince maddi tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur derece leri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde...
Ne var ki bu sonuca, her iki tarafın kusurlu tutum ve davranışlarıyla ulaşıldığının kabulü gerekir. Ancak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-davacı erkek ağır kusurludur. Bu halde, kadın da boşanma davası açarak boşanmayı talep ettiğine göre, davacı-davalı kadının erkek tarafından açılan boşanma davasına karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, erkeğin davası bakımından Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki şartların gerçekleştiği gözetilerek, erkek tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken, bu davanın reddi doğru görülmemiştir....
MAHKEME KARARI Mahkemenin 12.04.2016 tarihli ve 2015/248 Esas, 2016/236 Karar sayılı kararı ile; erkek ile kadının 11.03.2014 tarihinde evlendikleri, tarafların daha sonra Almanya'ya kadının ailesinin bulunduğu evde ortak yaşama devam ettikleri, 2015 yılı Ocak ayından beridir de tarafların ayrı yaşadığı, evlilik birliğinin taraflardan beklenemeyecek seviyede temelinden sarsıldığı ancak taraf tanıklarının anlatımlarından ve taraf beyanlarından anlaşılacağı üzere evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu oldukları, kadının ev hanımı olduğu, erkeğin de halen işsiz olduğu dosyadaki bilgi ve belgeden anlaşılmakla, tarafların maddî durumu ve kusur durumu dikkate alınarak davacı erkeğin boşanma talebinin kabulüne, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat ile nafaka talebinin reddine, her iki taraf yararına ayrı ayrı maktu vekâlet ücretine hükmedilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A....