Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayın çoğunluk, davalı tarafından açılan karşı boşanma davasının, hem Türk Medeni Kanununun 166'ncı maddesinin (1.) fıkrasında yer alan sebebe, hem de aynı maddenin (4.) fıkrasındaki fiili ayrılık sebebine dayandığını kabul ederek, bu ikinci sebebe dayanan boşanma talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle hükmü bozmuş, bozma sebebine göre diğer yönleri incelememiştir. Karşı boşanma davasındaki boşanma talebi “evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması” sebebine dayanmaktadır. Evlilik birliği ister, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış ve reddedilmiş bir davaya bağlı olarak geçen üç yıl içinde ortak hayatın yeniden kurulamamış olması halindeki yasal karine sebebiyle “temelinden sarsılmış sayılsın”; ister reddedilmiş bir boşanma davası bulunmaksızın ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olsun, her iki halde de davanın temel hukuki sebebi “birliğin temelinden sarsılmış” olmasıdır....

    Mahkemece; "Yapılan yargılama sonunda dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 21/12/2017 tarihinde evlendikleri bu evlilikten iki müşterek çocuklarının bulunmadığı, davanın TMK 166/1 maddesi kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde, davalının eve geç geldiği, bazen hiç gelmediği, müşterek haneden kendisini kovduğu vakalarına dayanmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve bu duruma az da olsa davalının kusurlu davranışlarının sebep olduğunun ispatlanması gerekir. Dosya kapsamında dinlenen tanıkların görgüye dayalı herhangi bir bilgisi olmadığı, davacının beyanlarını aktardıkları anlaşılmıştır. TMK'nun 6....

    Dosyadaki delil durumu itibariyle davacı tarafından davalıdan kaynaklanan nedenlerden dolayı evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı hususun ispat edilemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı kocanın kusurlu olduğu, fiili ayrılığın da tek başına boşanma sebebi sayılamayacağı dikkate alındığında, ispat edilemeyen davanın reddine ilişkin kararın yerinde olduğu, Anlaşılmakla, karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    Maddesine dayalı tedbir nafakası davasının reddine karar verilmesinde, Boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren davalı-karşı davacı erkek yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, TMK'nın 174/1.maddesi gereğince maddi tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı-karşı davacı erkek yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde...

    (1) Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (TMK md.166/1,2). Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve davalı eşin az da olsa kusurlu olduğunun kanıtlanması gerekir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, Bu itibarla; TMK'nun 166/1.maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.md.185/2- 3, 186/1) amir hükümleri uyarınca, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün...

    Nitekim davacı tanıklarının hem görgüye dayalı hem de bizzat davalı erkekten aktarım ve konuşmaları ile sabit olduğu üzere davalı erkeğin tedaviden kaçındığı ve ... görevlerini yerine getirmediği hususları sabittir. O halde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

      İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;" İlk boşanma davasının kesinleşmesi üzerinden üç yıl geçmesi ve tarafların bir araya gelmemesi nedeniyle davacının fiili ayrılık nedeniyle açtığı boşanma davasının kabulüne, İlk boşanma davasının, davacı kadının davalı erkeğin sadakatsiz davranışlarını yani evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına davalının kusurlu davranışlarının sebebiyet verdiğini ispat edemediğinden reddedilmiş olması nedeniyle ve iş bu davada, davacı kadının kusurun davalıda olduğuna ilşikin dilekçelerinde herhangi bir somut isnat bulunmaması ve maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından kusur derecelendirilmesi yapılamadığından davacı kadının maddi ve manevi tazminata ilişkin taleplerinin reddine, Davalı erkeğin, maddi ve manevi tazminat taleplerinin dayanağının, davacı kadının sırf ayrılık sebebine dayalı boşanma davası açmakla kusurlu hale geleceğine ilişkin olduğu anlaşıldığından ve bundan başka davacı kadının kusurlu davranışlarını...

      tarafların tüp bebek tedavisi gördüğü ve ilk denemenin düşükle sonuçlandığı ikinci denemenin de olumsuz sonuçlanması halinde erkekten ayrılacağını evden ayrılmak istediğini söylediği; davalı-karşı davacı erkeğin ise eşinin ihtiyaçlarıyla yeterince ilgilenmediği, kocanın ailesinin devamlı olarak tarafların hayatına müdahale ettiği ve davacı-karşı davalı kadının ailesine hakaret ettiği (garaj tarafı ' tabirini kullanmaları) gerekçesiyle, tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; tarafların mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası - Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin karşı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava, kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı tedbir nafakası davası, karşı dava ise erkek tarafından açılan Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukûki nedenine dayalı boşanma davasıdır....

          UYAP Entegrasyonu