Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadının Türk Medeni Kanununun 166/1.maddesine dayalı olarak boşanma isteminde bulunduğu, birlik görevlerini yerine getirmeyen ve eşini bıçaklayan kocanın, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmasına ve hükümde 162/1.maddesi yazılmasının maddi hataya dayalı olduğu ve mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 67.20 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12.10.2010 (Salı)...

    İlk derece mahkemesince boşanma hükmünün gerekçesinde davalı kocanın lüşterek çocuklar ve davacı kadının para, erzak ve kıyafet gibi bakım giderlerini karşılamadığından evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği ve davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığından tamamen kusurlu olduğu belirtilmiş, Dairemizde yapılan inceleme sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalının tamamen kusurlu olduğuna ilişkin kusur belirlemesi usul ve yasaya uygun bulunmakla, davalı kocanın kusur tespitine ilişkin istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir(TMK m.174/1). Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir(TMK m.174/2)....

    Temyiz Sebepleri Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları ile haysiyetsiz hayat sürme eylemi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, olmadığı takdirde 163 üncü veya 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı terditli boşanma davasında yalnızca 161 inci maddesi yönünden davanın kabulü ile, diğer sebepler yönünden hüküm kurulmamasının doğru olup olmadığı, nafakaların ve tazminatların miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

      Kanun koyucu, zinayı özel boşanma sebebi kabul etmekle, bu olayın tek başına evlilik birliğini temelinden sarstığını kabul etmiş, bu halde ayrıca birliğin temelinden sarsılıp sarsılmadığının araştırılmasına gerek görmemiştir. Dolayısıyla, “zinaya” dayanan bir boşanma talebi, “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma isteğini de içerir. Toplanan delillerle gerçekleşen olaylar, zina sebebiyle boşanma kararı verilmesine yeterli değil ise, aynı olaylar yüzünden, evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış ise, bu sebeple boşanma kararı verilebilir. Buna engel yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Davalının gerçekleşen eylemleriyle, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır....

        maddesi, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu eş lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceğinden tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine yönelik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, tarafların bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı karşı davalı kadın lehine yoksulluk nafakası şartları oluşmadığından talebinin reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....

        Davacı-karşı davalı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebebine dayalı boşanma davası açılmış, davalı-karşı davacı kadın ise karşı dava dilekçesinde zina sebebine dayalı dava açma hakkını saklı tutarak evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmesini talep etmiş, daha sonra davalı-karşı davacı kadın; karşı davasında cevaba cevap dilekçesinde şiddetli geçimsizlik yanında açıkça zinaya dayalı olarak boşanma kararı verilmesi talebinde bulunmuştur. Ön inceleme celsesinde davalı-karşı davacı kadın vekili; evlilik birliğinin sarsılması sebebi yanında zinaya dayalı boşanma talepleri olduğunu beyan etmiştir. Davalı-karşı kadın vekili; 01.03.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle zina (TMK m. 161); olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebeplerine dayalı boşanma talep ettiklerini beyan etmiştir....

          İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, zina (TMK. 161) hukuki sebebine dayalı boşanma, birleşen dava ise; evlilik birliğinin sarsılması (TMK. 166/1- 2) hukuki sebebine dayalı boşanma ve eşya alacağı istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 161. maddesine göre; "Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur". TMK'nın 166/1- 2. maddesine göre; "evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....

          Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde davalı davacı kadının evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun tespitine dair hüküm tesisi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kusur belirlemesine ilişkin gerekçenin ve hükmün aşağıda belirtildiği şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tanıklarının ifadeleri davacı kadından duyuma dayalı olup itibar edilemez. Davalı tanığı ...’in ifadesinde yer alan olaylar tarafların 2. kez evlenmelerinden önceki döneme ilişkindir. Toplanan delillerden, davacı kadının, oğlunu arayarak babanı eve getirme, kapıyı kilitledim, getirirseniz bağırırım dediği, davalının kullandığı tuvaleti temizlemesini istediği ve aynı evde ayrı odalarda yaşadıkları anlaşılmıştır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı kadın tam kusurludur....

              Davacının, Adana 6.Aile Mahkemesinde açmış olduğu eldeki boşanma davasının yargılaması sonucunda verilmiş olan hüküm istinaf incelemesinde iken, davalının Adana 2.Aile Mahkemesinin, 2021/394 esas sayılı dosyası ile, 18/06/2021 tarihinde, zina ve evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma davası açtığı, davalı vekilinin, dairemize sunduğu 09.01.2022 tarihli dilekçesinde müvekkili tarafından zina ve evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma davasının açıldığını bildirdiği, anlaşılmakla, UYAP üzerinden söz konusu dosya getirtilerek, incelendiğinde, her iki dosya arasında bağlantı bulunduğu, Adana 2. Aile Mahkemesinin dosyasından, duruşma gününün, 05/12/2023 tarihine bırakıldığı, anlaşılmakla, kadın tarafından açılan ve koca tarafından açılmış olan davaların birleştirilerek, her iki davanın esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden, hükmün kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              UYAP Entegrasyonu