İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının reddi kararının hatalı olduğunu, kusur durumunun yeterince ve gereğince araştırılmaksızın hüküm kurulduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olaylarda davalının kusurlu olduğunu, tüm olumsuzluklar sadece kendisinden kaynaklanmış gibi hüküm kurulduğunu, davalının 2004 yılından beridir kendisini eve almadığını, eş olarak vazifelerini yerine getirmediğini, devamlı olarak başka kadınlarla birlikte olduğu yönünde suçlamalarda bulunduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak TMK'nun 166/1- 2 maddesi gereğince boşanma kararı verilen davalı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatın reddine karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Diğer bir anlatımla, eşlerin birlikte yaşamayı reddetmeleri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüğün ihlali olup boşanma sebebi oluşturur (KILIÇOĞLU, Ahmet M. : Aile Hukuku, Ankara 2016, s.138). Dairemizin içtihatlarına göre, bir boşanma davasında eşlerin ileri sürdüğü “birlik görevlerini yerine getirmeme”, eş veya çocukla yeterince ilgilenmeme”, “birlikte yaşamaktan kaçınma”, “haklı neden olmadığı halde yatakları ayırma” gibi evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülüklerin ihlali niteliğindeki olguların kanıtlanması durumunda, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilip boşanmaya karar verilirken, çok uzun süre ayrı yaşayan ve bu nedenle evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin hiçbirini yerine getirmeyen eşlerin, evlilik birliğinin temelinden sarsılmadığını kabul etmek ve boşanma davalarının reddine karar vermek, Türk Medeni Kanununun benimsediği boşanma hukuku ilkelerine uygun olamaz. Yıllarca ayrı yaşayan eşleri, yasa zoruyla bir araya getirmek de mümkün değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı taraf; kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; Somut olayda; Davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaları ispat edemediği, mahkemenin ret gerekçesinin doğru olduğu sabittir. Sonuç olarak; İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davacı tarafın istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak karşılıklı boşanma davası açılmış, ilk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek az, kadın daha fazla kusurlu kabul edilerek tarafların boşanma davalarının kabulü ile boşanma ve ferilerine ilişkin hüküm kurulmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tarafların bir araya gelmelerinin imkanı olmadığını, bu nedenle yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı taraf, kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; Somut olayda; davacı tarafından vakıalarını ispat edemediğinden ayrıca yabancı mahkeme ilamının her zaman tanınması ve tenfizi mümkün olup bu konuda açılmış bir davada bulunmadığından ret kararı isabetlidir....
belirtilerek kadının evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmesi isabetli olduğu ancak davacı-davalı kadının, kocasına sopa ile vurduğu ve başka erkeklerle görüşerek sadakatsizlikte bulunduğu kusuru yüklenerek erkeğin evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı davanın kabulüne ve ispatlanamayan zina sebebine dayalı davanın reddine karar verilmesinin, kadının, şiddete dair eyleminin eski tarihli olup sonrasında evlilik birliği devam ettiğinden bu eylemin erkek tarafından affedildiğinin ya da hoşgörü ile karşılandığının kabul edilmesi nedeni ile kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, zina nedenine dayalı boşanma davasında ise dinlenen tanık ...'...
Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda " Süregelen şekilde eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz davranan, zorunlu ihtiyaçların karşılanmasını dahi lüks olarak gören ve ... yükümlülüklerinden kaçınmak maksadıyla evi terk eden " davalı-karşı davacı erkek tam kusurludur. O halde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gözetilerek kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle kadının davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden ...'...
O halde bir an için anlaşmalı boşanma koşulları gerçekleştiği kabul edilse bile anlaşmalı boşanma davasından feragati içeren “temyiz davasının davacısı” eşin dilekçesine değer verilerek hükmün bu sebeple bozulmasına ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) davasına yönelik olarak varsa delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Reyhanlı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :21.05.2014 NUMARASI :Esas no:2013/185 Karar no:2014/414 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek eş tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece davalının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, davacının kıskanç ve geçimsiz davranışlarının bu şüpheden kaynaklandığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalının tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....
Gerçekleşen bu duruma göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına, davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı bu tutumunun sebep olduğu, davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı görülmektedir. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....