WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Tesbiti Ve Korunması İstemli KARAR Davacı dava konusu parselin üzerindeki muhtesat ile parsel üzerindeki zilyetliğin tespitini istemiş ve zemin hakkında herhangi bir istek ileri sürülmemiş bulunduğuna göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yüksek Yargıtay (7.) Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    HUKUK DAİRESİ DAVATÜRÜ: ZİLYETLİĞİN TESPİTİ Dava; zilyetliğin tespiti istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 01.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Asliye Hukuk Mahkemesi ise, uyuşmazlığın mülkiyetten kaynaklanmayıp üstün zilyetliğin kime ait olduğunun tespitinden kaynaklandığı, HMK'nın 4/1-c maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 1086 Saylı HUMK.'nun 8/II-3 maddesinde, taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği hükmüne yer verilmiştir. Davacı, Hazineye ait 2B vasıflı arazinin ve üzerinde bulunan restoran ve evin zilyetliğini devir aldığını, davalıyı bu yerleri koruma için yetkilendirdiğini ancak davalının bu yerlerin zilyetliğinin kendisine ait olduğunu iddia ederek zilyetlik hakkına tecavüz ettiğini belirterek, müdahalenin önlenmesini ve 15.000,00 Tl ecrimisil ödenmesini talep etmiştir. Davacı zilyetliğin korunması talebi yanında 15.000,00 TL ecrimisil ödenmesini talep etmektedir....

        Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın taşınmaz üzerindeki zilyetliğin korunması istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı, zilyetliğin tespiti isteminin bulunduğu ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, uyuşmazlık konusu ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 2694 Ada, 16 parsel sayılı taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan bahçe, ev ve kömürlüğün davalı ...'in kullanımında olduğunun beyanlar hanesine şerh verildiği anlaşılmaktadır. Davacı, 3402 sayılı yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmazın kendi zilyetliğinde bulunduğu halde, beyanlar hanesine davalı ...'...

          Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın zilyetliğin korunması hükümlerine göre görevli olan sulh hukuk mahkemesince çözümlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Sulh Hukuk Mahkemesi ise zilyetliğin arkasında bulunan bir hakka dayalı olması sebebiyle ve yine dava dilekçesinde davalının men'i müdahalesinin giderilmesi istenildiğinden davaya bakma görevinin ... Asliye Hukuk Mahkemesinde olması nedeniyle görevsizlik kararı vermiştir. Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir....

            Davacı sadece zilyetliğini ileri sürdüğüne ve zilyetliğin arkasında ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hak ileri sürmediğine göre davanın, zilyetliğin korunması kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre uyuşmazlığın HUMK.nın 8/II-3 (6100 Sayılı HMK'nın 4/1-c ) maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. Maddeleri gereğince ...Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava, kamulaştırılan taşınmaza ilişkin zilyetliğin tesbiti istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın D.S.İ. Genel Müdürlüğünce kamulaştırıldığı, Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/244-615 sayılı kararı ile kamulaştırma bedeli tesbit edilip, ileride hak sahibi olanlara ödenmek üzere bankaya yatırılmasına karar verildiği, davacı ...'nın taşınmazın ortak muristen kaldığı iddiası ile zilyetliğin tesbiti davasını tek başına açtığı, taşınmazın miras yolu ile kaldığı ve davacıdan başka mirasçıların da olduğu ve elbirliği mülkiyetine tabi bulunduğu, T.M.Y.'...

                Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın zilyetliğin korunması istemine ilişkin olduğu ve HMK'nın 4/c maddesi uyarınca davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesinin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, davanın konusu müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin olup, zilyetliğin korunması davası olmadığı, bu durumda davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesinin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....

                  Of Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu belirterek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Of Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davacının zilyetliğe dayandığı, ancak davalı tarafın tapu kaydına dayandığı gerekçesiyle davanın zilyetliğin korunması değil, el atmanın önlenmesi davası olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm vermiştir. Somut olayda, dosya arasında bulunan Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/810, 1994/180 E.K. sayılı dosyasında davalı olan, davacı ...’in 23.3.1987 günlü keşifte, mahalli bilirkişinin beyanından aynı taşınmazı elinde bulundurduğunun ifade edilmesine göre davacının bu taşınmazı 20 yılı aşkın bir süredir malik sıfatıyla zilyet olarak kullandığı bildirildiğinden, uyuşmazlık yalnızca HUMK’nun 8/11-3. maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez....

                    Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava tarihinden 5-10-15-20 yıl öncesine ilişkin yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulmalı ve bundan sonra, önceki keşifte görev yer almayan 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tarafların göstereceği zilyetlik tanıklarından, taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, zilyetliğin kesintiye uğrayıp uğramadığı, imar-ihyaya konu olup olmadığı, imar-ihya varsa tamamlanmasından sonra zilyetliğe ara verilip verilmediği, dava konusu taşınmazın zilyetliğinin iradi olarak terk edilip edilmediği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluşması halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle söz konusu...

                      UYAP Entegrasyonu