Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğu belirtilerek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi de, davacının mülkiyet hakkına dayanması nedeniyle dava değerine göre davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı mülkiyet hakkına dayandığına göre, uyuşmazlık, yalnızca HUMK’nun 8/11-3. maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alındığında, HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme belirlenmelidir. Dava tarihi ve değerine göre, yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ......
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, taraflar arasında yapılan zilyetliğin devri sözleşmesinin geçersiz olduğu iddiasıyla iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki üstün zilyetliğin tespiti ile korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın çekişmesiz yargı işi olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, TMK'nin 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi davası mı, yoksa TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası mı olduğu hususunda toplanmaktadır. Kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler....
Çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, TMK'nin 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi davası mı, yoksa TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası mı olduğu hususunda toplanmaktadır. Kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler....
Hemen belirtmek gerekir ki zilyetliğin korunması davasıyla zilyet zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK 06.10.1993 GÜN, 1993/14-423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün 3351/679 ve .//.. 2013/22227-2014/16366 -2- 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir....
Bilindiği üzere ve kural olarak, tapulu taşınmazlarda kayıt maliki veya mirasçılarının 4721 sayılı TMK'nun 683. maddesi uyarınca işgalci aleyhine her zaman elatmanın önlenmesi davacı açması mümkündür. 4721 sayılı TMK'nun 974. ve devamı maddeleri gereğince tapusuz veya 3. bir kişi adına tapulu olan bir taşınmaz üzerinde üstün zilyetliğin kimde olduğu konusunda taraflar arasında zilyetliğin korunması davasının görülmesi de olanaklıdır. Somut olayda, Hazine'ye ait olduğu yerel mahkemece kabul edilen; ancak, bununla ilgili bir kayıt ya da belge sunulmayan taşınmazdaki üstün zilyetliğin kimde olduğu hususunun araştırılması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması Uyuşmazlık, zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında kaldığından dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 26.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmazdaki zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi, davacı dava dışı kiracı ile yaptığı kira sözleşmesi ile ve dava dışı kooperatif ile yaptığı devir sözleşmesi gereğince elinde tuttuğu taşınmaza, davalı tarafça yapılan haksız müdahalenin önlenmesini istediği, davanın zilyetliğin korunması davası olmadığı, malvarlığı haklarına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye hukuk mahkemesi ise, davacının dilekçesinde açıkça zilyetliğe dayandığı, bu konudaki seçim hakkının davacıya ait olduğu, davanın TMK'nın 982 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunmasına ilişkin bir dava ve bu nedenle sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmazdaki zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi, davacı dava dışı kiracı ile yaptığı kira sözleşmesi ile ve dava dışı kooperatif ile yaptığı devir sözleşmesi gereğince elinde tuttuğu taşınmaza, davalı tarafça yapılan haksız müdahalenin önlenmesini istediği, davanın zilyetliğin korunması davası olmadığı, malvarlığı haklarına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye hukuk mahkemesi ise, davacının dilekçesinde açıkça zilyetliğe dayandığı, bu konudaki seçim hakkının davacıya ait olduğu, davanın TMK'nın 982 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunmasına ilişkin bir dava ve bu nedenle sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Dava; TMK. nun 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. Taşınmaz üzerinde zilyetlikten başka hakkı bulunmayan kişiler anılan maddeler uyarınca zilyetliklerinin korunmasını isteyebilirler. Zilyetliğin elden alınması ya da saldırıya uğraması halinde korunma dava yolu ile istenebilir. Ancak TMK. nun 984. maddesi hükmü uyarınca “dava hakkı zilyedin fiili ve failini öğrenmesinden başlayarak 2 ay ve her halde fiilin üzerinden 1 yıl geçmekle düşer.” Davacı dava dilekçesi ve yargılama oturumlarında, 05.07.2007 tarihinde davalı Belediyenin taşınmaza elattığını, köylülerin haber vermesi üzerine 19.07.2007 tarihinde öğrendiğini bildirmiştir. Davalı tarafça tecavüzün 05.07.2007 tarihinde yapıldığı ve davacının tecavüzü 19.07.2007 tarihinde öğrenildiği açıklandığına göre Kanun hükmünde açıklanan süre kaçırıldıktan sonra 07.11.2007 tarihinde eldeki dava açılmıştır....