Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taşınmaz hukukuna ilişkin davada ... 3. Asliye Hukuk ve ... 1. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, 6831 S.Y.'nın 2/B maddesi kapsamında hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın beyanlar hanesinde davalı adına olan zilyetlik şerhinin iptali ile davacılar adına zilyetlik şerhi verilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, uyuşmazlığın zilyetliğin tespiti istemine ilişkin olup 6100 sayılı HMK'nın 4/c maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin tespiti davası olup salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, uyuşmazlık konusu ......

    nun 981. maddesi uyarınca zilyetliğin korunmasına yönelik olup hüküm Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 22/01/2009 tarih ve 2008/6010-185 sayılı “davanın zilyetliğin korunmasına yönelik olduğu”na dair bozma kararı üzerine verilmiştir. Mahkemece Orman Yönetimi davaya dahil edilmiş ise de dava dilekçesinde Orman Yönetimi davalı olarak gösterilmemiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 gün ve 2042/1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi 8. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Dairemiz ile 8. Hukuk Dairesi arasında anlaşmazlık konusu olmuş ve her iki Daire diğerini görevli sayarak görevsizlik kararı vermiştir. Bu durumda, gerekli inceleme yapılıp görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine 17/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi....

      Avanos Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğunu belirterek, 6100 sayılı HMK'nun 4/c maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Avanos Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin değil hakka dayalı olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava, taşınmaz hissesine vaki elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Davacı, tapuda kayıtlı olmayan dava konusu taşınmazın iştirak halinde mülkiyete tabi olduğunu, kendisinin de hissedarı bulunduğu taşınmazı kullanmasına, hissedarlardan olan davalının engel olduğunu belirterek davalının hissesine müdahalesinin önlenmesi talebinde bulunduğuna göre dava, TMK.nun 683. maddesine dayanan ve tescil talep etme hakkı bulunan zilyedin müdahale edene karşı açmış olduğu elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup görevli mahkeme 6100 sayılı HMK'nun 2/1 maddesi gereği asliye hukuk mahkemesidir....

        Davacının ne ayni ne de kişisel ... söz konusu olmadığına göre, uyuşmazlığın zilyetliğin korunmasına yönelik TMK'nin 981 vd. maddeleri hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Zilyetliğin korunmasına ilişkin davalarda da görev sulh hukuk mahkemesine aittir. (HMK. m. 4./1-c).Mahkemece her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de, az yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ve 6100 sayılı HMK'nin 4/c maddesi uyarınca davaya bakmakla görevli mahkemelerin sulh hukuk mahkemeleri olacağı hususu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R İstem zilyetliğin korunmasına ilişkin elatmanın önlenmesi olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 7.5.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Sulh Hukuk Mahkemesi ise, kiralanan taşınmazın kullanılmasına izin verilmemesinden kaynaklanan zilyetliğin korunması davasında görevin dava değerine göre belirleneceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı kira hakkına dayandığına göre, uyuşmazlık, yalnızca HUMK’nun 8/11-3. maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alındığında, HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme belirlenmelidir. Dava tarihi ve değerine göre, yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK’nun 25. ve 26 . maddeleri gereğince Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 23.10.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Buna göre "Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a)Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b)Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c)Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç)Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları,görürler." Somut olayda; davacılar dava konusu iş makinesi üzerinde mülkiyet iddia ederek taşınır malın davacılar adına aidiyetinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Bu durumda dava HMK'nın 2. Maddesinde sayılan malvarlığı haklarına ilişkin olup 4. Maddede sayılan işlerden değildir....

                Kiralanan taşınmazların.../6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları...) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları...) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları...) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler." Somut olayda; davacı...dava konusu traktör üzerinde mülkiyet iddia ederek taşınır malın kendi adına aidiyetinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Bu durumda dava HMK'nın 2. maddesinde sayılan malvarlığı haklarına ilişkin olup 4. maddede sayılan işlerden değildir. Bu nedenle uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

                  Buna göre "Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler." Somut olayda; davacı dava konusu traktör üzerinde mülkiyet iddia ederek taşınır malın kendi adına aidiyetinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Bu durumda dava HMK'nın 2. maddesinde sayılan malvarlığı haklarına ilişkin olup 4. maddede sayılan işlerden değildir....

                    Bu durumda; eldeki dava, 4721 sayılı TMK'nun 984 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunmasına ilişkindir. Mahkemece, nizalı yerde keşif yapılmıştır. Dinlenen davacı tanıkları: ........ Sarızeybek; davalı ... ... Kula'nın dava konusu taşınmazı davacıya haricen satıp zilyetliği devrettiğini beyan etmişlerdir. Bahsi geçen davacı tanığı ........ Sarızeybek ayrıca, dava konusu taşınmazı davacılar adına koruyup gözetledikleri, taşınmaz üzerindeki zeytinleri topladıkları yönünde beyanda bulunmuştur. Buna göre, dava konusu taşınmaz üzerinde davacıların zilyet oldukları ve zilyetliklerinin devam ettiği anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine ilişkin hüküm kurulması doğru olmamıştır. Kaldı ki, Mahkeme'nin ret gerekçesi de isabetli değildir....

                      UYAP Entegrasyonu