Asliye hukuk mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, davanın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı ve asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaların (dava konusu malın değerine bakılmaksızın) sulh hukuk mahkemelerinde görüleceği (m.4,l/c) düzenlenmiştir. Bu davalar, TMK 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nın 973. maddesinde zilyetlik "Bir şey üzerinde fiili hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır. TMK'nın 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur....
Bu durumda dava, zilyetliğin korunmasına yönelik olmayıp, tapu kaydının beyanlar hanesine kullanıcı şerhinin yazılması istemine ilişkin bulunduğundan, 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesi uyarınca kullanım kadastrosunun askı ilân süresinden sonra açılan davanın, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; İstanbul Anadolu 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 03/11/2015 gününde oy birliği ile karar verildi....
Bu durumda dava zilyetliğin korunmasına yönelik olmayıp malvarlığı haklarına ilişkin bulunduğundan dava tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06/10/2015 gününde oy birliği ile karar verildi....
Somut olayda ise davacı, davalılarla anlaşma yaparak mülkiyeti kendisine ait olan davaya konu taşınmazların davalılar tarafından kullanılması mukabilinde, kendisine başka yer verilmesi konusunda anlaştıklarını, ancak davalıların kendisine başka yer vermeyerek sözlerinde durmamaları nedeniyle anlaşmanın geçersiz olmasına rağmen, bu taşınmazların kendisine kullandırılmadığı iddiasıyla elatmanın önlenmesini talep etmiş olup, istemin yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olduğu yönündeki değerlendirme yerinde değildir. O halde taşınmaz mülkiyetine dayanılarak açılan davanın, dava tarihi nazara alınarak taşınmazların değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Havza Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın komşuluk hukukuna dayalı müdahalenin önlenmesi davası olduğu ve salt zilyetliğin korunması istemine dayalı olmadığından asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 4/c maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin “.....Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları....” görmekle görevli olduğu belirtilmiştir. Diğer yandan 4721 sayılı TMK.nin 737. maddesinde ise ”Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkileri kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davacı, zilyedi bulunduğu taşınmaza bitişik olan davalılara ait daireden gelen gürültü, konuşma ve benzeri seslerden rahatsız olduğunu belirterek iki ev arasına yeni bir duvar yaptırılmak suretiyle müdahalenin önlenmesini talep etmiştir. Talep Türk Medeni Kanunu'nın 737....
Somut olayda;talebin,kadastro çalışmaları sonucu mülkiyeti davalı Hazine adına,zilyetliği ise davalıların murisi adına kayıtlı taşınmazdaki davalılar adına yapılan zilyetlik kaydının 2160 m2'sinin iptali ile davacı adına zilyetliğin tescili istemine ilişkin olduğu,,dava konusu olan taşınmaz hakkında 2B kadastro tutanaklarının düzenlendiği,bu düzenlenen tutanakların askı ilanının 08.09.1998-07.10.1998 tarihi olduğu,bu tarihten sonra tutanak içeriklerine itiraz edildiği ve davanın 3402 sayılı kanun uyarınca yapılan kadastro çalışmaları ve tutanaklarının içeriğine ilişkin olduğu, davanın 6100 sayılı kanunun 4/1-c maddesinde sayılan salt zilyetliğin korunmasına ilişkin bir dava olmadığı, görevli mahkemenin 6100 Sayılı HMK'nin 2/1 maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'...
Somut olayda; talebin, kadastro çalışmaları sonucu mülkiyeti davalı Hazine adına, zilyetliği ise davalıların murisi adına kayıtlı taşınmazdaki davalılar adına yapılan zilyetlik kaydının 2320 m2'sinin iptali ile davacı adına zilyetliğin tescili istemine ilişkin olduğu, dava konusu olan taşınmaz hakkında 2B kadastro tutanaklarının düzenlendiği,bu düzenlenen tutanakların askı ilanının 08.09.1998-07.10.1998 tarihi olduğu,bu tarihten sonra tutanak içeriklerine itiraz edildiği ve davanın 3402 sayılı kanun uyarınca yapılan kadastro çalışmaları ve tutanaklarının içeriğine ilişkin olduğu, davanın 6100 sayılı kanunun 4/1-c maddesinde sayılan salt zilyetliğin korunmasına ilişkin bir dava olmadığı, görevli mahkemenin 6100 Sayılı HMK'nin 2/1 Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'...
Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı ve asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, uyuşmazlık konusu ... İli,... İlçesi,... Köyü, 145 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve davalı ... ‘nin kullanımında olduğuna dair beyanlar hanesine şerh verildiğianlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı, tescil talebinin de bulunduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, uyuşmazlık konusu ... İli, ...İlçesi, ... Mahallesi 221 ada 12 parsel sayılı taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan bahçe ve 3 katlı evin kullanıcısı tespit edilmediğinden Hazine adına tespit edildiği anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı, mülkiyet hakkına ilişkin olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, uyuşmazlık konusu...İli,... İlçesi, ...Köyü 111 ada 1, 102 ada 28 ve 101 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır....