"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, tapu kaydı bulunmayan taşınmazda zilyetliğin korunması istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 18.05.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması ve elatmanın önlenmesi K A R A R Dava konusu 352 nolu parsele ilişkin Kadastro Mahkemesinde dava olduğu anlaşıldığından esas numaraları belirlenerek ilgili dosyanın eklenmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması ... ile ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 12.01.2011 gün ve 426/37 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, mevki ve sınırları dava dilekçesinde gösterilen Hazinenin özel mülkiyetindeki, tapusuz 6989,72 m2 yüzölçüme sahip dava konusu taşınmaza vekil edeninin ecrimisil ödemek suretiyle zilyet olduğunu, ancak davalı Hazinenin aldırdığı 10.04.2008 tarih 8 nolu idari men kararıyla davacının tasarrufuna engel olduğunu ileri sürerek zilyetliğinin korunmasına, Hazinenin tecavüzünün önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Türk Medeni Kanunu 981,982 ve 983. maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. Bu maddelerde düzenlenen davalar ile, zilyet; zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, sulh mahkemelerinde dava açar ve bu mahkemelerde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan şeyin değerine göre belirlenir. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu’nun, 15.6.1983 gün ve 3351/679 sayılı; 25.11.1987 gün ve 394/876 sayılı; 06.10.1993 gün ve 1993/14-423-561 sayılı, 25.11.2009 gün ve 8-518/573 kararlarında da aynı ilkeler vurgulanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki zilyetliğin tespiti ve korunmasına ilişkin davada Antalya 4.Asliye Hukuk ve Antalya 3.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava,zilyetliğin tespiti ve korunması istemine ilişkindir. HMK.’nun 22/II. maddesinde “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.04.2013 günlü kararının davacıların vekillerince temyiz edildiği anlaşılmakla, yargı yeri belirleme olanağı bulunmayan dosyanın, davanın niteliği gözetilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere Yüksek 8....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, taraflar arasındaki uyuşmazlığın zilyetliğin korunması ile ilgili olduğu, bu davada Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Ayvalık Sulh Hukuk Mahkemesi’nce, davacı taraf, dava dilekçesinde zilyetliğin tespiti ve beyanlar hanesine kullanıcı olarak isminin yazılmasını talep ettiği ve bu tarz davalara bakmakla Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dosyanın incelenmesi sonucu; davacının dava konusu taşınmaz hakkında kullanım şerhi verilmesini talep ettiği anlaşıldığından uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Ayvalık 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 30/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda davacılar ve davalı bir hakka dayandıklarına ve dosyada tapu kaydı bulunmasına göre, uyuşmazlık, yalnızca HUMK’nun 8/11-3. maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alınarak, HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme belirlenmelidir. Dava tarihi ve değerine göre, yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olmayan uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK’nun 25. ve 26 . maddeleri gereğince Ağrı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 26.02.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....
Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur. Davacı taraf, dava dilekçesinin içeriği ve istinaf dilekçesindeki somut açıklamaya göre, 4721 sayılı TMK'nın 981 ve devamı maddelerine dayanılarak zilyetliğin korunması ve tazminat istemiyle iş bu davayı açmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 4/1- c maddesi gereği, herhangi bir hakka dayalı zilyetliğe değil sadece zilyetliğe dayalı zilyetliğin korunması davalarının Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. Görev hususu dava şartı olup, mahkeme hakimi tarafından yargılamanın her aşamasında re'sen gözönünde bulundurulmalıdır....
Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesince; zilyetliğin korunmasına yönelik elatmanın önlenmesi davasının 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-c maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davacı tarafın zilyetliğini tapu kaydındaki beyanlar hanesine dayandırması dolayısıyla, talebin sadece zilyetliğin korunması kapsamında değerlendirilemeyeceği, davanın bir hak davası niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-c maddesine göre sulh hukuk mahkemesi, "taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları" görür. Davacı davasını, murisinin Hazineye ait taşınmaz üzerindeki nizasız fasılasız zilyetliğine dayandırmış, tapu kaydındaki beyanlar hanesindeki kaydı da yine murisinin söz konusu yere zilyet olduğu hususuna dayanak olarak ileri sürmüştür. Davacının bunun dışında dayandığı bir hak yoktur....
Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, uyuşmazlığın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman vasfı dışına çıkarılarak ... adına kaydedilen ve davcının kullanıcı olarak beyanlar hanesine adının şerh verildiği 154 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunduğu iddia edilen yerin davcının zilyetliğinde olduğunun tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Davanın 05/10/2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....