Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin tesbiti ve korunması ... ile Hazine ve Kızlal Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki zilyetliğin tesbiti ve korunması davasının reddine dair Silvan Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.10.2010 gün ve 266/329 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı, harici satış ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetliğe dayanarak baraj göl suları altında kaldığı için tescil harici bırakılan 182 parselin 787680/576960 hissesinin mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

    Bu durumda salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan ve malvarlığı haklarına ilişkin olan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Tespiti ve Korunması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemiz'in 13.10.2015 gün ve 2015/11971 Esas, 2015/18188 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davalı ... vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Dava, TMK'nun 981 vd maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairenin 13.10.2015 tarih, 2015/11971 Esas ve 2015/18188 Karar sayılı ilamı ile karar bozulmuştur....

        Bu durumda salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan ve malvarlığı haklarına ilişkin olan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Antalya 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 20.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu durumda salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan ve malvarlığı haklarına ilişkin olan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/06/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            Bu halde, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan ve çekişmesiz yargı işi niteliğinde de olmayan uyuşmazlığın ........Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.’nun 21 ve 22. maddeleri gereğince ........ Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06.03.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              Bu açıklamalara göre, dava konusu yer 2/B alanı ve maliki Hazine olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK.nun 984. maddesinde açıklanan zilyetliğin korunması davası  niteliğindedir. Bu tür davalarda dava değerine  bakılmaksızın Sulh Hukuk  Mahkemeleri görevlidir. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 06.12.2012 tarih ve 2012/5485 E.-11887 K. sayılı kararı) Somut olayda da, dava konusu yerin mülkiyeti Maliye Hazinesine ait olup bu yer üzerinde davacı zilyetliğe dayanarak hukuki koruma istemekte, zilyetlik nedeniyle davalının müdahalesinin önlenmesini istemektedir. Zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Bu açıklamalara göre, dava konusu yer 2/B alanı ve maliki Hazine olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK.nun 984. maddesinde açıklanan zilyetliğin korunması davası  niteliğindedir....

              Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. (Y. 8 HD. 2016/2986 E-2018/1556 K) . (HGK 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir.)...

              Saptanan bu olgular karşısında, davacının sözleşme gereğince, şahsi hakkını istediği gözönünde tutularak olayın çözüme kavuşturulması gerekirken davanın zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirilip sonuçlandırılması usul ve kanuna aykırıdır. Taraflar arasındaki temel ilişki kat karşılığı inşaat sözleşmesini oluşturmaktadır. Davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 210,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 30.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                TMK. nun 981 ve devamı maddeleri gereğince ön görülen ve çözümlenmesi gereken zilyetliğin korunması davaları kişiye aynî (mülkiyet) hakkı bahşetmez. Üstün zilyetlik kimde ise, bozulan kamu düzeninin yeniden sağlanması, toplumdaki huzur ve barışın yerine getirilmesi için üstün zilyetlik aranır ve korunur.Üstün zilyetlik kimde ise, onun üstün zilyetliğinin sözü edilen maddeler gereğince korunması gereklidir. Mahkemece, taraflar delil listeleriyle tanıklarını bildirdiği halde keşif yapılmamış, HUMK. nun 258 ve 259. maddeleri gereğince tanıklar keşif yerinde dinlenilmemiştir. Bu durum karşısında üstün zilyetliğin neye dayanılarak belirlendiği konusunda duraksama hasıl olmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu