"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Orman Kadastrosuna İtiraz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; "orman kadastrosunun kesinleştiği tarihte yürürlükte bulunan 6831 sayılı Kanun'un 11. maddesine göre zilyetliğe dayalı olarak orman kadastrosuna ve 2/B madde uygulamalarına itiraz davasının altı aylık itiraz süresi içinde açılması gerektiği, 10 yıllık sürede ise ancak tapuya dayalı olarak orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamalarının iptalinin istenebileceği, davacı zilyetliğe dayalı olarak dava açtığına göre kanunda söz edilen altı aylık itiraz süresinin geçtiği, davanın altı aylık hak düşürücü sürede açılmadığından...
Davacı davasını zilyetliğe dayalı olarak 23/08/2012 tarihinde açmıştır. Orman kadastrosunun kesinleştiği tarihte yürürlükte bulunan 6831 sayılı Kanunun 11. maddesine göre; zilyetliğe dayalı olarak orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamalarına itiraz davası altı aylık itiraz süresi içinde açılması gerekir. 10 yıllık sürede ise ancak tapuya dayalı olarak orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamalarının iptali istenebilir. Davacı zilyetliğe dayalı olarak dava açtığına göre Kanunda söz edilen altı aylık itiraz süresi geçmiştir. 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde söz edildiği gibi bu süre hak düşürücü süredir. Hak düşürücü süre kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescil, birleşen dava elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, yargılama sonunda tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, birleşen dosyada elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiş, verilen karar tapu iptali ve tescil davasının davacısı ve davalısı tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olayda öncelikle zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil isteğinin değerlendirilmesine ihtiyaç vardır. Öte yandan karar da tapu iptali ve tescil davasının davacıları tarafından temyiz edilmiştir. O halde sözkonusu işbölümü gereğince temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacı, daha önce açtıkları 2009/63-105 E.K. sayılı davada, davalı adına kadastro ile zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen çekişme konusu 129 ada 3 parsel sayılı taşınmazın miras bırakan Asiye tarafından davalıya hibe edildiğinin anlaşıldığını, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapunun iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın zilyetliğe dayalı olarak edinildiği, tapu iptal ve tescil talebi yönünden 1.4.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı, tenkis isteği yönünden ise hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 18.10.2006 günlü dilekçesinde Kuz köyü 124 ada 173 parselin içindeki 3000 m2 bölümünün zilyetliğe dayalı olarak tapu kaydının iptalini ve adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece, dava edilen bölümün orman sayılan yer olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, zilyetliğe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İptali istenilen taşınmazın 2004 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sonucu 5442092 m2 yüzölçümü ile Devlet Ormanı olarak Hazine adına tesbit edilip kesinleştiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, kazandırıcı zamanaşımı ve malik sıfatıyla zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil isteği ile açılmış olup mahkemece geçit hakkı olarak nitelendirilmiş Dairemizin 02.02.2015 tarihli ve 2014/9706 Esas, 2015/994 Karar sayılı ilamı ile davacının talebinin zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olması nedeniyle geçit hakkı şeklinde nitelenmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın zilyetliğe dayalı tazminat davası olup davaya bakma görevinin 743 sayılı MK.nin 894 ve 897. maddeleri uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davacının zilyetliğine saldırı iddiasında bulunmadığı, haksız fiile dayalı tazminat talebinde bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, hazine adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazı icar sözlşmesi karşılığında ektiğini, davalının koyunlarının ektiği mahsullere zarar verdiğini belirterek uğradığı maddi ve manevi zararın tahsilini talep etmiştir. TMK'nun 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğine müdahalenin önlenmesini isteyebilir....
, taşınmaza zilyet olduklarının davalı tarafça da bilinmesine rağmen davalı tarafın haksız fiilinin taşınmaz üzerinde ayni bir hakka ilişkin olmadığını, zilyetliğe saldırıda bulunmak suretiyle olağan zilyetliğe dayalı bir davaya ilişkin olduğunu, Zilyetliğin bir hak olmayıp hukuken korunan fiili bir durum olduğunu, zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesi davasının ise her durumda Sulh Hukuk Mahkemesinde açılacağını, İlk derece mahkemesi tarafından dava şartı yokluğu nedeniyle reddedildiği belirtilen davanın yerel mahkemece yanlış yorumladığını, zilyetliği müvekkiline ait olan taşınmazı fiilen kullanma amacıyla işgal edenin Sinos Bağcılık olduğunu, fiili işgalin önlenmesi için zilyedlerinde bulunan taşınmaza yönelik saldırıların durdurulması gerektiğini, Dava konusu taşınmazın müvekkilinin arazisine haksız olarak el atılmış olması işlemine karşı davanın Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiğini, Müvekkilin yurt dışına çıktığı bir zamanda davalı Sinos Bağcılık A.Ş. tarafından...
Hal böyle olunca; 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 14. maddesinde aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak bir kimsenin, daha önce davacı taraf adına tespit edilip tespitleri kesinleşen taşınmazlarla birlikte sulu toprakta 40, kuru toprakta ise 100 dönüme kadar taşınmaz mal iktisap edebileceği gözetilerek öncelikle; davacı ... adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığının Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü ile Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden sorularak varsa bu taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri getirtilip, belgesiz zilyetliğe dayalı iktisap limiti dolmadı ise davacı tarafa tercih hakkı hatırlatılarak, Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen miktar kısıtlamasına uygun olarak belirlenecek taşınmaz ya da taşınmaz bölümlerinin davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları...