Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu haliyle dava, hasmına yöneltilmiş, mükerrer tapunun zilyetlik hukuki nedenine bağlı olarak oluşturulan ilk ilam karşısında hukuki sonuç doğurmayacağı olgusunun tespiti istemine ilişkindir. Açıklanan nedenlerle dayanılan hukuki sebep bakımından hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi görevi Yüksek 8.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın adı geçen Daire Başkanlığına gönderilmesine, 29.05.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Davacı, zilyetlik devir sözleşmesine dayanarak adına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 1320 ada 36 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.234,03 metrekare yüzölçümlü bölümünün davacı kullanımında, çekişmeli taşınmazdan geriye kalan ve fen bilirkişi rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen 10.172,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün ise üzerindeki binalarla birlikte davalıların kullanımında olduğunun tespiti ile bu şekilde beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 04.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Somut olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın 3402 sayılı yasanın EK-4.maddesi gereğince, 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmazın davacının kullanımda olmasına rağmen kadastro tespit çalışmaları sırasında davacının ölü olarak gösterildiği, zilyetlik hanesinin davacının mirasçıları adına kaydedildiği ... davacının sağ olduğu iddiasıyla yapılan zilyetlik kaydının iptali ile davacının kullanımında olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil (zilyetlik tespiti) ... ile Hazine, Osmaniye Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı ve TEİAŞ aralarındaki tapu iptali ve tescil (zilyetlik tespiti) davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Osmaniye 1....

          İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve mahkemece davacıların zilyetlik tanıklarının bildirilmediği gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmişse de davacının tutunduğu Temmuz 1324 tarih 572 nolu sicilden gelen Ağustos 1950 tarih 85 ve Ocak 1951 tarih 439 nolu ifraz tapusunun Doğusu; Domuzca Aralık Tepesi, Batısı: Ilıcaözü Saçlık Sırtı olup, değişir sınırlı tapunun dava dışı 115, 118, 119 adalarda bulunan bir çok parsele miktardan fazla yerlere uygulandığı, yörede orman kadastrosunun 1982 yılında yapıldığı, orman kadastrosunun kesinleştiği tarih ile tespit tarihi arasında 20 yıl sürenin de geçmediği, bu nedenle zilyetlik tanıklarının bildirilmiş olup olmamasının sonuca etkisi olamayacağı, çünkü mahkemenin de kabulünde olduğu gibi değişir sınırlı tapu kaydının 3402 Sayılı Yasanın 20/c. maddesi gereğince yüzölçümüne değer verilerek belirleneceğinden, zilyetlik tanıklarının bildirilmesinin veya dinlenmesinin de sonuca etkili olmadığı, bu nedenle...

            Köyü kadastro çalışma alanı içinde kalan çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmazların ada ve parsel numaraları belirlenerek bu parsellere ait kadastro tespit tutanakları, kesinleşme durumları belirtilecek şekilde onaylı örnekleri, varsa dayanakları olan belgeler, kesinleşmiş iseler kadastro tespiti ile oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşmiş iseler mahkeme ilamları, bu parseller ile çekişmeli taşınmazı bir arada gösterir birleşik kroki getirtilerek dosya tamamlandıktan sonra, taşınmazın bulunduğu yeri iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile tespit bilirkişilerinin tümü ve üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu hazır edilerek taşınmazın başında yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmaz üzerinde davacı tarafın zilyet olup olmadığı zilyetlik varsa başlangıcı ve sürdürülüş şekli hakkında ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri getirtilen komşu parsel tutanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler...

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/11/2020 NUMARASI : 2019/834 ESAS-2020/619 KARAR DAVA KONUSU : Kadastro Öncesi Nedenine (zilyetlik) Dayanılarak Genel Mahkemede Açılan Tapu İptali Ve Tescil KARAR : 6100 sayılı HMK'nın 352/1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul İli, Pendik ilçesi, Ballıca Köyünde kain 3 pafta, 74 parsel nolu 7200 m2 taşınmazın 6000 m2'sinin müvekkiline ait olduğunu ancak dava konusu taşınmazın bulunduğu İstanbul İli, Pendik ilçesi, Ballıca Köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu söz konusu taşınmazın tamamının davalılar adına tescil edildiğini, müvekkilinin kamu yararlı eğitim kültür sosyal faaliyetler icra ettiğini, bu amaçlarını gerçekleştirmek üzere söz konusu 7200 m2 taşınmazın 6000 m2'sini 23.11.2006 tarihinde şahitler huzurunda Gayrimenkul Zilyetlik Satış ve Devir Senedi ile Muris Ali Celalettin Ayhan’dan satın aldığını ancak davalılar kadastro tespiti...

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı T5 adına yapılan zilyetlik kayıt işleminin 22/05/1998 tarihinde yapıldığı, 2015 yılında yapılan 22/2- a çalışmalarında ise, zilyetlik tespiti yönünden herhangi bir değişiklik yapılmadığı, davacıların talebinin esasen 1998 yılında kadastro işlemi ile yapılan zilyetlik tespitine itiraza ilişkin olduğu, davacıların davasını 1998 yılından itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açmadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir....

              Kadastro tespitleri sonrası oluşturulan tapu tescil kayıtlarında dava konusu taşınmazlarını malikleri; ADA PARSEL EDİNME SEBEBİ MALİK 101 575 Senetsiz Zilyetlik T8 (Faik oğlu) 101 576 Senetsiz Zilyetlik T21 (Selahattin oğlu) 101 577 Senetsiz Zilyetlik T13 (Selahattin oğlu) 101 578 Senetsiz Zilyetlik T21 (Selahattin oğlu) 101 579 Senetsiz Zilyetlik Kemal TİMURÇİN (Hasan oğlu) 101 580 Senetsiz Zilyetlik T37 (Miro oğlu) 101 581 Senetsiz Zilyetlik T20 (Tevfik oğlu) 101 582 Senetsiz Zilyetlik T30 (Miro oğlu) 101 583 Senetsiz Zilyetlik T6 (Hasan oğlu) 101 584 Senetsiz Zilyetlik T37 (Miro oğlu) 101 585 Senetsiz Zilyetlik T16 (Kazım oğlu) 101 586 Senetsiz Zilyetlik Alaattin TİMURÇİN (Hasan oğlu) 101 587 Senetsiz Zilyetlik T17 (Maşallah oğlu) Hal böyle olunca; yerel mahkemece dosyanın bilirkişi heyetine tevdii ile dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazların parsel parsel değerlerinin tespit edilip...

              Mahkemece çekişmeli taşınmazda üzerinde, zilyetlikle mülk edinme koşullarının davacı yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.Taşınmazın tespiti arsa niteliği ile yapılmış olup, bitişiğinde Hazine adına tespiti yapılan ve kesinleşen ham toprak niteliğindeki taşınmaz bulunmakta olup, ziraatçı bilirkişi raporunda yer alan taşınmaz üzerinde davacının iktisabına elverişli zilyetliğinin bulunup bulunmadığına dair tespitler de çelişkilidir. Yine, zilyetlik tanığı dinlenilmemiş, taşınmazın üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi, ekonomik amaca uygun olup olmadığı, zilyetliğin niteliği belirlenmediği gibi, taşınmazın cinsinin ham toprak mı, yoksa tarım arazisi mi, olduğu hususunda tereddüte yer bırakmayacak şekilde bir tespit yapılmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu