Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında tutanağın beyanlar hanesinde gösterilmeyen zilyetlik şerhinin yazılması istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu İmamoğlu Köyünde dava tarihinden önce 1744 sayılı Yasaya göre 03.04.1979 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 28/04/2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki zilyetliğin korunmasına ilişkin davada Kaynarca Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, dava konusu taşınmazdaki davalı ... adına olan zilyetlik kaydının iptali ile davacı adına tescili isteğine ilişkindir. Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesince;Davanın zilyetlik davası olduğu, görevli mahkemenin Sulh Hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

      Hazine temsilcisi davanın reddini savunmuş, mahkemece kazanmayı sağlayan zilyetlik koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere ve kural olarak kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan bir yer için tespit öncesi zilyetlik hukuksal nedenine dayanılması halinde tespit dışı bırakılma tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar makul sürenin geçirilmemesi gerekir. Tespit sonrası imar-ihya ve zilyetlik nedenlerine dayalı tescil isteklerinde ise, tespit dışı bırakıldığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar, öncelikle imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıllık sürenin aralıksız çekişmesiz davacı yararına gerçekleşmesi zorunludur....

        Yapılan ön inceleme sonunda; dava kadastro öncesi zilyetlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazda davacıların ve davacılar murisinin mülkiyet hakkı bulunmayıp, kadastro tespiti sonucu ilkokul vasfıyla tapuda T14 adına tescil edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle "taşınmazın davacılar murisine ait olduğunu T14ne okul yeri olarak bağışlaması nedeniyle kadastro çalışması sonucu T14 adına tescil edildiğini ancak amacı dışında kullanıldığını, bağışlamadan rücu ettiklerini " beyan etmiştir. O halde; eldeki dava, davacıların murisinin zilyetliğindeki taşınmazı kadastro öncesi bağışladığı ve bağışlamadan rücu şartlarının mevcut olduğu iddiasına dayalı olarak açılmış olduğundan davacılar kadastrodan önceki zilyetlik nedenine dayanmışlardır....

        Davacı adına tapuda kayıtlı bulunan 215 ada 1 sayılı parselin kadastro tespiti 11.12.2006 tarihinde yapılmış ve bu tespit 19/09/2007 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı tarafından eldeki dava 08.04.2010 tarihinde açılmıştır. Kural olarak, kadastro tespitinin ya da işleminin yapıldığı tarihten itibaren kadastrodan önceki zilyetlik kesintiye uğrar ve tespitten sonraki zilyetliğe ekleme olanağı bulunmamaktadır. Kadastro işleminin yapıldığı tarihten itibaren 20 yıllık kazanma süresi yeniden işlemeye başlar. 215 ada 1 sayılı parsel 11.12.2006 tarihinde tespit edildiğine göre, bitişikte bulunan ve krokide A harfiyle gösterilen 114.70 m2'lik yerin aynı tarihte paftasında yol olarak bırakıldığının kabulü gerekir. Dairenin ve Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşmiş içtihatlarına göre, dava konusu taşınmazın paftasında yol olarak gösterildiği 11.12.2006 tarihinden itibaren 3 yıl 3 ay 27 gün geçtikten sonra açılan bu davanın makul süre içinde açıldığı kabul edilemez....

          Bilindiği üzere ve kural olarak kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan bir yer için tespit öncesi zilyetlik hukuksal nedenine dayanılması halinde tespit dışı bırakılma tarihinden, davanın açıldığı tarihe kadar makul sürenin kaçırılmaması gerekir. Tespit sonrası imar-ihya ve zilyetlik nedenlerine dayalı tescil isteklerinde ise, tespit dışı bırakıldığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar, öncelikle imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren yirmi yıllık sürenin aralıksız-çekişmesiz davacı yararına gerçekleşmesi zorunludur. Davanın nizasız komşu 197 ada 35 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti 15.01.2009 tarihinde yapılmıştır. Eldeki dava 05.04.2012 tarihinde açılmıştır. Bu durumda, Dairenin kararlılık kazanmış içtihatlarına göre tespit öncesi neden için makul süre geçmiştir. Dairenin kararlılık kazınmış içtihatlarına göre tespit öncesi neden için makul süre geçmiştir. Tespit sonrası neden için ise yirmi yıllık süre dolmamıştır....

            Zilyetlik şerhine yönelik temyiz itirazlarına gelince: çekişmeli taşınmazın 5831 sayılı Yasa’nın 8. maddesi ile 3402 sayılı Yasa'ya eklenen Ek-4. maddesi kapsamında 2/B alanlarında yapılan kullanım veya güncelleme kadastrosuna konu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu çalışma yapılmadan 2/B alanlarında zilyetlik şerhi verilmesi de mümkün değildir. Hal böyle olunca: zilyetlik şerhi verilmesine yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 06.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Karayolu kamulaştırma alanı kapsamında kalıyor ise, taşınmaza ilişkin kamulaştırma bedeli ödenip ödenmediğinin araştırılması, yine jeolog bilirkişi marifetiyle nizalı taşınmazın çay yatağı kapsamında kalıp kalmadığı, çay yatağından kazanılıp kazanılmadığı ve çayın etki alanında bulunup bulunmadığının denetime olanak verecek biçimde belirlenmesi, tanık ve yerel bilirkişi sözlerinin, bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, imar-ihya çalışmalarının başlama ve tamamlanma tarihleri ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ve süresinin ayrı ayrı tespiti gerekmektedir. Bu açıklamalar kapsamında değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekir. Eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru değildir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : 2/B Kadastrosu Sonrası Zilyetlik Tespiti K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6831 sayılı Yasa'nın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman dışına çıkarılan taşmazda zilyetliğin tespiti isteğine ilişkindir. Mahkemenin ilk kararı Yargıtay 16. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuş olup, temyiz incelemesi bozma üzerine verilen karara ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                  Hukuk Dairesi’nin 27.11.2001 tarih ve 2001/8901-8796 esas karar sayılı düzeltilerek onama ilamı ile çekişmeli parsellerin zilyetlik şerhi olmaksızın tespit gibi tesciline karar verilmek suretiyle 26.02.2002 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı ..., 30.04.1998 tarihinde Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesine çekişmeli taşınmazlara ait kayıtların beyanlar hanesindeki davalılar ... ve ...’in zilyetlik şerhinin iptali ile kendi zilyedinde olduğunun tespiti istemiyle dava açmış; işbu dava dosyası görevsizlikle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava hakkında kesin hüküm nedeniyle karar vermeye yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu