Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e kendisinin sattığını ve parasını peşin aldığını, mütecaviz ...' nın kendisinni torunu olup bu yer ile ilgi ve alakasınun bulunmadığını beyan etmiş ve 26.08.2002 tarihli ve 2002/36 sayılı Kaymakamlık kararı ile mütecaviz ...' nın müdahalesinin men'ine ve yerin mahallen muteriz ...' e teslimine karar verilmiş ve bu men kararı 30.08.2002 tarihinde infaz edilmiştir. Akabinde söz konusu men kararına rağmen ...'nın taşınmazdaki müdahalesine son vermediği iddiasıyla, 18.09.2002 tarihinde zilyetliğin korunması istemli olarak eldeki dava açılmıştır....

    ifade ve özetle; taşınmazın mirasçıların olduğunun tespiti ile davalının taşınmaza yaptığı müdahalenin men'i ve kal'ine karar verilmesini talep etmiştir....

    O halde, konusu TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması davası olmadığına göre uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 08/05/2017 gününde oy birliği ile karar verildi....

      O halde zilyetliğin korunması davası süresinde de açılmamıştır. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 19.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava; TMK'nun 981 vd. maddeleri gereğince açılan zilyetliğin korunması ve müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere bu tür davalarda zilyetliğe tecavüz tarihi itibariyle taraflardan hangisinin üstün, öncelikli ve korumaya değer zilyetliğinin bulunduğu tespit edilir. Bu tespit yapılırken üstünlük tanınan zilyetliğin ilgili zilyede mülkiyet hakkı kazandırıp kazandırmadığının her hangi bir önemi yoktur. Diğer bir yandan zilyetliğin koruması davalarında, korunması istenilen zilyetlikle beraber herhangi bir ayni ya da şahsi bir hakkın bulunmasına gerek yoktur. Zilyetliğin korunması davaları sonunda verilen kararlar TMK'nun 713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddeleri uyarınca açılan zilyetlik hukuksal nedenine dayalı mülkiyetin aktarılması talepli davalarda kesin hüküm teşkil etmez....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması, ecrimisil ve tazminat ... ile ... aralarındaki zilyetliğin korunması, ecrimisil ve tazminat davasının reddine dair Didim (Yenihisar) Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 10.05.2011 gün ve 540/216 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ......

          Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, Hazine'ye ait taşınmaz mal üzerine, izinsiz olarak, hafif yapı niteliğinde olmayan yapı kuran zilyetlerin, arsa maliki Hazine'den başka kişiler aleyhine açtıkları davalar, arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakla, salt zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir hak davasıdır....

          Mahkemece, dava konusu taşınmazda davacının mülkiyet hakkının ve iddiasının olmadığı, kira sözleşmesine dayalı olarak davalıya karşı meni müdahale davası açıldığı, HUMK 8.II-3. maddesi gereğince yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davalara Sulh Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş; hüküm,davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Davacının talebi el atmanın önlenmesi, kiracılığın tespiti ve muarazanın giderilmesine ilişkin olup, zilyetliğin münhasıran korunması ile nitelendirmek mümkün değildir. Mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 29.2.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece, davanın hakka dayalı olduğu, zilyetliğin tespiti ve korunması talepli olup; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde, tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu 117 ada 1 ve 117 ada 2 parsel, 06.09.1990 tarih ve 31.01.1992 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalara göre dava; TMK'nun981 vd. maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. TMK'nun 984.maddesinde; “Gasp ve saldırıdan dolayı dava hakkı, zilyedin fiili ve failini öğrenmesinden başlayarak iki ay ve her halde fiilin üzerinden bir yıl geçmekle düşer.” denilmiştir....

              Dosya kapsamından, taraflar arasındaki ihtilafın mülkiyet esaslı bir ihtilaf olduğu, sırf zilyedliğin korunması amaçlı olarak bu davanın açılmadığı, davanın mülkiyetin tespiti ve korunması istemini de içerdiği anlaşılmaktadır. Buna göre, nitelenen dava bakımından 6100 HMK'nın 2. maddesine göre mal varlığına dayalı bu davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Sinop 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09.06.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu