ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu, kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı hususlarının, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek ve Hazine adına tescil edilmek suretiyle kadastrosunun yapılacağı hükmünü içermektedir....
alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu, kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı hususlarının, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek ve Hazine adına tescil edilmek suretiyle kadastrosunun yapılacağı hükmünü içermektedir....
Köyü, 145 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve davalı ... ‘nin kullanımında olduğuna dair beyanlar hanesine şerh verildiğianlaşılmaktadır. Davacı, 3402 sayılı yasanın ek 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kendi zilyetliğinde bulunduğu halde, beyanlar hanesinde kullanıcı olarak davalı gerçek kişinin adının şerh verildiğini ileri sürerek, kullanıcı şerhinin kımen iptali ile çekişmeli taşınmazın bu bölümün ayrılarak beyanlar hanesine kullanıcısı olarak adının şerh verilmesini talep etmiştir. Bu halde, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... ... 4....
Davacılar, 3402 sayılı yasanın ek 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmazınbir bölümünde kendi zilyetliğinde bulunduğu ve davalı gerçek kişilerin bu taşınmazda hiçbir hakkı bulunmadığı halde, beyanlar hanesinde davalı gerçek kişilerin adlarının kullanıcı olarak şerh verildiği ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın davalı gerçek kişiler adına olan zilyetlik şerhinin iptali ile çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesine adlarının eşit paylarla şerh verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Davanın 02.05.2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ......
Davacı, dava konusu taşınmazda 3402 sayılı yasanın ek 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmazın kendi zilyetliğinde bulunduğu halde, davalı gerçek kişinin beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterildiğini ileri sürerek, kullanıcı şerhinin iptali ile çekişmeli taşınmazın zilyedi olarak adının beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. Davanın 23.01.2014 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 15. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 02.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılardan ..., ..., ..., ..., ... ve davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; Davacının, dava konusu ... ili ... ilçesi ... köyü ... ada ... parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde mevcut davalılara dair zilyiletlik şerhinin kaldırılması ve fındık ağaçlarının davacıya ait olduğunun tespitine dair davasının kısmen kabulü ile ... ada ... parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde mevcut "1999 yılından beri ... kızı ... evlatları ..., ..., ..., ... evlatları ..., ..., ... ve ...'in kullanımındadır ve fındık ağaçları adı geçenlere aittir." şerhinin kadırılması ile "1999 yılından beri Murat evlatları ... ve ... kullanımındadır ve fındık ağaçları adı geçenlere aittir" şerhinin düşülmesine, Davacının dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın beyan hanesinde mevcut "parsel üzerindeki fındık ağaçlarının ... evlatları ... ve ...'...
Mahkemece, davacının dayandığı zilyetliği devir senedinin dava konusu taşınmazın dava edilen bölümünü kapsadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme karar için yeterli bulunmamaktadır. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasa'ya eklenen Ek 4. maddesi gereğince, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerle ilgili kadastro tespiti sırasında, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle Hazine adına tescil edileceği düzenlenmiş olup, anılan bu düzenleme karşısında bu tür davalarda fiili kullanım durumunun ne şekilde olduğunun yöntemince araştırılması gerekir; Ancak mahkemece, dava konusu taşınmazda fiili kullanımın ne şekilde sürdürüldüğü yöntemince araştırılmamıştır....
Somut olayda, dosya kapsamından, ... ili, ...Merkez 120 ada 14 parsel sayılı taşınmazın, 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve tarla olarak olarak ...'ın kullanımında olduğuna dair beyanlar hanesine şerh verildiği anlaşılmaktadır. Davacı, 3402 sayılı Kanunun Ek 4 maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmazın kendi zilyetliğinde bulunan kısmının, beyanlar hanesinde kullanıcı olarak davalı ... adının şerh verildiğini ileri sürerek, kullanıcı şerhinin iptali ile çekişmeli taşınmazın adına beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. Bu halde, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan ve çekişmesiz yargı işi niteliğinde de olmayan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... ... 15....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında 244 ada 10 parsel sayılı 240.40 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydının beyanlar hanesinde adına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, tapu kaydının beyanlar hanesine taşınmazın 13.12.2010 tarihinden beri davacı ...’ın fiili kullanımında olduğunun şerh edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Yasanın ek-4. maddesi gereğince yapılmış bir kadastronun bulunmadığı, kütüğün beyanlar hanesinde yazılı zilyedlik veya muhdesat şerhi, aynı hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp satılması, değiştirilmesi mümkün olmadığı, ancak yörede 4127 sayılı Yasa ile değişik 2924 sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu ile hak sahipliği tespit komisyonunun yapacağı tespit sırasında ve 3402 sayılı Yasanın Ek 4 maddesi gereğince yapılacak kadastro sırasında değerlendirilebileceği, muhdesat ve kullanımla ilgili itiraz ve dava haklarının da o aşamada kullanılabileceği gözönünde bulundurularak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 06/03/2012 günü oybirliği...