Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahallesi, 2694 Ada, 16 parsel sayılı taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan bahçe, ev ve kömürlüğün davalı ...'in kullanımında olduğunun beyanlar hanesine şerh verildiği anlaşılmaktadır. Davacı, 3402 sayılı yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmazın kendi zilyetliğinde bulunduğu halde, beyanlar hanesine davalı ...'in adının kullanıcı olarak şerh verildiğini ileri sürerek taşınmazın beyanlar hanesinde yer alan davalının kullanımında olduğuna ilişkin şerhin iptali ile kendi kullanımında olduğunun tespitini talep etmiştir. Davanın 02.10.2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

    nin zilyet ve tasarufunda olduğu göterilmiştir. 2009 yılında güncelleme çalışmaları yapılmış ve çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesindeki kullanıcı gösterimi değiştirilmemiştir. Davacı ... vekili 16.10.2012 tarihli dava dilekçesi ile çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesindeki kullanıcı gösteriminin ortak miras bırakan ... oğlu .... şeklinde düzeltilmesi istemiyle dava açılmıştır. Yargılama sırasında .... evlatları.... ve ...., oturama katılarak davacı ile aynı iddalarla davaya katılma isteminde bulunmuşlar ve istemleri kabul edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece; davacının, kardeşi olan davalı adına beyanlar hanesinde gösterilen zilyetlik şerhinin iptali ile muris ölü .......

      Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... 9. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, dava konusu taşınmazın beyanlar hanesinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi, davanın tapu kaydının beyanlar hanesinin tespiti istemine ilişkin olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğu, bu davanın görülmesinde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda davacı, taşınmazın beyanlar hanesinde davalının adının yazıldığını belirterek taşınmazın beyanlar hanesinin düzeltilmesini talep etmiştir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2021 NUMARASI : None DAVA KONUSU : Kadastro Öncesi Nedene Dayalı Muhtesat Tespiti ve Beyanlar Hanesinde Gösterimi KARAR : Torbalı 1....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki zilyetliğin tespiti davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili 09/03/2010 tarihli dava dilekçesi ile; ... köyü 534 parsel sayılı taşınmazın 1997 yılında yapılan kadastro sırasında, 2/B niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, ancak taşınmaz kendi murisleri olan ...’in zilyetliğinde olduğu halde taşınmazın beyanlar hanesinde hatalı olarak davalı ... oğlu ...’in zilyetliğinde olduğu şerhinin verildiğini, davalının bu konuda çekişme çıkardığını belirterek taşınmazın murisleri olan ...’in zilyetliğinde olduğunun tespitini istemiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: 1- Dava, davacının paydaşı olmadığı ancak mülkiyet iddiasında bulunarak muris muvazasına dayalı tapu iptali ve tescil davası açtığı, ayrıca muhtesat iddiasında bulunduğu, tapu malikleri arasında derdest ortaklığın giderilmesi davası bulunan taşınmaz hakkında görülen ortaklığın giderilmesi davasına müdahale; eldeki davanın ortaklığın giderilmesi dosyası ile birleştirilmesi; muhtesat tespiti ve muhtesatların tapunun beyanlar hanesinde gösterimi ve ortaklığın giderilmesi dosyasında satış kararı verilecek olması halinde muhtesata denk gelen payın davacıya ödenmesi taleplerine ilişkindir. 2- Dosya kapsamından, çekişmeli Manisa İli, Akhisar İlçesi, Dereköy Mahallesi, 53.980 m2 yüzölçümlü, zeytinli tarla vasıflı taşınmazın davalılar adına payları oranında müştereken kayıtlı olduğu; taşınmazda davacının payının olmadığı, mahkemenin 2019/2353 esas sayılı dosyasında anılan taşınmaza ilişkin olarak davalılar arasında görülmekte olan ortaklığın giderilmesi...

          SONUÇ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre, davacı vekili tarafından, davalı Hazine aleyhine açılan zilyetliğin tespiti ve beyanlar hanesine şerh verilmesi isteklerine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda; herhangi bir kullanım kadastrosu ya da güncelleme kadastrosuna tabi tutulmaksızın, 11/01/1994 tarihli imar işlemi sonucunda arsa vasfı ile Hazine adına tescil edildiği ve Orman İdaresi'nin 07/07/2009 tarihli yazıları gereğince, 22/07/2009 tarihli tescil işlemi ile tapunun beyanlar hanesine "Taşınmazın tamamı 6831 sayılı yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır" şerhi konulduğu anlaşılan taşınmaza yönelik olarak açılan zilyetliğin tespiti ve beyanlar hanesine şerh konulması talepli davada, yerleşik Yargıtay kararları ile de benimsendiği üzere, davacının bu türden bir davayı açmada hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın hukuki yarar ve dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir...

          Asliye Hukuk Mahkemesi ise, yalnızca tapudaki beyanlar hanesinde değişiklik yapılması talep edilen davaya çekişmesiz yargı işi niteliğinde olması nedeniyle sulh hukuk mahkemesinde bakılması gerektiğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, davaya konu taşınmazın 2/B niteliğine sahip olduğu, yapılan zilyetlik tespiti çalışmalarında bu taşınmazın beyanlar hanesine, uzun zamandır zilyetliği bulunmasına rağmen davacının adının zilyet olarak yazılmadığı belirtilerek taşınmazda davacının zilyetliğinin tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Davanın 18.10.2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11.maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

            Asliye Hukuk Mahkemesi ise, yalnızca tapudaki beyanlar hanesinde değişiklik yapılması talep edilen davaya çekişmesiz yargı işi niteliğinde olması nedeniyle sulh hukuk mahkemesinde bakılması gerektiğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, davaya konu taşınmazın 2/B niteliğine sahip olduğu, yapılan zilyetlik tespiti çalışmalarında bu taşınmazın beyanlar hanesine, uzun zamandır zilyetliği bulunmasına rağmen davacının adının zilyet olarak yazılmadığı belirtilerek taşınmazda davacının zilyetliğinin tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Davanın 18.10.2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11.maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....

              Davacı, dava konusu taşınmazda 3402 sayılı yasanın Ek 4. maddesi uyarınca yapılan tespit çalışmalarında, çekişmeli taşınmazın 1.300 m2'lik kısmının kendi zilyetliğinde bulunduğu halde, beyanlar hanesinde adının kullanıcı olarak şerh verilmediğini ileri sürerek adının kullanıcı olarak taşınmazın beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. Davanın 15.04.2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 17. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu