Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü 995 parsel sayılı 3171 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, köyde 2924, 3763 ve 4127 sayılı yasa hükümlerine göre yapılan arazi kadastrosunda ...’in kullanımında olduğu beyanlara yazılarak Hazine adına tesbiti 12.04.2000 ila 12.05.2000 tarihleri arasında yapılan ilan süresinde dava konusu edilmediğinden kesinleşmiştir....

    Mahkemece, 2329 ada 4 sayılı parsel içinde krokide gösterilen 235.07 m2 yüzölçümlü taşınmazdaki davacının zilyetliğinin tesbiti ile davalıların bu yere yaptıkları tecavüzlerin men’ine karar verilmesi üzerine; hüküm, dahili davalılar Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Dava, TMK.nun 981 ve devamı maddeleri gereğince çözümlenmesi gereken zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Dosya arasında bulunan tapu kaydına göre 2329 ada 4 sayılı parsel 3.622.297 m2 yüzölçümlü olarak “ meskun arazi niteliğiyle” Hazine adına tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Tescil tarihi 22.05.1995’dir. Ümraniye 1.Bölge Tapu Sicil Müdürlüğünün 27.03.2006 gün ve 1118 sayılı karşılık yazılarıyla eki belgelerden dava konusu parselin 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırlarının dışına çıkarılan yerlerden olduğu bildirilmiştir....

      , beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ve sürdürülüş biçimi belirlenmeli, taşınmazın niteliği ile ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazın tüm yönlerinden çektirilecek fotoğrafları üzerinde taşınmazın davaya konu bölümü işaretlettirilmeli, fen bilirkişiden dava konusu edilen bölümleri tereddüte yer bırakmayacak şekilde rapor ve krokisinde göstermesi istenilmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir....

        Ayrıca, bu yerde 20 yıl süre ile tarım alanı olarak zilyetliğin var olduğunun tesbiti yolunda 1980, 1990’lı yıllara ait memleket haritaları uygulanarak, taşınmazın bu belgelerde ne şekilde göründüğü de denetlenmemiştir." ifadelerine yer verilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra; davanın reddine, dava konusu ... ilçesi, ... köyü 107 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ..., ..., ... (...), ... (...), ... (...), ... (...) ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1993 yılında orman kadastrosu ve 2/B uygulamaları birlikte yapılarak, sonuçları 29/04/1997 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir. Ayrıca, 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 28.04.2009 - 27.05.2009 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastro çalışmaları vardır....

          Bu anlamda keşif sırasında beyanlarına başvurulan tespit bilirkişisi ... çekişmeli taşınmazın bilinen ilk zilyedi olan ...’ın ölümünden sonra boş kaldığı, ardından davacı ... tarafından tespit tarihinden sonra temizlenerek kullanılmaya başlandığını beyan etmesine karşın bu yön üzerinde durulmamış, taşınmaz üzerinde sürdürüldüğü iddia edilen zilyetliğin uzun süreli kesintiye uğrayıp uğramadığı, bu kesintinin terk mahiyetinde olup olmadığı değerlendirilmemiş, tespit tarihinden sonra başlayan zilyetliğin iktisaba elverişli olmadığı hususu göz önünde bulundurulmamış, bozma ilamında açıkça 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan rapor alınması gereğine değinildiği halde, taşınmazın toprak yapısı, bitki deseni, var ise üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi, taşınmazın imar ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı yönünden bilimsel esaslara uygun ve uyuşmazlığın çözümüne elverişli şekilde değerlendirmekten uzak, soyut ve genelgeçer ifadeler içeren, ayrıca raporun ekinde yer alan...

            Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, somut olayda davacı, davaya konu ettiği evin ve bahçesinin murislerinden intikal ettiğini iddia ederek şahsi bir hakka (miras hakkına) dayanmakta olup, eldeki davanın salt zilyetliğin korunması niteliğinde olduğunun ve yapı ile davacının zilyetlikten başka ilişkisinin bulunmadığının kabulüne olanak bulunmamaktadır....

            çekişmeli taşınmazlar başında mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları eşliğinde keşif yapılması, yapılacak keşifte zilyetliğin kadastro tespit tarihine kadar zilyetliğin kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde sürdürüldüğü, satış ile birlikte dava konusu taşınmazların zilyetliğinin davacı yana devredilip devredilmediği hususları tereddütsüz olarak saptandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması ... ile ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının kabulüne dair ......

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, kira sözleşmesine dayalı zilyetliğin korunması istemli zilyetliğin tespitinden kaynaklanmaktadır. 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 05/07/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Tespiti K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin tespiti isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı ile hazırlanan, 28.01.2022 tarihli ve 31733 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (7.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu