Bölge Adliye Mahkemelerinin temyiz edilemeyen kararlarına ilişkin olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-b maddesinde “Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları hariç olmak üzere 4 üncü maddede gösterilen davalar ile (23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar”ın temyiz edilemeyeceği hükmü düzenlenmiş olup, eldeki zilyetliğin tespiti ve korunmasına ilişkin davada ilk derece mahkemesi olarak yargılama Sulh Hukuk Mahkemesince yapılarak karar verilmiş olduğundan davacı vekilinin temyiz dilekçesinin HMK’nin 362/1-b maddesi uyarınca reddi gerekirken yazılı şekilde HMK’nin 362/1-a maddesine dayalı olarak miktar itibarıyla kesin olduğu gerekçesiyle reddi doğru değil ise de ret kararı sonuç itibarıyla doğru olduğundan bozma konusu yapılmamış, ek kararın onanması gerektiği...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/05/2022 NUMARASI : 2020/197 ESAS, 2022/120 KARAR DAVA KONUSU : Zilyetliğin Korunmasına İlişkin Davalar KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
Asliye hukuk mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, davanın salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı ve asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaların (dava konusu malın değerine bakılmaksızın) sulh hukuk mahkemelerinde görüleceği (m.4,l/c) düzenlenmiştir. Bu davalar, TMK 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nın 973. maddesinde zilyetlik "Bir şey üzerinde fiili hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır. TMK'nın 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur....
Mahkemece, beyanlar hanesinde davacı lehine zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile açılan davanın zilyetliğin korunması davası olduğu kabul edilerek "Sulh Hukuk Mahkemesinin" görevli olduğuna karar verilmiştir. Tapu kaydının beyanlar hanesinde olmayan şerhin verilmesine ya da mevcut şerhin değiştirilmesine ilişkin davaların kayıt maliki Hazine'ye ya da lehine kullanıcı şerhi bulunan kişilere karşı açılması zorunlu olup, özen gösterilmediğinde hak sahipliğinde değişiklik sonucunu doğuracak bu tür davaların çekişmesiz yargı işi olduğundan ve zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğundan söz edilemez. Ancak davanın beyanlar hanesinde lehine zilyetlik şerhi verilmiş olan kişide değişiklik yapılmadan sadece isim hatasının düzeltilmesi istemi ile açılmış olması halinde kayıt maliki Hazine'nin sadece ilgili sıfatı ile taraf gösterilmesi gerekli olup özü itibarı ile bu tür davalar çekişmesiz yargı işi olduğundan Sulh Hukuk Mahkemeleri görevlidir....
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK‘nin 4. maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görevi belirlenmiş olup buna göre dava konusunun değer ve tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar, taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalar, taşınır ve taşınmaz mallarda salt zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalar ve bu kanun ile diğer kanunların sulh hukuk mahkemesi ve sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davalardır. Yine Kanun'un 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmiştir....
Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR TMK'nin 982.maddesi uyarınca zilyetliğin korunması ve elatmanın önlenmesi istemli açılan davada ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafın istinaf talebi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesinin tarafından istinaf başvurusunun esastan reddi kararına karşı davalı vekili temyiz yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK'nin sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4.maddesine göre; taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaların görülmesinde sulh hukuk mahkemeleri görevlidir....
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Temyiz edilemeyen kararlar" başlıklı 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde " Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar hariç olmak üzere 4 üncü maddede gösterilen davalar ile (23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar." hükmü yer almaktadır. 6100 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinde münhasıran karar tarihi itibarıyla sulh hukuk mahkemesinin görev alanına giren zilyetliğin korunması davaları hakkında verilen kararlar kesin olup temyiz edilemez....
Sulh Hukuk Mahkemesince; davanın malvarlığına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, uyuşmazlığın salt zilyetliğin korunmasına ilşkin olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiştir. 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Yasanın, sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/I-c. maddesi ise “Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları” hükmünü içermektedir....
Taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaları...görür." denilmektedir. Madde içeriğinden açıkça anlaşılacağı üzere, yalnız zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar, dava değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesince görülecektir. Maddede yer alan "yalnız zilyetliğin korunması davaları" ile, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 982. ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğin gaspı ve zilyetliğe saldırıdan doğan davalar amaçlanmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Zilyetliğin Gasbında Dava Hakkı" başlıklı 982. maddesinde: "Başkasının zilyet bulunduğu bir şeyi gasbeden kimse, o şey üzerinde üstün bir hakka sahip olduğunu iddia etse bile onu geri vermekle yükümlüdür. Davalı, o şeyi davacıdan geri almasını gerektirecek üstün bir hakka sahip olduğunu derhal ispat ederse onu geri vermekten kaçınabilir. Dava, şeyin geri verilmesine ve zararın giderilmesine yönelik olur."...
Dava; zilyetliğin tespiti ve vaki müdahalenin önlenmesi talebine ilişkindir. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK‘nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görevi belirlenmiş olup buna göre, dava konusunun değer ve tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar, taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalar, taşınır ve taşınmaz mallarda salt zilyetliğin korunmasına yönelik olan davalar ve bu kanun ile diğer kanunların sulh hukuk mahkemesi ve sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davalardır. Yine Kanunun 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmiştir....