TMK'nun 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nun 973. maddesinde zilyetlik “bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir” biçiminde tanımlanmıştır. TMK.nun 982 ve 983.maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki zilyetliğin korunması davasıyla zilyet zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır....
Dava zilyetliğin tespiti ve korunması isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Hapis hakkı tanınması Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı hapis hakkı tanınması talebine ilişkin davaya dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının, bu yapı üzerinde sarf ettiği malzeme nedeniyle TMK'nın 722 ve müteakip maddelerine göre, kişisel bir hakkı vardır. Kurulan yapının hafif inşaat niteliğinde olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir....
İçtihadında “TMK 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nın 973. maddesinde zilyetlik "bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır. TMK'nın 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek sulh hukuk mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır....
Kural olarak; bu tür taşınmazlar üzerindeki gerçek kişilerin zilyetliğinin korunması gerekir ise de, kendilerine dava ihbar olunan Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü vekilleri davaya dahili davalı olarak katıldıklarından artık gerçek kişilerin zilyetliğinin korunması söz konusu olamaz. Davacının TMK.nun 683. maddesi çerçevesinde mülkiyet hakkından kaynaklanan ayni bir hakkı da söz konusu değildir. Taşınmaz Hazineye ait olup Hazinenin davada yer almış bulunması nedeniyle davacının şahsi hakka dayalı zilyetliğine üstünlük tanınması olanağı bulunmamaktadır. Hazine davada taraf olduğuna göre, TMK.nun 981 ve devamı maddelerinin somut olayda uygulama olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davacı tarafın zilyetliğinin korunmasına karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz hukukuna ilişkin davada Ayvalık Sulh Hukuk ve Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira sözleşmesine dayalı zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, kiralanan taşınmazın kullanılmasına izin verilmemesinden kaynaklanan zilyetliğin korunması davasında görevin dava değeri olan yıllık kira bedeline göre belirleneceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğu, zilyetliğin korunması davasının da sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz hukukuna ilişkin davada Ayvalık Sulh Hukuk ve Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira sözleşmesine dayalı zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, kiralanan taşınmazın kullanılmasına izin verilmemesinden kaynaklanan zilyetliğin korunması davasında görevin dava değeri olan yıllık kira bedeline göre belirleneceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğu, zilyetliğin korunması davasının da sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın tapusuz taşınmaza elatmanın önlenmesi talebine ilişkin olduğu, 6100 sayılı HMK'nın 4/1-c maddesine göre zilyetliğin korunmasına yönelik davalarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Sinop Sulh Hukuk Mahkemesi ise taraflar arasındaki ihtilafın mülkiyet esaslı ihtilaf olduğu, sırf zilyetliğin korunması amaçlı olarak davanın açılmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda; davacı, dava konusu taşınmazı 2/B arazisi iken satın aldığını, davalı ...'un mülkiyet hakkı olmamasına rağmen binanın alt katında oturmasına izin verdiğini, ancak davalının evi kendisinin yaptırdığını iddia ederek taşınmazın çatısını yaptırmaya engel olduğunu belirterek davalının taşınmaza vaki müdahalenin önlenmesin karar verilmesini talep etmiştir....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık yalnız Zilyetliğin korunması hükümlerine dayanmadığından, uyuşmazlığın ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nun 21. ve 22.maddeleri gereğince ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,07.12.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....